Geçtiğimiz haftalarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçim yapılması halinde yeni kurulan partilere bir önceki seçimde İYİ Parti örneğinde olduğu gibi milletvekili transferi yapabileceklerini ve böylece bu partilerin seçimlere girmelerini sağlayacaklarını söyledi. Bunun üzerine MHP ve AK Parti tarafından, bu tür muvazaalı işlemleri önlemek amacıyla Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik yapılabileceği gündeme getirildi. Bu tartışmalar ertelenen ama gittikçe daha acil hale geldiği bu tür örneklerle anlaşılan siyasi partiler kanunu reformunu hatırlattı. Türkiye'nin daha fazla gecikmeden yeni siyasal sistemine uygun bir şekilde seçim ve siyasi partiler kanunlarını yenilemesi gerekli. Bu kanunların yanına yeni TBMM İçtüzüğünü ve yasama reformunuda eklemeliyiz.
Halen yürürlükte olan 22 Nisan 1983 tarihli ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu, 12 Eylül darbesinden sonra askeri yönetim sırasında Milli Güvenlik Konseyi tarafından hazırlanmıştı. Bu Kanun o dönemin ruhuna uygun bir şekilde siyasete güvensizliği ifade eden bürokratik vesayetçiliğin etkisiyle siyaseti sınırlandıran, siyasi parti yasaklarını çoğaltan ve kapatılmalarını kolaylaştıran, siyasi partilerin örgütlenme ve çalışmalarını kendilerine bırakmayıp kapsamlı bir şekilde düzenleyen ve sınırlandıran bir içeriğe sahiptir.
Benzer düşünceyle hazırlanan 1982 Anayasası 38 yıllık sürede-siyasi partilerle ilgili hükümler de dahil olmak üzere- 19 defa değiştirilmiş ve ilk yapıldığındaki anlayıştan uzaklaşmıştır. Bunun sonucunda Siyasi Partiler Kanunu mevcut Anayasanın dahi gerisinde kalmıştır. Sadece 2017 değişikliği ile Anayasanın üçte biri değişmiş ve tamamen yeni bir siyasal sisteme geçilmiştir. Ancak siyasi partiler kanunu ve seçim kanunları hala bu Anayasa değişikliklerine uygun bir şekilde yenilenmemiştir. Anayasaya aykırı hale gelen Siyasi Partiler Kanunu'nun bazı hükümleri dava konusu olmuş ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.Bazı hükümleri ise hala Anayasaya aykırıdır ve hukuken yürürlüktedir. Bu sebeple bir kanun değişikliğinden öteyeni baştan bir siyasi partiler kanunu hazırlanması yerinde olacaktır.Benzer şekilde seçim yasalarının ve Meclis İçtüzüğünün de yenilenmesi gerekliliği sık sık gündeme gelmektedir.
Siyasi partileri bu kadar ayrıntılı düzenleyerek sınırlandıran başka bir demokratik devlet yoktur. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu 124 madde, 7 ek madde ve 19 geçici maddeden oluşmaktadır. Bu uzun ve ayrıntılı düzenlemenin amacı siyasi partileri korumak ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünü güvence altına almak değil bilakis sınırlandırmak ve kontrol etmektir. Demokratik ülkelerin çoğunluğunda müstakil bir siyasi partiler kanunu dahi yoktur. Olanlar da bu kadar kapsamlı ve ayrıntılı değildir. Siyasi partiler kanunu olmayan ülkelerde çeşitli kanunlarda partilerle ilgili hükümler vardır.Partiler dernekler hukukuna tabi kendine özgü nitelikleri olan özel hukuk tüzel kişileri olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye'de de bu hukuki statüye uygun olarak partileri koruyan düzenlemeler yapılmalı ve yeni bir kanun çıkarılmalı.
Yeni hazırlanacak kanunun mümkün olduğunca kısa olması ve siyasi partilerin örgütlenmeleri ile iç çalışmalarını parti içi demokrasi ilkeleri çerçevesinde kendilerine bırakması yerinde olacaktır. Mevcut kanun siyasi partilere örgütlenme, içyapısı, çalışma düzeni, finansman ve üyelik gibi konularda tek bir model dayatıyor. Anayasal ilkeler çerçevesinde siyasi partilerle ilgili çerçeveyi ve sınırları çizen ama ayrıntıları partilere ve parti tüzüklerine bırakan bir model daha demokratik olacaktır.
[Sabah, 6 Haziran 2020].