Hiç kolay değil. Bulunsa bile sürdürülmesi çok zor. Bunu önceden bir kenara yazmak lazım. Ama yine de çabalamakta fayda var. Rejim ve sahiplerinin askeri bir operasyonla yeni bir karmaşa ve kargaşa doğurmasını engellemek için elimizden geleni yapmak zorundayız. Zaten Türkiye şimdiye kadar her türlü denemeyi yaptı. Bu denemelerin kırılganlığını bilerek yaptı. Başarısız olma ihtimalini hiç göz ardı etmedi. Ancak ufak bir şans da olsa, denemek lazım mantığıyla büyük sorumluluklar aldı. Çok geniş bir coğrafyada siyasi bir çözüm üretmek için Rusya'nın kullandığı radikal terör örgütleri bahanesini elinden almaya çalıştı. Evet HTŞ İdlib'de güçlü bir konuma sahip. Ve dünya çapında terör örgütü ilan edilmiş halde. Türkiye de HTŞ'yi terör örgüt olarak tanıyor. Radikal terörle mücadeleye eyvallah. Ancak böyle bir mücadele adı altında dört milyona yakın insanın yaşadığı bir bölgeyi kan gölüne çevirmek büyük yanlış olur. Böylesi bir yanlıştan en çok Türkiye etkilenir. Büyük göç dalgasından tutun da Türkiye'ye yönelik terör denemelerinin hız kazanmasına kadar birçok etkisi olacaktır. İdlib hem Fırat Kalkanı bölgesi hem de Afrin'in güvenliği için de önemli. Burada başlayacak bir çatışma tüm dengeleri bozabilir. Bu nedenle Türkiye tüm dünyanın gözlerini kapadığı bir dönemde bölgede son derece kapsamlı bir terörden arındırma mücadelesi yürütüyor. HTŞ tipi örgütlerin silah bırakması için elinden geleni yapıyor. Rusya bu çözüme razı olabilir. Onun için önemli olan Suriye'deki üsleri. Ancak Esed ve İran daha fazlası için bastırıyor. Esed'e kalsa tüm bölgede etnik temizliğe bile girişmek isteyecektir. Doğru. Onu doyuracak hiçbir anlaşma veya uzlaşı yok. Ancak Esed hesap dışı. Gerçek bir aktör değil. Ne istediğinin de pek önemi yok. Bu nedenle Türkiye Rusya'ya odaklanıyor. Rusların beklentisi gerçekten güvenlik zemininde kaldığı müddetçe burada bir uzlaşı bulunabilir. Güvenlik için gerekli derinlik sağlanabilir. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle bir teklifi Tahran'da dile getirdi. Şimdi Soçi'de yeni bir toplantı var. Erdoğan ve Putin yeniden masaya oturacak. Tahran'da daha ziyade şov vardı. Burada daha çok iş konuşulacak. Türkiye ikili müzakerede Putin'i böylesi bir çözüme ikna edebilir. Türkiye zaman talep edip karşılığında terörden arındırma önerebilir. Her ikisinin gerçekleşmesi için öyle ya da böyle güvenli bölgeler oluşturmak icap edecektir. Türkiye her ihtimale karşın özellikle kuzey bölgesini kendisi için güvenli bölge olarak belirlemeli. Ve her hâlükârda bunun için bastırmalı. Hem terör hem göç meselesine çözüm bulmak için bu kaçınılmaz. Siyasi çözüm arayışı sürdürülemediği durumda dahi Türkiye'nin tehdidi kendi topraklarında değil İdlib'in içinde göğüslemesi gerekecek. Bu yaklaşım siyasi çözüme de askeri çözüme de hazırlıklı olmak anlamına gelir.
[Sabah, 16 Eylül 2018].