Seçim yaklaştıkça partiler arası rekabetin dozu da artıyor. Bir taraftan siyasal iletişim uygulamaları çerçevesinde reklam ajanslarından bütün maharetlerini göstermeleri ve partinin kamuoyundaki görünürlüğünü sağlaması isteniyor.
Diğer taraftan partili yetkililer ev ziyareti, esnaf ziyareti ve sokak etkinlikleri yaparak oy verme sürecini etkilemeye çalışıyor.
Tüm bunların içindeki en önemli öğe ise kuşkusuz parti liderinin performansı olarak değerlendirilebilir.
Türkiye’de seçmenin partiye veya adaya değil lidere oy verdiği düşünüldüğünde liderin omzundaki yükün de görünenden fazla olduğu ortaya çıkmaktadır.
VAN’DA ‘KAN AKAN MUSLUK’
Siyasi partiler vatandaştan oy isterken genellikle iki yöntemi tercih eder. Literatürde ‘negatif ve pozitif’ yöntemler olarak anılan iki yöntemi sevdirerek veya korkutarak oy isteme şeklinde yumuşatabiliriz. İki kavram da oldukça geniş bir anlam dünyasına sahiptir. Yüzlerce içeriği bu iki kavrama dahil edip değerlendirmek mümkündür.
Partilerin umut aşılayarak ve ekonomik vaatler üreterek seçimlerden başarılı çıkacağına dair inanç yaygındır. 7 Haziran seçimleri öncesi parti beyannamelerine bakıldığında da benzer bir vurgu görülür. Özellikle korkutarak oy isteme yönteminin pek tercih edilmediği CHP’nin alkış reklamında yer alan negatifliğin dahi ‘alkış’ gibi pozitif bir göstergeyle aktarılması bilinçli bir tercihtir.
Şu ana kadar ‘korku’ imgesini temsil eden afiş örneğine Van’da rastlandı.
Van’ın çeşitli bölgelerinde bulunan ve kullanımı HDP’li Van Büyükşehir Belediyesinin kontrolünde olan bilbordlarda, musluklardan kan akan görsel ile üzerine Türkçe ve Kürtçe olarak, "önleminizi alın", "bir gün bitecek", "bir gün her şey", "sahip çıkmazsanız uzak değil!", "nefessiz kalmayalım", "farkında mısın?" ifadelerinin bulunduğu afişlere yer verildi.
Afişlerin üstünde HDP veya Van Belediyesine ait bir gösterge bulunmuyor olsa da afişlerin seçim öncesine ve siyasi atmosfere mesaj verecek şekilde hazırlanması, siyasal iletişimin parçası olduğu yönünde değerlendirildi.
Bu afişlerde yer alan içerik hem sözel olarak hem de görsel olarak irdelendiğinde seçim öncesi korkutmaya yönelik bir tutumun öne çıktığına vurgu yapılıyor.
Afişin seçmene verdiği mesajın düz anlamı ‘oyunuzu bize verin’ şeklinde değerlendirilebilir. Fakat kullanılan göstergelerde ‘kan’ imgesinin yer alması afişin anlamını korkutma ve sindirme boyutuyla öne çıkartıyor.
Bölgenin PKK terörüyle anılan geçmişi, 6-8 Ekim cinayetleri ve HDP ile PKK arasındaki siyasi ortaklıktan dolayı bu afişinin düz anlamından ziyade çok daha fazla derin anlamıyla toplumda yankı uyandırdığı görülüyor. Nitekim HDP’li olmayanların afişlerle ilgili ilk değerlendirmeleri de bu yönde oldu. (Mesela AK Parti Van 1. Sıra adayı Burhan Kayatürk). Afişlerin temsil ettiği anlam dünyası biraz daha detaylandırıldığında HDP’li olmayanlara verilmek istenen mesajın biz gelmezsek kan geri dönecek, çözüm süreci bitecek, bu yüzden oyunuzu bize vererek önleminizi alın şeklindedir.
HDP’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri dışında daha barışçıl ve pozitif imgeler üzerinden politika yaptığına dair bir algının varlığından bahsediliyor olsa da genel olarak bir korkutma eyleminin alt metin olarak kullanıldığı görülüyor. Özellik