SETA > Haber |
Türkiye'nin Gücü ve Fırsatlar V Avrupa Pazarında Büyüyoruz

Türkiye'nin Gücü ve Fırsatlar V: Avrupa Pazarında Büyüyoruz

İlk çeyrekte AB'ye ihracatımız yıllık bazda dolar olarak % 12,3 düştü ancak bu dönemde euro da, dolar karşısında % 18'e yakın değer kaybetti. O halde aynı ihracata euro cinsinden bakalım dediğimizde, %6,5 oranında bir artışa şahit oluyoruz. İşte bu da, AB'de pazar payımızı arttırdığımıza işaret ediyor. Bununla birlikte, dünya ticaretinden neredeyse hiç bir ülkenin arzu ettiği desteği alamadığı bir dönemden geçiyoruz.

2014 yılında % 2,9 büyüyen ekonomimizin en büyük destekçisi ihracat oldu. Bununla birlikte, yılın özellikle 2. yarısında küresel risklerdeki artış, ihracatımız üzerinde olumsuz yansımalar gösterdi. Bu anlamda en etkili aktörler, ve sadece kendilerini deÄŸil dünyayı da çalkalayan ortaklarımız Irak ile Rusya oldu. Irak'ta IŞİD faktörü, Rusya'da ise Ukrayna gerginliÄŸi ve yaptırımlarla artan ekonomik sıkıntılar, bu pazarlarımızdaki ihracatın gerilemesine yol açtı. Böylece ihracatçımız, hesapta olmayan ilgili dış geliÅŸmeler nedeniyle hız kesmek zorunda kaldı.

2015 yılına dair veriler de, gerek jeopolitik problemlerin, gerekse dünya mal ve para piyasalarındaki geliÅŸmelerin gözle görülür izlerini taşıyor. Irak ve Rusya'da süren tansiyonun yanı sıra, en büyük pazarımız Avrupa baÄŸlamında ise euronun zayıflamasının etkilerini yaşıyoruz. Zira ihracatımızın %45 gibi bir bölümünü AB pazarına yapıyoruz ve burada kullandığımız para birimi, malum euro. Euro deÄŸer kaybedince de, ihracatımız artsa dahi, dolar cinsinden azalıyor görünüyor.

EURO BAZINDA ARTIÅž, DOLAR BAZINDA DÜÅžÜÅž

Åžöyle açıklayayım: TÄ°M'in açıkladığı ilk çeyrek verilerine göre, AB'ye ihracatımız yıllık bazda dolar olarak %12,3 düÅŸtü ancak bu dönemde Euro da, dolar karşısında % 18'e yakın deÄŸer kaybetti. O halde aynı ihracata Euro cinsinden bakalım dediÄŸimizde, %6,5 oranında bir artışa ÅŸahit oluyoruz. Ä°ÅŸte bu da, bölgeye yaptığımız ihracatın kaydi olarak gerilediÄŸine iÅŸaret ediyor.

Dolayısıyla pariteden olumsuz etkilensek de, AB pazarımız büyüyor. Bunu vurgulamamın nedeni ise; önümüzdeki dönemde gerek kur etkilerinde yumuÅŸama gerekse bölgede devreye sokulan para politikasının talebe yansıması yaÅŸandığında, ihracatımızın ivme kazanması yönünde ümit verici olması. Avrupa pazarını bu perspektiften okumak önemli…

DÜNYA TÄ°CARETÄ° KEYÄ°FSÄ°Z

Tabii ihracat rakamlarımızdaki olumsuz seyrin bir diÄŸer sebebi de, hiç ÅŸüphesiz gerek Avrupa'ya gerekse küresel pazara, canlılığın nazlanarak gelecek olması. Sadece bizde deÄŸil, dünya genelinde ticaret keyifsiz ve hatta düÅŸüÅŸte.

Bakın; Dünya Ticaret Örgütü WTO'nun açıkladığı son verilere göre, dünya ihracatı 2015 Ocak-Åžubat döneminde, bir önceki yıla göre %9,1 azalmış. Dolar bazındaki bu hesaplamalara göre, AB'nin ihracatı %15,9, ABD'ninki ise %4,6 daralmış. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde olduÄŸu kadar geliÅŸmekte olanlarda da ciddi düÅŸüÅŸler var. Türkiye'de ise ilk 2 aylık düÅŸüÅŸ, %3,4 ile daha yumuÅŸak bir düzeyde. GrafiÄŸimiz her ÅŸeyi anlatıyor.

