14 Mayıs 2023’te gerçekleşen cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin Türkiye’nin hem iç hem de dış politikalarına birçok önemli yansımaları gözlemlenebilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın küresel sistem ve buna bağlı sorunlara yaklaşımı dikkate alındığında seçimlerin küresel sistem açısından da önem arz ettiği söylenebilir.
Cumhur İttifakı’nın ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk tur sonuçlarından memnun olmaları için birçok neden bulunmaktadır. Bir bütün olarak Türkiye ve özelde hükümetin memnun olması gereken ve seçimlerin kendi niteliğine özgü bir nedeni daha vardır. Yüksek siyasi gerilimin ardından yapılan seçimler barışçıl, özgür ve adil niteliği ile geniş kitleler tarafından bir başarı olarak değerlendirilmektedir.
Özgür ve Adil Seçim Kavramı
Özgür ve adil seçim, temel bireysel haklardan biri olarak nitelendirilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) Ek 1 nolu Protokolü’nün 3. maddesinde “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde makul aralıklarla gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler” ifadesi yer almaktadır. Böylelikle taraf devletlerin makul aralıklarla gizli oyla serbest seçimler yapma sorumluluğunun altı çizilmektedir. Seçimlerin adil sayılabilmesi için “yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde” yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Benzer bir yaklaşımı Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) takip etmektedir. Bir zamanlar Avrupa’da insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü desteklemek için kurulan ve geçmişi 1975 Helsinki Nihai Senedi’ne dayanan AGİT’e günümüzde 56 devlet üyedir. Bu devletler seçimlerin demokratik seçimler olmasına özel önem atfetmektedir. Dönüm noktası niteliğindeki 1990 Kopenhag Belgesi’nde “halkın, periyodik ve gerçek seçimlerle serbestçe ve adil bir şekilde ifade edilen iradesinin, tüm hükümetin otoritesinin ve meşruiyetinin temeli olduğu” ilan edilmiştir. Bu ve ilgili diğer AGİT belgelerinde ortaya konan temel ilkeler yedi kavramla özetlenebilir: evrensel, eşit, adil, gizli, serbest, şeffaf ve hesap verilebilir seçimler.
AGİT ayrıca üye devletlere –seçimlerle ilgili olanlar da dahil olmak üzere– insani boyut taahhütlerini yerine getirmelerinde yardımcı olmak için Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (DKİHO) adında özel bir ofis kurmuştur. Örgüt, seçim gözlem görevi için özel bir süreç de tasarlamıştır. Aralık 2006’da AGİT Bakanlar Konseyi, DKİHO’yu “gözlem metodolojisini daha da güçlendirme” ve seçim gözlem faaliyetlerinin “bağımsızlığına, tarafsızlığına ve profesyonelliğine azami özeni gösterme” ile görevlendirmiştir.
DKİHO Seçim Gözlem Heyeti
DKİHO’nun seçimle ilgili saha faaliyetlerinin üyeleri, açık bir işe alma prosedürü aracılığıyla seçilmektedir. Her faaliyetten önce DKİHO internet sitesinde bir başvuru çağrısı yayımlamakta; adayların nitelikleri ve deneyimlerine dayalı olarak bu başvuru sahipleri arasından çekirdek ekip üyeleriyle sözleşme yapmaktadır. Heyetlerin kompozisyonunda çeşitlilik sağlanması için milliyet ve cinsiyet de dikkate alınmaktadır.
Hem uzun (UDG) hem de kısa dönemli gözlemciler (KDG), AGİT’e katılan devletler tarafından DKİHO’da görevlendirilir. Ek olarak KDG’lerin çeşitlendirilmesi için DKİHO’nun ekstra bütçe fonu aracılığıyla uzun ve kısa vadeli personel istihdam edilmektedir. DKİHO seçim gözlemcileri, AGİT üyesi devletlerin vatandaşları olmalıdır. Zaman zaman DKİHO, AGİT iş birliği ortaklarından kısa süreli misafir gözlemciler de kabul etmektedir. Tarafsızlığı sağlamak için DKİHO’nun metodolojisi vatandaşların kendi ülkelerindeki seçimleri gözlemlemelerine izin vermemektedir.
