SETA > Yorum |

Muhalefet 'Mazot Ekonomisi'ni Aşamıyor!

'Türkiye 22 Temmuz'da seçime gidiyor" ifadesinin bir iddia mı, yoksa bir karar mı olduÄŸunun belirginlik kazanmadığı günler yaşıyoruz. Anlaşılan her seçim kararı seçim havasının oluÅŸmasına yetmiyor. Müstakbel seçimimiz, olaÄŸan seçim kampanyası enstrümanlarından olabildiÄŸince uzakta duruyor. Kimlik siyaseti sosyal politikaların, güç hesaplaÅŸması istikrarın ve dış politika iç siyasetin yerini almış durumda. Seçim kampanyasının mazotu ekonomi olacağına, seçim vaatleri mazot kampanyasına dönüÅŸtü. Ä°ÅŸlerin bu denli karıştığı bir ortamda ise akla gelen en son ÅŸey ekonomi oluyor. Adeta 1999-2001 krizleri sonrası Türkiye manzarası hatırlanmasın diye unutturulmaya çalışılan bir ekonomi var. Ä°ÅŸler tersine dönmüÅŸ durumda. Normal bir genel seçimde ekonominin muhalefetin en büyük kozu olması beklenirdi. Oysa ÅŸimdi durum farklı. Ä°ktidar, ısrarla ekonominin ve istikrarın altını çizerken, muhalefet baÅŸka sularda avlanmaya gayret gösteriyor. Bunun elbette bugün muhalefet yapan bazı isimlerin 1999 ve 2001 krizlerindeki payıyla da alakası var. Lakin büyük resme baktığımızda, muhalefetin gerek seçim beyannamelerinde, gerekse ekonomiye yönelik projelerinde yeterli özeni göstermediÄŸini görüyoruz.

'Türkiye 22 Temmuz'da seçime gidiyor" ifadesinin bir iddia mı, yoksa bir karar mı olduÄŸunun belirginlik kazanmadığı günler yaşıyoruz. Anlaşılan her seçim kararı seçim havasının oluÅŸmasına yetmiyor. Müstakbel seçimimiz, olaÄŸan seçim kampanyası enstrümanlarından olabildiÄŸince uzakta duruyor. Kimlik siyaseti sosyal politikaların, güç hesaplaÅŸması istikrarın ve dış politika iç siyasetin yerini almış durumda. Seçim kampanyasının mazotu ekonomi olacağına, seçim vaatleri mazot kampanyasına dönüÅŸtü. Ä°ÅŸlerin bu denli karıştığı bir ortamda ise akla gelen en son ÅŸey ekonomi oluyor. Adeta 1999-2001 krizleri sonrası Türkiye manzarası hatırlanmasın diye unutturulmaya çalışılan bir ekonomi var. Ä°ÅŸler tersine dönmüÅŸ durumda. Normal bir genel seçimde ekonominin muhalefetin en büyük kozu olması beklenirdi. Oysa ÅŸimdi durum farklı. Ä°ktidar, ısrarla ekonominin ve istikrarın altını çizerken, muhalefet baÅŸka sularda avlanmaya gayret gösteriyor. Bunun elbette bugün muhalefet yapan bazı isimlerin 1999 ve 2001 krizlerindeki payıyla da alakası var. Lakin büyük resme baktığımızda, muhalefetin gerek seçim beyannamelerinde, gerekse ekonomiye yönelik projelerinde yeterli özeni göstermediÄŸini görüyoruz.

En ilginç ekonomik vaatler CHP'nin...

Benzer bir algı yurtdışında da var. Bunu özetleyen güzel ifade ING'nin 22 Mayıs tarihli analizinin baÅŸlığı: "Muhalefet partilerinin ekonomi politikaları yok!".Bu oldukça iddialı bir sonuç gibi gelebilir. Ama benzer bir sonucu, Deutsche Bank, UBS ve Goldman Sachs'ın mayıs-temmuz raporlarında da görmek mümkün. Uluslararası araÅŸtırma, finans, bankacılık ve yatırım kuruluÅŸları, seçim dönemlerinde adeta Türkiye'ye üs kurarlar. Bütün partileri en titiz ÅŸekilde ziyaret edip ekonomi politikalarının ne olacağını öÄŸrenmeye çalışırlar. Dolayısıyla birçok yerli analistten daha fazla bilgiyi bire bir görüÅŸmelerden alırlar. Geçen hafta dinlediÄŸimiz etkili bir uluslararası bankanın Türkiye direktörü, muhalefet partilerinin üst düzey yöneticileriyle yaptığı görüÅŸmelerin ortak iki sonucu olduÄŸunu söyledi: Seçim olmayabilir, ekonomiyi sonra düÅŸüneceÄŸiz. Bu anlamlı sonucun 22 Temmuz'a nasıl yansıyacağını hep beraber göreceÄŸiz; ama daha önce muhalefet partilerinin, muhtemel iktidarlarında vaat ettikleri ekonomi politikalarına bakalım.

Muhalefet partileri içerisinde en ilginç ekonomi projelerinin Genç Parti'ye ait olduÄŸu yaygın bir kanaat. Ä°ÅŸin aslı pek öyle deÄŸil. CHP öncelikli projeleri için finansman tablosunu yayınlayarak bu tekele adeta son verdi. Genç Parti de kendi iddialarının uçuk olmadığını ispatlamak için CHP'nin açıkladığı finansman tablosunu delil olarak kullanmaya baÅŸladı. Ä°ngilizce pusulalı "CHP Pusula '07" baÅŸlıklı seçim beyannamesinde de vaatler detaylıca anlatılmış. CHP'nin öncelikli projeleri için yarattığı finansman 61,5 milyar YTL. CHP bu kaynağı bulmak için öncelikle faiz dışı fazlayı %6,5'tan %3'e indirmeyi hedefliyor. Bu elbette kâğıt üzerinde kulaÄŸa oldukça hoÅŸ geliyor. Nasıl gelmesin, 20 milyar YTL kaynağı buradan buluyor CHP. Lakin faiz dışı fazlanın bu ÅŸekilde indirilmesiyle oluÅŸan miktarın "gelir olup olmadığı" ayrı bir tartışma. CHP elbette iÅŸsizlik fonunda "yatan paranın da %25'ine" göz dikmiÅŸ. Ä°ÅŸsizlik fonundaki paranın elbette bir kısmı alınabilir. Tıpkı faiz dışı fazlanın da indirilebileceÄŸi gibi. Ama faiz dışı fazla, bizzat CHP'nin eski milletvekili Kemal DerviÅŸ'le beraber oturmuÅŸ IMF iliÅŸkileri neticesinde var oldu. Faiz dışı giderlerimizi, daha önceki borçlanmaların faizlerinden dolayı, gelirlerimizle karşılamakta sıkıntı yaÅŸadığımızdan dolayı faiz dışı fazla vermey