WTO verileri arasında, ilk 3 aylık verilere sahip ülkeler de var. Bu baÄŸlamda Hindistan yılın ilk çeyreÄŸinde %14,7'lik ihracat düÅŸüÅŸü yaÅŸarken, Brezilya'nın kaybı %13,7. Endonezya'da %11,7, Japonya'da %6, Kore'de %2,9 düÅŸüÅŸ var. Türkiye'de ise ilk çeyrekteki düÅŸüÅŸ, TÄ°M tarafından açıklanan ve nihai olmayan rakamlara göre %6,8. TÜÄ°K önümüzdeki hafta verileri açıkladığında net olarak öÄŸreneceÄŸiz.

Öte yandan Çin, ilk çeyrekte %4,7 artışla yukarı yönlü hareket eden nadir ekonomilerden. Ancak orada da ilk 2 ayın aksine, Mart'ta %15'e yakın ciddi bir gerilemeyle moraller bozuldu.

Ä°RAN VE ABD PAZARLARI DÄ°KKAT ÇEKÄ°YOR

Kısacası, dünya ticaretinden neredeyse hiç kimsenin arzu ettiÄŸi desteÄŸi alamadığı bir dönemden geçiyoruz. Bununla birlikte, söz konusu kritik süreci saÄŸ salim atlatabilmek için, mevcut pazarlara tutunmak ve yeni ya da umut vaat eden pazarlara odaklanmamız ÅŸart.

ÖrneÄŸin, olumsuzluklar bir yana; ABD pazarındaki çift haneli hızımız dikkat çekiyor. Keza Ä°ran, ihracatımıza ciddi büyüme oranlarıyla destek veriyor. Nükleer müzakerelerinin mutlu bitmesi potansiyeli, bizi de ÅŸimdiden mutlu ediyor. Ayrıca, S. Arabistan ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri'nde de atakta olduÄŸumuzu belirtelim. Bununla birlikte, düÅŸük pay sahibi olduÄŸumuz pazarlara da eÄŸilmek gerek.

Özetleyecek olursak; 2023 hedeflerimize ulaÅŸma kararlılığımız doÄŸrultusunda, pazar çeÅŸitliliÄŸi yönünde ivme kazanmamız gerektiÄŸi ortada. DiÄŸer yandan da sadece miktar deÄŸil, birim deÄŸer bazında da ciddi bir sıçramaya ihtiyacımız var. Bu ise, ihracat ürünlerinin içeriÄŸini, teknolojide daha üst seviyelere çıkarmaktan geçiyor.

Türkiye geçmiÅŸte, ihracatını çok büyük oranda tarım üzerine yapan bir ülkeyken, sonrasında hazır giyim gibi alanlarda öne çıktı. 2000'li yılların baÅŸarısı ise, bir üst kademeye çıkıp, otomotiv ve makine gibi orta yüksek teknolojili ürünlerin ihracatta ataÄŸa geçirilmesi oldu.

Åžimdi ise sıra, yüksek teknolojili ürünlere ağırlık vermekte… Kabaca söyleyecek olursak; otomobilin kg başı deÄŸeri 10 dolar, motor parçasınınki 20 dolar, TV monitörününki 30 dolarken; antibiyotiÄŸin 100, bilgisayarın 120, cep telefonunun ise 250 dolar. Demek ki; ihracatımızdaki yüksek teknoloji payını yukarılara çekmekten baÅŸka çaremiz yok.

Sözü bu noktada, dosyamıza konuk olan Mehmet BüyükekÅŸi ve Ömer Cihat Vardan’a bırakıyor, katkıları için kendilerine teÅŸekkür ediyorum.

Ä°HRACATÇI, KUR RÄ°SKÄ°NE KARÅžI ÖNLEM ALMALI

Ä°hracatın son dönem performansını nasıl yorumlamak gerek?

Mehmet BüyükekÅŸi: 2015'in ilk 3 ayında en çok ihracat yaptığımız ilk 30 ülkenin 13'ü, AB-28 ülkeleri oldu. Bu ülkelerin ihracatımızdaki payı ise % 41 oldu. Bu 13 ülkeye ihracatımız ilk çeyrekte dolar bazında % 11,2 gerilemesine raÄŸmen, euro bazında ihracatımızı % 7,7 arttırdık. Bu da dış ticaretteki daralmaya raÄŸmen AB'de pazar payı kazandığımızı gösteriyor. Zira yılın ilk 2 ayında AB-28'in dışarıdan gerçekleÅŸtirdiÄŸi ithalat, euro bazında %5 gerileme kaydederken, Türkiye aynı dönemde bu bölgeye ihracatını %7,5 arttırdı. Bununla birlikte, euro-dolar paritesindeki toparlanma ile birlikte bu deÄŸiÅŸime fiyatların uyum saÄŸlaması ve euro bölgesinde bir süre sonra deflasyonun sona ermesi ile fiyatların bulunduÄŸu seviyeden daha yukarı çıkacağına, bu durumun da ihracatımıza pozitif yansıyacağına inanıyoruz. Küresel performansa odaklandığımızda ise Türkiye'nin dünya ticaretinde yaÅŸanan daralmadan daha az etkilendiÄŸini, hatta euro bazlı olarak AB'de pazar payımızı artırdığımızı görmek, önümüzdeki dönem için motivasyon ve cesaretimizi artıyor.

