Bir hafta içinde Azerbaycan ordusu çok hızlı olmasa da güvenli ve istikrarlı bir ilerleme sağladı. Karabağ'ın doğusunda oldukça uzun bir cephede belli bölgeler ele geçirildi. Operasyonlar bir kuşatma halinde devam ediyor. Ermeni kuvvetleri ise büyük zayiatlar veriyor. Bütün işler askeri düzlemden ibaret olsa Azerbaycan belli bir süre içerisinde tüm Karabağ'ı özgürleştirebilir. Ama tabii ki, operasyonun ilerleyişi büyük oranda diplomatik gelişmelere de bağlı olacak. Rusya başta olmak üzere dış güçlerin müdahalesinin ne zaman ve ne şekilde geleceği askeri operasyonun ilerlemesini de belirleyecektir.
Bunlar sürpriz değil. Azerbaycan Ermenistan ile baş başa kaldığında askeri zafer konusunda şüphe yoktur. Hatta bunu Erivan yönetimi de çok iyi bilir. Burada üzerinde durmamız gereken daha önemli soru ise Ermenistan'ın durduk yere neden böyle bir maceraya atılmış olduğudur.
Tek başına Azerbaycan'a karşı koyma şansı olmayan neden kendi lehine olan bir statükoyu tehlikeye atacak adımlar atsın? Neden durduk yere böyle bir işe girişsin?
Bunun için sıkça sunulan bir açıklama Paşinyan'ın kişiliğine ve becerilerine dair kanaatlerde bulunabilir. Buna göre, Paşinyan son derece anlamsız bir hareketle kendi iktidarını da Karabağ'ı da hatta tüm Ermenistan'ı da ateşe attı. Aslında Paşinyan'ın yanlış hesap yapma ihtimali yabana atılamaz. Ama bu yanlış hesabı neden yaptığı, ne umduğu veya bu yanlış hesaptaki ısrarı da önemli. Çünkü Ermenistan başına bu belayı açmak için uzun süredir uğraşıyor. Temmuz ayında Tovuz'a saldırdı. Şimdi de Karabağ'da, yani kendinin en yumuşak karnında aynı saldırıyı başlattı. Devletler zaman zaman yanlış hesap yaparlar. Kendilerine olmayacak yerlerde kazançlar elde etmeye çalışırlar. Ama bir yanlış bu kadar ısrarla yapılıyorsa ve aslında kazanç veya güvenlik üretme ihtimali de çok yoksa ortada anlaşılmaz bir durum var demektir.
Bu da genelde aklımıza Ermenistan'ın başka bir aktör tarafından kışkırtılmış olduğunu getiriyor. Arkasından Rusya da çıksa Fransa da çıksa pek bir önemi yok. Her kimse Ermenistan'ı kışkırtan bugün yeterli desteği vermediği de ortada. Rusya Ermenistan'ın dövülmesini keyifle seyrediyor. Fransa'nın yapabileceği çok fazla bir iş yok. Amerika'nın da umurunda bile değil.
O nedenle Paşinyan bir önce çatışmaları genişletmek için elinden geleni yapıyor. Ateşi etrafa yayarak kendini sıyırmanın peşinde. Bu yüzden iki de bir Türkiye'ye sataşıyor. Türkiye ise sanırım Paşinyan'ı ciddiye almama konusunda kararlı. En doğru yaklaşım da bu. Bırakalım bir müddet, yani en azından başkaları müdahil olana kadar, Azerbaycan özgürleştirme harekatlarına devam etsin. Ama şunu da bilmek lazım. Belli bir seviyeden sonra birileri müdahil olmaya başlayacak. İşte o zaman Türkiye'nin Azerbaycan'a vereceği desteğin türü ve hacmi büyük önem taşıyacak.
[Sabah, 5 Ekim 2020].