14 Mayıs Seçimleri
Türkiye, uluslararası yükümlülükleri uyarınca Avrupa Konseyini ve AGİT’i 14 Mayıs 2023’te gerçekleştirilen cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekilliği seçimlerini gözlemlemeye davet etmiştir.
Ayrıca Türkiye, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİ), Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) ve Akdeniz Parlamenter Asamblesinden (AKDENİZ-PA) uluslararası gözlem heyetlerini talepleri üzerine kabul etmiştir. Yapılan seçimleri toplam 489 uluslararası seçim gözlemcisi takip etmiştir. DKİHO ise Türkiye’deki seçimleri 40 ülkeden 401 kişilik gözlemci ekibiyle takip etmiştir.[1] Türkiye, gözlem misyonlarının faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmeleri için yetkililerce her türlü iş birliğinin sağlandığını resmen beyan etmiştir.
Seçimlerin serbest ve adil seçim standartlarına uygun olarak, AGİT ve Avrupa Konseyi coğrafyasında örnek teşkil edecek düzeyde bir katılımla yapıldığı bu heyetlerin raporlarına yansımıştır.[2] Uluslararası gözlemciler sandıkların güvenliğinin sağlandığını; seçimlerin şeffaf, serbest, çoğulcu ve adil bir şekilde yapıldığını ve uluslararası standartlara uygun olduğunu çeşitli açıklamalarla teyit etmiştir.
Seçimlerin ardından AGİT-DKİHO, Seçim Gözlem Misyonu (SGM), AGİT Parlamenter Asamblesi (AGİT PA) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PACE) tarafından oluşturulan Uluslararası Seçim Gözlem Misyonu (USGM) gözlemcileri seçim sürecine ilişkin tespitlerini “ön tespit ve sonuç bildirgesi” ile seçimden sonraki gün ortak düzenledikleri basın toplantısı ile açıklamıştır.
DKİHO seçim gözlem heyeti başkanı Büyükelçi Jan Petersen, bir dizi olaya rağmen seçimlerin “büyük ölçüde barışçıl” geçtiğini ve Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) verimli çalıştığını belirtmiştir. Delegasyon yüksek katılımı övmüş ve bunun “güçlü bir demokratik ruh”un açık bir göstergesi olduğunu vurgulamıştır.
Ancak aynı heyet tarafından dile getirilen bazı eleştirel açıklamalar da bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ülkenin iktidar partilerinin “kampanya için eşitsiz koşullarla karşı karşıya kalan muhalefet partilerine göre haksız bir avantaja sahip oldukları” kaydedilmiştir. Diğer bir eleştiri de YSK’nın seçimleri yönetmede ve özellikle “seçim yönetiminin her kademesindeki şikayetleri ele alma” konusunda “şeffaflık eksikliği” gösterdiği ifade edilmiştir. Resmi yayın organının “taraflı olduğu” ve “Kürt yanlısı Yeşil Sol Parti’ye (YSP) yönelik yaygın gözdağı” verildiği iddia edilmiştir.
Son olarak AGİT PA Başkanı Farah Karimi; Danimarkalı parlamenter Soren Sondergaard ve İsveçli parlamenter Kadir Kasirga’nın seçim gözlemcisi olarak Türk makamları tarafından akredite edilmemesinin “üzücü bir karar” olduğunu ifade etmiştir.
Sonuç ve Değerlendirmeler
14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin Türkiye ve Türk demokrasisi adına kayda değer bir başarı olduğu açıktır. Seçimlerden yaklaşık bir yıl önce başlayan yüksek siyasi gerilime, on bir şehri vuran ve büyük acılar yaşatan yıkıcı depremlere rağmen seçimler –depremin vurduğu şehirler de dahil olmak üzere– oldukça sakin bir atmosferde geçmiştir.
Dolayısıyla seçimler esnasında herhangi bir güvenlik zafiyeti yaşanmamıştır. Nihayetinde seçmenler yüzde 89’luk ezici bir oranla katılım sağlayarak serbestçe ve barışçıl bir şekilde sandık başına gitmiş ve oylarını kullanmıştır.
