SETA > Yorum |
1915'e Üç Farklı Bakış

1915'e Üç Farklı Bakış

Türkiye içinde 1915'de Ermeni cemaatine karşı olup biteni anlamada üç farklı anlama biçimi ve siyasal pozisyon var.

Türkiye içinde 1915’de Ermeni cemaatine karşı olup biteni anlamada üç farklı anlama biçimi ve siyasal pozisyon var. Bu pozisyonlardan birincisi, “soykırımı siyasal ve hukuksal sonuçlarına bakmaksızın kabul etmek” ÅŸeklinde. Ä°kinci yaklaşım, “soykırım iddiasının yalan olduÄŸu, tehcirin vatan savunması için zorunlu olduÄŸu” yaklaşımı. Üçüncü anlama biçimi ise, “1. Dünya Savaşı ÅŸartlarında tüm Osmanlı unsurları acılar çekti. Ermenilerin bu süreçte yaÅŸadığı acıyı paylaÅŸmaya hazırız” yaklaşımı.

ERMENÄ° SOYKIRIMINI TANIYALIM YAKLAÅžIMI

Bu yaklaşımı savunanların ön kabulü, siyasal ve hukuksal sonuçlarına bakmaksızın “soykırımı kabul edelim” ÅŸeklinde. “Meseleye temelde insani açıdan bakalım” diyorlar. Ermeni soykırımı üzerinden geliÅŸen ulus devletlerin uluslararası siyasetine yönelik bir deÄŸinileri yok. Bu bakış daha çok liberal-sol çevrelerden geliyor.

Bu bakış açısını savunan kesimlerin söylemlerinde 1915 olaylarını anlamada 1. Dünya Savaşı baÄŸlamı yok yada zayıf. Ä°mparatorlukların parçalanıp ulus devlet milliyetçiliklerinin mücadelesinin yaÅŸananları anlamaya yönelik deÄŸeri yok. Filmin sadece tehcir ve trajik ölümler parçasını izole ele alıp, ahlaki ve insani vurguyu ön plana çıkarıyorlar. Ermeni Diasporası ve uluslararası güçlerin pozisyon mücadelelerini dikkate almaksızın salt ve izole ahlaki bir pozisyona davet ediyorlar.

“Ermeni soykırımını tanıyalım” yaklaşımının güçlü yönü insani ve ahlakiliÄŸe vurgusunun yüksek olması. Bu yaklaşımın üç tane de sorunlu tarafı var. Birincisi, söylemlerinin o dönemin Müslüman toplumların acısına yönelik bir hissiyat içermemesi. Kendilerini batı toplumları içindeki liberal sol ile beraber görüp, bu toprakların tarihine ve bugününe “aidiyet ve baÄŸlanma” hissetmiyorlar algısını veriyorlar. Ä°kinci sorun, “soykırım” kelimesine indirgenen halin, mücadele halindeki ulus devletlerin siyasal sopası olacağı meselesini dert etmiyorlar. Üçüncüsü de, soykırım üzerinden yürüyen kampanyada Türklerin de-humanize (insandışılaÅŸtırma) edilmesini sorunsallaÅŸtırmıyorlar.

"ERMENÄ° SOYKIRIMI YOK, VATAN MÜDAFAASI VAR" YAKLAÅžIMI

Bu yaklaşımın özü, tehcir uygulamasını, vatan müdafaası gerekçesiyle savunma ÅŸeklinde. Ermenilere uygulanan tehcirin zorunlu olduÄŸunu söylüyorlar. O dönemde Osmanlının parçalanması planlarının yapıldığını, baÅŸta Ruslar olmak üzere o dönemin emperyalist güçleri tarafından Ermenilerin araç olarak kullanılmak istendiÄŸini, Ermenilerin de milliyetçilik nedeniyle bu iÅŸe gönüllü olduÄŸunu söylüyorlar. Dönemin Ä°ttihat ve Terakki yönetiminin Anadolu’nun ellerinde kalması için tehcir kararı almak zorunda kaldığını ve bu kararında haklı olduÄŸunu düÅŸünüyorlar.

Bu yaklaşımda olanların söylemlerinde tehcir sırasında yaÅŸananların trajedisine yönelik vurgu zayıf. Yaklaşımın insani ve ahlaki boyutu geri planda. Realist ve mücadeleci tonu yüksek. YaÅŸananların acısını hissedip, acıyı paylaÅŸma ile ilgili bir ton nerdeyse yok. Üstelik devlet siyaseti olarak da sürdürülebilir bir tarafı yok.

ORTAK ACI, ADÄ°L HAFIZA VE TAZÄ°YE SUNMA YAKLAÅžIMI

Bu yaklaşımda, olup bitenlerin 1. Dünya SavaÅŸ ÅŸartları tarihselliÄŸinde anlaşılması gerektiÄŸi vurgusu var. O dönemde imparatorlukların parçalandığı, ulus devletlerin kurulduÄŸu ve ve milliyetçiliklerin mücadelesi olduÄŸu ve bu ÅŸartlarda tüm milletlerin acılar çektiÄŸi ifade ediliyor. Balkanlarda ve Kafkaslarda Müslüman toplulukların kitlesel göçlere maruz bırakıldığını, Ermeni tehcirinin de bu ÅŸartlar altında alındığına vurgu yapılıyor.

Bu yaklaşımın diÄŸer bir yönü de, Ermeni toplumunun bu dönemde yaÅŸadığı acıları ve trajediyi kabul edip, taziyesini sunması. Ayrıca, tehcir uygulamasının insanlık dışı olduÄŸu kabul ediliyor. Bu yaklaşımı savunanlar, olayın insani ve ahlaki yönünü kabul edip ve paylaÅŸtıklarını, ama “soykırım” kelimesi üzerinden, meselenin uluslararası güçlerin siyaset aracı haline gelmesine karşıt olduklarını ifade ediyorlar. Bu yaklaşımın diÄŸer bir yönü de, bugünkü Ermenistan ile iliÅŸki kurmaya açık kapı bırakmaları.

[Star, 27 Nisan 2015]