Umut vaat eden pazarlar var mı?

Mehmet BüyükekÅŸi: Ä°hracatçılarımızın bir taraftan AB'deki ekonomik büyümeyi yakından takip ederken, diÄŸer taraftan da dolar ile ihracat yaptığımız ve hızla büyüyen ekonomilerdeki fırsatları mercek altına alması gerekiyor. 2015 büyüme beklentilerinde öne çıkan Türkmenistan, Endonezya, Malezya, Hindistan, Katar, Nijerya gibi ülkelerde yeni fırsatların ortaya çıkabileceÄŸine ve bu fırsatlardan en iyi ÅŸekilde istifade edeceÄŸimize inanıyoruz. Rusya'da da, en kötü senaryonun geride kaldığına ve bundan sonraki geliÅŸmelerin olumlu yönde olacağına inanıyoruz.

Dövizdeki hareketlilik ihracatçımızı nasıl etkiliyor?

Mehmet BüyükekÅŸi: Ä°hracattaki düÅŸüÅŸte, parite etkisi ile birlikte tüm dünya ticaretinde dolar bazında yaÅŸanan daralma da etkili oluyor. 2015 tahminleri, dünya ticaretinin % 4-5 gerileme kaydedebileceÄŸi yönünde... Ä°hracatçılarımıza kur risklerine karşı mesajımız ÅŸu: “Riskini hedge et. Kendini hiç etme!” Dolayısıyla, zaten dar kâr marjlarıyla çalışan ihracatçılarımızın, kârlarını dalgalı kur piyasalarında erimesini engellemek için türev enstrümanları ve hedge iÅŸlemlerinden daha etkin ÅŸekilde faydalanmaları gerekiyor.

Hedeflere ulaÅŸmak için ne yapılmalı?

Mehmet BüyükekÅŸi: 2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaÅŸabilmemiz için her alanda Ar-Ge, inovasyon, markalaÅŸma ve tasarıma daha fazla önem vermemiz gerektiÄŸini düÅŸünüyoruz. Ä°hracatın katkısını arttırarak daha anlamlı büyüme rakamlarına ulaÅŸabiliriz. Bunun yolu da 21. yüzyılda bilgi ve teknoloji rekabetinde yer alabilmekten geçiyor. Türkiye'nin rekabet gücünü yükseltmek için 2015 ajandamızda inovasyon baÅŸta olmak üzere Ar-Ge, tasarım ve markalaÅŸma daha fazla yer alacak.

5 BÖLGEYE YOÄžUNLAÅžMAK GEREKECEK

Türkiye geçmiÅŸten bugüne ihracatta neleri baÅŸardı?

Ömer Cihat Vardan: Türkiye son 35 yılda takip ettiÄŸi dışa açık, ihracata dayalı büyüme ekonomi stratejisi ile kendini küresel sisteme entegre etme yolunda önemli baÅŸarılar elde etti. Millet olarak bu dönemde iki önemli zihniyet dönüÅŸümü ve restorasyon projesini baÅŸarıyla tamamladık. Ä°lk olarak 1980'de içe kapalı bir ekonomiden dünyaya açık ihracatla büyüyen bir ekonomik modele geçiÅŸ yapmayı baÅŸardık. Ä°kinci olarak ise 2001 krizi sonrasında ertelediÄŸimiz yapısal reformları gerçekleÅŸtirdik, gerçek anlamda bir piyasa ekonomisine ve demokratik yönetiÅŸim anlayışına geçiÅŸ yaptık. Bu reformlar ve dönüÅŸüm süreci sonrasında bugün Türkiye Ä°talya ve Çin'in arasındaki en büyük ekonomi ve sanayi üretim kapasitesine sahip serbest piyasa ekonomisidir. Bu baÅŸarıların sonucunda millet olarak ortak geleceÄŸimiz için siyaseten sembolik ve psikolojik önemi yüksek olan 2023 yılı için hedefler belirledik.