Dikkate değer bir diğer önemli nokta ise seçimlerin geniş kapsamlı bir uluslararası gözleme açılmış olmasıdır. KEİ, TDT, TÜRKPA ve AKDENİZ-PA tarafından yapılan talep sonrasında heyetlerin akredite edildikleri Dışişleri Bakanlığı tarafından duyurulmuştur. Sonuçta yapılan seçimleri toplamda 489 uluslararası seçim gözlemcisi takip etmiştir.
Durum böyleyken AGİT ve Avrupa Konseyinin Avrupa Parlamentosu tarafından bahsi geçen eleştirileri oldukça yüzeysel görünmektedir. Temel husus, belirtilen olumsuz hususların oldukça münferit olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye gibi 50 milyona yakın seçmeni olan bir ülkede bu tür münferit olayların yaşanmasının neredeyse kaçınılmaz olduğu belirtilmelidir. Nihayetinde dile getirilen eleştiriler nispeten önemsiz olaylara atıfta bulunmaktadır. Kaldı ki seçim müşahitlerinin –münferit küçük olaylar da dahil olmak üzere– kendilerini her şeyi not etmek zorunda hissedebilecekleri de vurgulanmalıdır.
YSP’ye yönelik iddia edilen yıldırma, benzeri şekilde “yaygın” olma niteliğini gösterir kanıtlar ise bulunmamaktadır. Nadiren yaşanan olaylara dayanan açıklamalar abartı niteliği göstermektedir.
Seçim öncesi koşullar ise iktidar adına “muhalefet partilerine karşı haksız avantaj”dan uzak gözükmektedir. Şu anda Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimde bulunurken muhalefetteki Millet İttifakı ise dört büyükşehrin (Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana) belediye yönetimlerinde yer almaktadır. Esasen bu nedenle seçim propaganda imkanları yalnızca yönetimdeki ittifakın kullanımına açık değildir. Aynı şekilde muhalefet ittifakı da seçim kampanyası boyunca kesintisiz olarak faaliyet gösteren çok sayıda TV ve sosyal medya mecrasına sahiptir.
Türkiye’nin Kadir Kasirga ve Soren Sondergaard’ı seçim gözlemcisi olarak kabul etmemesinden duyulan memnuniyetsizlik de haklı gözükmemektedir. Kadir Kasirga, İsveç’te neredeyse bir PKK ajanı olarak çalışmaktadır. İsveç’te milletvekili olmasına rağmen İsveç’in iç meseleleriyle değil de neredeyse daima Türkiye’nin iç ve dış meseleleri ile uğraşmaktadır. Bu derece ön yargılı ve taraflı olduğu açık birisinin, Türkiye’de tarafsız bir seçim gözlemcisi olamayacağı açıktır. Benzer şekilde Danimarkalı milletvekili Soren Sondergaard da çeşitli haber ve açıklamalarında görüldüğü gibi terör örgütü PKK’ya açık desteğiyle bilinen ve buna binaen Türkiye’ye karşı taraflı olduğu aşikar olan bir kişidir.
Dışişleri Bakanlığı tarafından açıklandığı üzere bazı siyasi açıklama ve suçlamalar seçim sürecinin çerçevesini aşmakta, bağımsız ve tarafsız gözlem ilkelerini hiçe saymaktadır.[3] Bu nedenle açıkçası siyasi analizler ve taraflı yorumlar yalnızca AGİT seçim gözlem misyonlarının güvenilirliğini tehlikeye düşürme potansiyeline sahiptir.
[1] “Türkiye’s Election Board Showed Lack of Transparency-OSCE Observers”, Reuters, 15 Mayıs 2023.
[2] “No: 128, 16 Mayıs 2023, Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerini İzlemek Üzere Ülkemizde Görev Yapan Uluslararası Seçim Gözlem Misyonlarının Ön Bulguları Hk.”, T.C. Dışişleri Bakanlığı, 16 Mayıs 2023, https://www.mfa.gov.tr/no_-128_-cb-ve-28-inci-mv-genel-secimlerini-izlemek-uzere-ulkemizde-gorev-yapan-uluslararasi-secim-gozlem-misyonlarinin-on-bulgulari-hk.en.mfa, (Erişim tarihi: 16 Mayıs 2023).
[3] “No: 128, 16 Mayıs 2023, Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerini İzlemek Üzere Ülkemizde Görev Yapan Uluslararası Seçim Gözlem Misyonlarının Ön Bulguları Hk.”.
.