***
Dün İsrail ordusu Cibaliye Mülteci Kampı'nı üçüncü kez vurarak yeni bir sivil katliam daha gerçekleştirdi. Batılı liderler hâlâ İsrail'e insani yardım için bile ateşkes çağrısında bulunmuyor. Başkan Biden Minneapolis'teki bir bağış toplama etkinliği sırasında yapılan protesto karşısında ancak titrek şekilde "rehineler için insani aradan" bahsedebildi. Halbuki ABD ve Avrupa şehirlerinde İsrail'e ve onu destekleyen Batılı siyasetçilere karşı tepki giderek büyüyor. Batı medyasındaki İsrail taraftarlığı da hastanelerin, okulların, kiliselerin, camilerin, fırınların, pazaryerlerinin ve mülteci kamplarının bombalanmasının "savaş suçu" olduğu gerçeğini örtemiyor. Holokost söylemi ile İsrail'in saldırganlığının, Gazze'deki sivil katliamının örtülemeyeceği fikri yaygınlaşıyor. İsrail'in "soykırım yaptığı" algısı dünya kamuoyunda yerleşiyor. [caption id="attachment_100880" align="aligncenter" width="1024"] 3 Kasım 2023 | Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 10'uncu Zirvesi, Kazakistan'ın başkenti Astana'da başladı. Zirvede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ile gözlemci ülkeler Türkmenistan Ulusal Konseyi Halk Maslahatı Başkanı, eski Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbangulı Berdimuhamedov ile Macaristan Başbakanı Viktor Orban yer aldı. (Foto: TCCB / Murat Çetinmühürdar)[/caption] Nitekim BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Direktörü Craig Mokhiber, İsrail'in Gazze'de Filistinli sivillere yönelik uyguladığı "soykırım"a karşı BM'nin başarısız kaldığını söyleyerek görevinden istifa etti. Yine ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Senato'da kanlı ellerle protesto edildi. Batı şehirlerindeki ve kampüslerindeki artan protestolar uluslararası toplumun vicdanının harekete geçtiğini gösteriyor. Ancak Batı medyası ilginç şekilde Filistinlilere sahip çıkan bu insani protestoları kriminalize ediyor. Önde gelen medya mecralarındaki yorumlar Batı vicdanındaki bu kıpırdanmayı iki yönlü bir kampanya ile bastırmaya çabalıyor. Bir yandan 2. Dünya Savaşı'nda Yahudilere yapılanları hatırlatarak toplumlarından İsrail ordusunun sivilleri katletmesini görmezden gelmesini istiyor. Diğer yandan ise bu protestoların Avrupa'yı karıştıracağı, Arap ve Müslümanların Avrupa toplumları için "tehlike" oluşturduğu fikrini işliyor. "Avrupa sokaklarının Arap sokaklarına dönüştüğü" argümanıyla Avrupa solunu, çok kültürlülüğünü ve göç politikasını mahkûm ediyor. Halbuki Batı şehirlerindeki protestolar Batılı devletlerin İsrail katliamını desteklemesi utancını bir nebze hafifletiyor.***
Batılı siyasetçilerin büyük çoğunluğu Netanyahu hükümetinin Gazze'deki Filistinlileri topluca cezalandırmaya/öldürmeye devam etmesinin aynı zamanda Batı medeniyetinin krizini derinleştirdiğini görmek istemiyor. Dünyanın dört bir tarafındaki protestolar değil İsrail ordusunun her 10 dakikada bir çocuk öldürmesine güçlü ülkelerin ses çıkarmaması Batı ve Yahudi karşıtlığını besliyor. Rusya ve Çin ise Batı'nın İsrail'e dair yaşadığı akıl tutulmasını her geçen gün daha etkili şekilde kullanıyor. İşte Astana'da Gazze'de olanlarla dertlenirken Gazze'deki katliama en yüksek sesle karşı çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dönüş uçağında yeni mesajlarının neler olacağını merak ediyoruz. [Sabah, 3 Kasım 2023]