Seçim ittifaklarının da önünü açan seçim kanunlarında önemli değişiklikleri içeren kanun teklifi Meclis’te kabul edildi.
Komisyonlarda ve Meclis Genel Kurulu’nda teklif üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadı. Özellikle siyasi partiler arasında ittifak kurmayı mümkün hâle getiren düzenlemenin Türkiye siyasi hayatına önemli etkileri olacaktır.
Söz konusu düzenlemelere, muhalefet en başından itibaren kökten karşı çıktı. İyileştirmeye ya da katkı sunmaya yönelik bir siyasal tutum geliştirmedi. Seçim güvenliği ile ilgili yeni önlemleri, seçimlerin geleceğine ilişkin bir “güvensizlik” algısı oluşturmaya dönük olarak tartıştı.
Seçim ittifakı düzenlemesini ise bağlamından kopararak “seçmenin iradesine ipotek koyma” olarak değerlendirdi.
Seçim kanunlarında değişikliği öngören düzenleme Meclis’ten geçse de çeşitli boyutlarıyla tartışılmaya devam edecek.
Düzenlemenin Meclis’te kabul edilmesinin ardından sıcağı sıcağına dün SETA Ankara’da seçim ittifakları ve Türkiye’de siyasetin geleceğine muhtemel etkileri ile ilgili önemli bir panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran’ın yaptığı panelde, AK Parti Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve ben konuşmacıydım.
Mustafa Şentop ve Mustafa Kalaycı, AK Parti ve MHP arasında Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişte uyum yasalarının çıkarılması için kurulan Millî Mutabakat Komisyonu’nun kendi partileri adına başkanlıklarını yürütüyorlar. Bu isimler aynı zamanda, seçim ittifaklarını da içeren düzenlemenin hem hazırlık hem de Meclis’te ilgili komisyonlarda ve Genel Kurul’da görüşülmesi sırasında yaşananları en iyi bilenlerden.
Panelde her iki konuşmacı, seçim ittifakı ve seçim güvenliğine ilişkin yapılan eleştirilere ayrıntılı cevaplar verdiler.
Mustafa Şentop konuşmasında, muhalefetin eleştirilerini tek tek cevaplandırdı. Örneğin teklifin Meclis Genel Kurulu’ndan çok hızlı geçtiğine yönelik eleştirilere, Komisyon çalışmalarında muhalefetin tutumuna örmeklerle cevap verdi. Özellikle seçim güvenliği ile ilgili CHP’den gelen önerileri değerlendirmek için komisyon görüşmelerinin uzatıldığını, ancak CHP’nin komisyonda teklifin maddeleri görüşülürken hiçbirine alternatif öneri getirmediğini belirtti. Muhalefetin tüm önerilerinin ilgili maddenin tekliften çıkarılmasına yönelik olduğunu, dolayısıyla da Genel Kurul’da da benzer bir yöntemle teklifin yasalaşmasını geciktirmeye dönük bir taktik geliştirdiğini söyledi.
MHP milletvekili Mustafa Kalaycı ise, Meclis'e getirilen düzenlemeler üzerinde iki partinin tam bir uyum ile çalıştığını ve neredeyse hiç ihtilaf çıkmadığını belirtti. Aynı senkronizasyonun Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine uyumu gerektiren diğer yasal değişikliklerde de devam edeceğini özellikle vurguladı. Yine bu iş birliğinin, 2019 seçimleri sonrasında da geliştirilerek sürdürüleceğini, çünkü kendi partileri açısından yeni sistemin tam olarak inşasının çok önemli olduğunun altını çizdi.
İttifak düzenlemesi ile ilgili tartışılmaya devam edilecek konu başlıklarından biri de “seçim barajının” düşürülmemiş olması.
Her iki siyasetçi de paneldeki konuşmalarında bu konu ile ilgili de değerlendirmelerde bulundular. Seçim barajının düşürülmesi konusunun, siyasi partiler ve seçim kanunlarında çok daha köklü bir çalışma ile düşünülmesi gerektiğini ve bunun da ancak 2019 seçimlerinden sonra olabileceğini belirttiler.
Türkiye’de siyasi istikrar meselesi, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminde bile hayati derecede önemlidir.
Özellikle bir siyasal sistemden başka bir siyasal sisteme geçiş sürecinde, uyum yasalarının çıkarılabilmesi için yürütmenin yasama desteğinin güçlü olması gerekir.
Diğer taraftan, Türkiye’nin tarihsel tecrübesi, siyasal sistemde partilerin parçalanmasının birçok olumsuz sonuçlara yol açtığını gösterir. Bu anlamda, siyasi parti yapılarının güçlü olması cumhurbaşkanlığı sisteminde de hayati derecede önemlidir. Seçim barajı tartışmalarına da bu açıdan bakmak gerekir...
[Türkiye, 15 Mart 2018].