SETA > Yorum |
Seçim Güvenliğine İlişkin Yeni Düzenlemelere İhtiyaç Var mıydı

Seçim Güvenliğine İlişkin Yeni Düzenlemelere İhtiyaç Var mıydı?

Seçim güvenliği, demokratik bir ülke için her siyasi partinin üzerinde titizlenilmesi gereken en önemli unsurdur. Bu açıdan bakıldığında, seçmenlerin verdiği her oyun hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde seçim sonucuna aynen yansıması gerekir.

7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti karşıtı muhalefet, seçim öncesinde seçimlerin güvenliğine yönelik AK Parti’yi merkeze koyarak onca yaygara kopardılar. O seçimlerde, AK Parti özelinde olmasa da, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun farklı yerlerinde HDP’nin ve PKK terör örgütünün baskısından dolayı seçimlerde birçok usulsüzlük yaşandı. Ancak seçimlerden AK Parti tek başına hükûmeti kuracak çoğunluğu alamayınca, bu çevreler seçim güvenliğine ilişkin en ufak bir eleştiri bile getirmediler.

***

Seçime 21 ay varken AK Parti, MHP ve BBP arasında ittifak şekillendi. AK Parti karşıtı blok ise ittifak yapma konusunda hâlâ bocalıyor. Durum böyle olunca, seçimlerin “Cumhur İttifakı” lehine sonuçlanacağı aşağı yukarı ortaya çıkmış durumda.

Bunun farkında olan AK Parti karşıtı blok, seçimlerin güvenliğine ilişkin şimdiden bir “güvensizlik” algısı oluşturmaya çalışıyor.

Bu çevreler, bundan önceki seçimlerde de benzer bir söyleme başvurmuşlardı. Ancak, bu sefer daha organize ve belirli bir söylem birliği etrafında bu “güvensizlik” algısını seçimlere kadar sürdürmeyi deneyecekler.

Bu algının yerleşmesi için, şu an TBMM Anayasa Komisyonunda görüşülmesi devam eden seçim güvenliğine ilişkin yeni düzenlemeleri bağlamının dışında tartışıyorlar.

***

Seçim güvenliği, demokratik bir ülke için her siyasi partinin üzerinde titizlenilmesi gereken en önemli unsurdur. Bu açıdan bakıldığında, seçmenlerin verdiği her oyun hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde seçim sonucuna aynen yansıması gerekir.

Bu konuda da, seçim güvenliğini en iyi şekilde sağlayacak yasal bir çerçevenin oluşturulması, ardından da bu kuralların uygulanması için tüm önlemlerin alınması zorunludur.

İktidar ve muhalefet partileri de üzerine düşen sorumlulukları seçim öncesi ve sonrasında bu bağlamda yerine getirmelidir.

Bu hususlar zaten herkesin üzerinde ittifak ettiği konular.

***

O zaman esas soruya gelelim.

Seçim güvenliği nasıl sağlanmalıdır? Mevcut yasalarda seçim güvenliğine ilişkin eksiklikler var mıdır?

Bu sorulara cevap oluşturması bakımından, 7 Haziran seçimleri başta olmak üzere bugüne kadar seçim güvenliği ile ilgili öne çıkan şikâyetlere bir bakmak yeterli olacaktır.

Seçim güvenliği ile ilgili şikâyetlerin yoğunlaştığı yerlerin çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu bölgesi.

Bu bölgelerde HDP ve PKK’nın baskısından ve tehdidinden dolayı diğer partiler özellikle kırsalda bazı dönemlerinde seçim çalışmaları yapamadılar. Örneğin 7 Haziran seçimlerinde bu bölgelerde bazı köylerin girişine “HDP dışında partilerin girmesi tehlikeli ve yasaktır” pankartı asılmıştı.

Söz konusu seçimde HDP, AK Parti karşıtı koalisyon tarafından korundu. Kendileri bölgeden oy alamadıkları için, AK Parti’nin bölgesel oylarının düşmesi için HDP ve PKK’nın alanı domine etmesine, bu partilerin büyük kısmı göz yumdular. Bunu sorun bile etmediler.

Seçimlerde, AK Parti dışındaki partiler bu bölgelerde sandık kurullarına kendi kontenjanlarını ve müşahitlerini göndermiyorlar. Bu kontenjanlar, HDP tarafından o partiler adına yaka kartı çıkarılarak kullanılıyor.

HDP/PKK, AK Parti ve diğer partilerin sandık görevlilerini ve müşahitlerini seçim öncesi tehdit ederek, seçim günü sandıklara gelmelerini engelleyebiliyor. Gidenler de tehdit edilerek, oy verilen okullardan uzaklaştırıldığı geçmiş dönemlerde şikâyetlere yansıdı. Böyle olunca da, sandık kurullarının üyelerinin sadece HDP’lilerden oluştuğu yerler var. HDP’lilere direnen bazı sandık kurulu başkanlarının tehditle susturulduğu biliniyor.

Yine 7 Haziran seçimlerinde, HDP ve PKK’nın domine ettiği seçim atmosferinde, seçim mahallinde olsun olmasın kayıtlı bütün seçmenlerin oyları bazı yerlerde sandık görevlileri tarafından kullanıldı. Birçok köyden aynı partiye firesiz blok oylar çıktı. Geçersiz, kullanılmamış ya da başka partilere hiç oy çıkmadı. Bu sandıklarda seçime katılım yüzde yüz olarak gerçekleşmişti. Bu tip sonuçlar, sadece köylerde ve kırsal kesimlerde değil birçok şehir merkezinde de ortaya çıkmıştı.

Söz konusu dönemde güvenlik birimleri tam olarak FETÖ’den temizlenemediği için olanlara onlar da bilinçli olarak göz yummuşlardı.

İşte geçmişte yaşanan bu tip sorunları gidermek için, seçimlerin güvenliğinin artırılmasına yönelik bazı düzenlemeler Meclis’e sunuldu. Eksiklikleri varsa daha da iyileştirilmesi için, itiraz eden CHP başta olmak üzere tüm partiler ortak çaba göstermek zorunda.

Sorduğum soruların cevabı da böylece ortaya çıkmış oldu...

[Türkiye, 3 Mart 2018].