Peki 2023 hedeflerine ulaÅŸmak için ne gerekli?

Ömer Cihat Vardan: 500 milyar dolar ihracatı hedeflemiÅŸsek, bunu gerçekleÅŸtirecek altyapıyı da oluÅŸturmamız gerekiyor. Türkiye'nin ihracat rakamlarının planlandığı ÅŸekilde artması için Türkiye ekonomisinde bir kısım yapısal sorunların çözülmesi gerekiyor. Bunun için daha geniÅŸ bir vizyona ve politika enstrümanlarına ihtiyaç duyuyoruz. Nitekim ihracatın artması finansman ve enerji maliyeti ile çok yakından ilgili iken finansman maliyetinin düÅŸürülmesi için ise para ve maliye politikası tedbirleri gerektirir. Ä°hracatın deseni ve bunun içinde katma deÄŸeri yüksek ürünlerin payı da aynı ÅŸekilde önemlidir. Yenilikçilik de eÄŸitim ve gençlik politikaları ile yakından ilgilidir.

DEİK ihracata nasıl destek verecek?

Ömer Cihat Vardan: Türkiye'nin ihracat odaklı büyüme stratejisi takip etmeye baÅŸlamasıyla baÅŸlayan Türk ÅŸirketlerin küresel ekonomiye entegre olma sürecine destek vermek amacıyla 1986 yılında kurulan Dış Ekonomik Ä°liÅŸkiler Kurulu (DEÄ°K) Türkiye'nin 2023 hedeflerine daha iyi hizmet edebilmesi için yeniden yapılandırıldı. Yeni DEÄ°K yönetimi olarak, ülke hedefleri doÄŸrultusunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Hedef ülkelere geziler tertip etmekte, o ülkelerden gelen misafirlerimizi de Türkiye'de ağırlamaktayız. Bu kapsamda, planlı ve düzenli bir program takip etmek gerekiyor. Bir yandan ülkemizin adetsel ve hacimsel bazda dış ticaretini geliÅŸtirmek için çalışmakta, bir yandan da dış ticaretin ve özellikle ihracatımızın kg fiyatını yükseltecek, katma deÄŸerini artıracak sistemlere kafa yormaktayız. Ayrıca ülkemize gelecek nitelikli yatırımları teÅŸvik etmekteyiz. Benzer ÅŸekilde müteÅŸebbis Türk iÅŸ insanlarının yurt dışında hangi ülkelerde hangi yatırımlara yönelmeleri yönünde de yardımcı olmaya çalışmaktayız.

Önümüzdeki dönemde dünyada nerelere yoÄŸunlaÅŸmak gerek?

Ömer Cihat Vardan: DEÄ°K olarak hükümetimizin “Ekonomi Öncelikli DönüÅŸüm Programını” ülke ekonomimizin geleceÄŸi açısından stratejik bir hamle olarak deÄŸerlendiriyoruz. Ä°ÅŸ yapma ve yatırım ortamının geliÅŸtirilmesi için iÅŸ konseylerimiz aracılığı ile dünyanın her bir noktasında ülkemizin bayraktarlığını yapacağız. Hedef ülkeler ve hedef ürünler belirlemek ve bunlar üzerinde yoÄŸunlaÅŸmak durumundayız. Bunun için Ekonomi Bakanlığı ile koordineli olarak çalışmalarınızı yürütmekte ve programlar yapmaktayız.
Önümüzdeki dönem için 5 bölgeye yoÄŸunlaÅŸmak gerekir:
1. En büyük ekonomik ortağımız olan AB;
2. Ä°stikrarın bir an önce gelmesini arzu ettiÄŸimiz OrtadoÄŸu;
3. Bünyesinde önemli iÅŸ potansiyeli barındıran Afrika;
4. Küresel ekonominin yeni çekim
merkezi Asya-Pasifik,
5. Varlığımızı mutlaka güçlendirmemiz gereken Latin Amerika,
DoÄŸal olarak her bir ekonomi havzası için ihtiyaca göre çalışma yapmak; deÄŸiÅŸik stratejiler üretmek zorundayız. Ayrıca, halen 50 bin olan ihracatçı sayısının, 2023 yılına kadar 70 bine çıkarılması hedefine katkı saÄŸlayacağız. Bu çerçevede, sadece DEÄ°K üye tabanımızda yer alan ÅŸirketleri deÄŸil KOBÄ°'lerimizi de kapsayan bir çalışma anlayışı gözeteceÄŸiz.

[YeniÅŸafak, 26 Nisan 2015]

Etiketler »