Türkiye, geçmişte kırsal gelişimini tam yoluna koyamadan sanayileşmeyi yakalamaya çalışmıştı. Günün sonunda ekonomik gelişmeyi yerelden genele doğru yaymayı başardığımız söylenemez.
Çarpık kentleşme, hızlı iç göç, yüksek işsizlik ve potansiyelin altında seyreden tarımsal üretkenlik gibi yapısal problemlerimizin arka planında da bu kırsalın azgelişmişliği meselesi yatıyor. Bugün bazı sorunları kökünden çözebilmek için neler yapabiliriz diye düşündüğümüzde yine kırsal kalkınma meselesi karşımızı çıkıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı "Türkiye'de Kırsal Yerleşimler Saha Çalışması Raporu" kırsaldaki ekonomik yapıya ve beklentilere yönelik çarpıcı bulgular sunuyor.
Rapordaki verilere göre, tarım ve hayvancılık kırsaldaki insanların yüzde 44'ünün geçim kaynağını oluşturuyor. Emekli maaşı ve sosyal yardımlarla geçinenlerin oranı yüzde 20.4.
Fabrika işçiliğinin payı yüzde 3.6, hizmet faaliyetleri ise yüzde 1.1'e karşılık geliyor. Kırsaldaki fabrika ve hizmet işlerinin çoğu Marmara, Ege, Akdeniz ve kısmen Karadeniz bölgelerinde yoğunlaşmış.
İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kırsalında yaşayanların sanayi ve hizmetler sektöründe bulabilecekleri iş imkânları sınırlı. Sanayi ve hizmetler sektörü şehirlerdeki üretim-iş ağlarını kırsala kadar genişletemiyor.
Ekonomik yapı çeşitlenmeyince, refah yeterince artamıyor. Yerli ve milli üretime yönelik kurulacak yeni tesislerin kümelenmesini, kırsal gelişimi gözeterek gerçekleştirmek bu açıdan faydalı olabilir. Tarım ve hayvancılıktan elde edilen kârın düşük olması da kırsal ekonominin gelişimini baskılıyor. Kırsalda yetişen ürünü kullanıcıya ulaştırma noktasında aracılara bağımlılık yüksek olunca, üreticilerin eline az para geçiyor. Raporun bulgularına göre, toptancı/tüccar/aracı üzerinden yapılan satışlar yüzde 37.4'lük pay ile ürünlerin satış yöntemleri sıralamasında ilk sırada.
KIRSALIN CAZIBESINI ARTTIRMAK
İnsanların kırsalda kurulmasını istedikleri tesislere yönelik verdikleri cevaplar oldukça çarpıcı. İnsanların yüzde 32.73'ü sosyal tesis kurulmasını istiyor. Kırsalın gelişimi sağlamak için gençleri buralarda yaşamaya ikna etmelisiniz. Eğer gençler göç eder ve kırsal hayat sadece emeklilere kalırsa, oradan dinamik bir ekonomik yapı çıkmaz. Gençler kırsalda kaldığında, tarımsal ve hayvansal üretimde modern tekniklerin kullanılma oranı ve ekonomik üretkenlik artar, sanayi-hizmetler-tarım üçgenindeki etkileşim güçlenir. Gençleri kırsalda kalmaya ikna etmek için tek başına iş olanaklarının ve tarım-hayvancılık teşviklerinin artması yetmez. İnsanların sosyalleşmesi, eğlenmesi ve kendilerini geliştirebilmeleri için sosyal olanakların da kırsalda yaygınlaşması gerekiyor.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda şehirlerdeki sosyal olanakların belli bölümünün standart olarak kırsal hayatın içerisine entegre edildiğini görürsünüz. Bunun sonucunda gençlerin bir kısmı, kentlere göç etmek yerine kırsalda kalıp modern yöntemleri kullanarak tarım ve hayvancılıkla uğraşırlar veya kırsaldaki sanayi ve hizmetler sektörü işlerinde çalışırlar.
Ekonomik kalkınma literatüründeki birçok ülke örneği, kırsalda yakalanan ekonomik başarıların ülkenin gelişmesinde kritik roller üstlendiğini gösteriyor. Tarımsal üretkenliğin İngiltere'de Sanayi Devrimi'ni tetiklemesi, ABD'nin kuruluşundan günümüze tarımsal üretimden vazgeçmemesi ve dünyanın en büyük tarımsal üreticilerinden olması, Güney Kore'deki toprak reformunun ekonomik gelişmeyi daha adil hale getirmesi, tarım/hayvancılık ile sanayi arasında kurulan başarılı entegrasyonun Hollanda ve İsviçre gibi küçük Avrupa ülkelerini büyük bir ekonomik güce dönüştürmesi… Türkiye'nin bazı yapısal problemlerini çözmesi ve tabana yayılmış bir ekonomik kalkınmaya erişmesi için kırsalda ekonomik ve sosyal hayatı canlandırmak gerekiyor. Tek başına yeterli olmasa da büyük bir gerekli koşul bu.
[Sabah, 22 Ağustos 2021].