Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti Hafter güçlerini gerileterek alan kontrolünü genişletmeye devam ediyor. UMH, aradaki mesafe ve lojistik zorluklara rağmen Türkiye'nin sağladığı stratejik destek ile Rusya, BAE ve Mısır'dan destek alan Hafter güçlerini önce durdurdu ve son günlerde ise geriletmeye başladı. Bu da hem sahada hem de uluslararası alanda dengelerin değişmesi anlamına geliyor. Önce Trablus'tan Tunus sınırına kadar olan bölgenin sonra da Vatiyye askeri üssünün kontrol edilmesi bu anlamda büyük bir başarı ve önemli bir dönüm noktası.
Askeri üssün hem lokasyonu hem de askeri anlamda kullanışlılığı göz önünde bulundurulduğunda UMH güçlerinin bundan sonra daha hızlı değişmesini bekleyebiliriz.
Zira üs ele geçirildikten sonra birçok mahalle, hükümet binası ele geçirildi ve hükümet sözcüsü yeni hedefin Tarhuna ve kontrolünün de zamanlama meselesi olduğunu bildirdi.
Tarhuna'nın da kontrol edilmesi, Hafter'in doğu-batı ekseninde harekat alanının kısıtlanması ve Libya'nın batısı üzerindeki baskısının minimum seviyeye indirilmesi anlamına gelecek.
Sahada bu gelişmeler yaşanırken UMH'ye yönelik uluslararası güven ve tanınırlık/meşruiyet alanı da gittikçe genişliyor. Trablus'u ve dolayısıyla bütün Libya'yı askeri güç ve Rusya, BAE, Mısır gibi ülkelerden elde ettiği destekle kontrol etme iddiasıyla ortaya çıkan Hafter'in bu önemli noktalarda gerilemesi uluslararası arenada da yankı buldu. Söz konusu kayıplar Hafter'in ve destekçilerinin gücünün abartıldığını ve ülkeyi kontrol etme, istikrarlı bir şekilde yönetebilme kabiliyeti üzerinde önemli soru işaretleri oluşturmaya başladı. ABD ve NATO'dan gelen açıklamalar bu anlamda dikkat çekici. Hafter'e destek veren ülkelerde ise bir tereddüt gözlemlenmeye başladı.
Bundan sonra Libya'da dengeleri etkileyebilecek iki önemli unsur söz konusu: Birincisi Hafter'in bu kayıplara karşı yapacağı hamle. Hafter destekçileri arasında bir çözülmeyi önlemeyi önlemek amacıyla bir karşı hamle yapacaktır. Son günlerde güç gösterisi adına sahip oldukları savaş uçaklarına dair görüntüler ve Hafter sözcüsünün bu uçakların sürekli havada uçtuğundan söz etmesi tırmanmayı göze alabileceğine işaret. Nitekim Vatiyye'yi kaybettiği saatlerde BAE'den ateşkes çağrıları gelmiş olması resmi tamamlar nitelikte. BAE'nin olumlu gibi görünen mesajlarının ardından beklenmedik ve çirkin -doğrudan ya da dolaylı- saldırıları gerçekleştirmesi uyguladığı en klasik yöntemlerinden biri olageldi. Dolayısıyla bir sonraki hamlelerine dikkat kesilmek yerinde olacaktır. Hafter'in sahip olduğu askeri araçlarla Türkiye karşısında tutunabilmesi elbette mümkün değil.
İkincisi de Türkiye destekli UMH'nin ilerleyişi karşısında alacağı pozisyon. Uluslararası aktörlerin dikkat kesileceği şey, Libya'yı kimin yönettiğinden ziyade Türkiye'nin Libya'da ve Doğu Akdeniz'de elde ettiği imtiyazlar olacaktır. Daha açık bir ifade ile Türkiye destekli UMH kazanmaya ve dolayısıyla Türkiye Doğu Akdeniz'de harekat alanını genişlettikçe Fransa, Yunanistan başta olmak üzere birçok ülkenin harekete geçtiğine şahit olacağız.
Bu ülkelerin tek başına Türkiye'nin kazanımlarının önüne geçmesi elbette zor. Böylesine bir etki potansiyelleri olsaydı bunu çoktan kullanırlardı. Ancak Türkiye'yi Rusya ve ABD ile karşı karşıya getirmek için çaba sarf edeceklerdir. Dolayısıyla burada bir başka alandaki gelişmeleri yakından takip etmek gerekecek.
[Sabah, 23 Mayıs 2020].