Barzani'ye devlet kurdurup sonra onu yönetelim diyenler mantıksız bir şey söylediklerini pek fark etmiyorlar. Zira uzun yıllardır bezginlik halinde üretilen basmakalıp bir söylemdir bu. Tıpkı terörle mücadelede olduğu gibi.
Birileri doğru düzgün araştırma ve inceleme yapmadan "Terörle mücadele tek başına bir güvenlik meselesi değildir" dedi durdu. Bu öylesine çok söylendi ki sorgulanmaz bir gerçek sanıldı.
Öncelerinde gazete köşelerinde seslendirildi.
Sonra devlet söylemini girdi. Eski bir genelkurmay başkanı da aynı şeyleri söyleyiverdi. Bunu duyan gazeteciler tekrar köşelerine taşıyıp "Bakın terörle mücadelede güvenlik tedbirleri yetmezmiş" dediler. Hâlbuki bunu söyleyen genelkurmay başkanının da böyle bir araştırma yapmadığını yapamayacak olduğunu hepimiz biliyoruz. Sadece piyasada oluşmuş bir nakaratı söyledi ve gitti.
Aynı şey şimdi Barzani konusunda da oluyor. "Engel olamayız sahip olalım" diyorlar. Kusura bakmayın engel olamadığınız şeye sahip olamazsınız.
Bazı durumlarda bazı devletlerin komşularını manipüle ettiği görülür.
Fakat bu bile mutlak bir kontrol değildir. Mesela Gürcistan Rusya'nın nüfuz alanındadır. Mesela Kanada Amerika'nın arka bahçesidir. Kuzey Kore Çin etkisindedir. Fakat dikkat edin. Tarih bu etki alanları üzerindeki mücadeleyle doludur.
Almanlar azıcık başlarını kaldırdılar mı Gürcistan'ı Rusya'ya karşı kışkırtır.
Ukrayna'da sokak eylemleri düzenler ve Rusya'ya yakın devlet başkanını düşürmeye çalışır. Rusya gücü varsa Kırım ve Gürcistan'da yaptığı gibi cevap verir. Ama duracaklar mı? Tabii ki hayır.
Birileri Rusya'nın bu yaralarını kaşımaya devam edecek. Kuzey Kore sözüm ona Çin'in desteği ile ayakta kalıyor. Ama aynı zamanda Çin'in başını da belaya sokma ihtimali çok yüksek. Nasıl da kontrolden çıkabileceğini hep beraber görüyoruz.
Dikkat ederseniz bu örneklerin içinde bir tek Amerika'nın etki alanı sorunsuz görünüyor. Ne Kanada ne de Meksika öylesi büyük krizler doğurmuyor Amerika için. Gerçi Amerikalılara sorsanız güneylerinde de Kanada gibi daha sorunsuz bir ülke tercih ederlerdi ama şimdilik Meksikalı göçmenlerle uğraşmak zorundalar. Tabii Meksikalı göçmenler kaldırılabilir bir maliyet.
Türkiye gibi güneyinde sadece göçmen değil aynı zamanda terör üreten bir bölge de olabilirdi.
Şu örneklere ve benzerlerine kabaca baktığınızda şu sonuç çıkar. Komşu ülkeyi kontrol etmek için en az iki şart gerekir. Bir komşu çökmeyecek ve kendi kendini sürdürebilir olacak. İki Türkiye'nin muhtemel provokatörlerden çok daha güçlü olması gerekir.
Bu örneklerin içinde sadece Amerika komşularını bütünüyle manipüle edebilme şansına sahip. Onun dışında Rusya ve Çin gibi büyük ve acımasız aktörler dahi kendilerine eş veya kendilerinden daha güçlü aktörlerle komşuları üzerinden kapışmak zorunda kalabiliyor. Almanya veya Amerika Ukrayna ve Gürcistan nüfusunu Ruslara karşı düşmanlaştırıp kışkırtabiliyor.
Rusya bile Gürcistan'da Amerikan manipülasyonuna maruz kalıyorsa, kimse bana Barzani’nin Amerikan, İsrail, Alman ve Rus manipülasyonuna maruz kalmayacağını söylemesin.
Türkiye Amerika kadar güçlü olmadığı müddetçe komşularının ona karşı kullanılması ihtimali Türkiye'nin Barzani'yi başkalarına karşı kullanma ihtimalinden çok daha yüksektir.
Amerika kadar güçlü olsanız bile komşu ülke başarısız bir devletse yine bir güvenlik tehdidi var demektir.
Başarısız devletler Türkiye'den daha zayıf devletlerin manipülasyonuna dahi açıktır. Barzani'nin kuracağı bir devlet Birleşik Arap Emirlikleri çapında ve tabii ki İsrail kalibresindeki bir devletin öncelikli hedefi haline gelecektir.
Bütün bunlar üzerinden bakıldığında kimse Barzani'nin bağımsızlık ilan etmesi durumunda daha da kontrolden çıkacağı çok açık. İsrail de zaten bu yüzden bayram ediyor. Herkes tarafını ona göre seçsin.
[Takvim, 19 Eylül 2017].