Filistin Sorununun Çözümü İsrail’in Elinde
Günümüzdeki gerilim ve İsrail’in orantısız saldırısı, HAMAS ve Aksa Tufanı operasyonu üzerinden ele alınıyor. Ancak unutmamak gerekir ki HAMAS 1987’de kuruldu. Filistinliler ise hakları için yüzyıldan fazladır mücadele ediyor ve eğer bir çözüm bulunmazsa mücadele etmeye de devam edecek.
Paylaş
Filistin sorunu, temelde Siyonizm’in bir siyasal hareket olarak ortaya çıkmasının ardından başlasa da İsrail’in kurulmasının ardından yaşanan Arap-İsrail Savaşları ve İsrail işgalinin ortaya çıkardığı sonuçlar nedeniyle uzunca bir dönem Ortadoğu politikasının merkezi konumunda yer aldı. Her ne kadar 1979’dan itibaren İran ve Basra Körfezi merkezli gelişmelerle ikinci planda kaldığı düşünülse de çözülemeyen bir “sorun” olarak devam etti ve günümüzde sadece Ortadoğu’nun değil; dünyanın da en önemli gündemi haline geldi.
Son sözü baştan söylemek gerekirse, Filistin’in bir “sorun” olarak ortaya çıkmasının en önemli nedeni İsrail işgalidir ve işgal sona ermedikçe sorunun çözümüne giden bütün yollar tıkalı olacaktır. Günümüzdeki gerilim ve İsrail’in orantısız saldırıları, HAMAS ve Aksa Tufanı operasyonu üzerinden ele alınıyor. Ancak unutmamak gerekir ki HAMAS 1987’de kuruldu. Filistinliler ise hakları için yüzyıldan fazladır mücadele ediyor ve eğer bir çözüm bulunmazsa mücadele etmeye devam edecek.
Paradoksal gibi gözükse de çözüme giden kilidin anahtarı aslında İsrail’in elinde. Sadece Filistinliler için değil, kendi güvenliğini sağlamak için de bu durum geçerli. Nitekim eğer işgali kalıcılaştırmak için kurulan yerleşimler olmasa, İsrail Doğu Kudüs dahil işgal ettiği topraklardan çekilse, vatanlarından sürülen milyonlarca Filistinliye geri dönüş hakkı tanınsa ve egemenliği tanınmış ve saygı duyulan bir Filistin devleti tam teşekküllü bir şekilde kurulsa, ortada bir Filistin sorunu kalmayacağı gibi İsrail’in de güvenli sınırlar içinde yaşaması mümkün olacaktır. Dolayısıyla sadece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1967’de aldığı 242 sayılı karar günümüzde tam olarak uygulanırsa, belki geçmişte yaşanan acılar ortadan kalkmaz ama gelecekte yaşanacak travmaların önüne geçmek mümkün olur. Elbette bu koşulların ortaya çıkması kısa vadede mümkün görünmüyor; ancak bunun için çabalanmadığı sürece hiçbir çözüm gerçekçi olmayacak.
Etiketler »
İlgili Yazılar