Başkan Trump'ın Suriye'den çekilme kararı ABD kamuoyunda kıyasıya eleştiriliyor. Bu çekilmenin Rusya için "nadir görülen ve kesin bir zafer" olduğu öne sürülüyor. YPG'ye "ihanet" edilerek bölgeye ABD'nin "güvenilir birmüttefik olmadığı" mesajının verildiği iddia ediliyor. Hatta ABD'nin bölgedeki en büyük önceliği olan İran'ı sınırlandırma, İsrail ve Suudi Arabistan'ı güçlendirme yaklaşımının zarar göreceği tartışılıyor. ABD'nin Suriye ve Afganistan'dan çekilmesinin gündemde olduğu hatırlatılarak "sıra Irak'ta mı?" sorusu soruluyor. Bu yorumlarla bakıldığında sanki Trump Ortadoğu'da "uzun vadeli olumsuz sonuçlar" üretecek "aptalca bir stratejik tercihte" bulunmuş. Hiç de öyle değil... Trump'ın kararının ABD'nin Ortadoğu stratejisinde önemli değişikliğe işaret ettiği doğru. Ancak Ortadoğu'dan hızlı bir şekilde çekilerek alanı Rusya ve bölgesel güçlere bıraktığı iddiası için çok erken. Bence Trump kendisini eleştiren uzmanlardan çok daha uzak görüşlü. "Çekilme" kararı sadece ABD'nin küresel askeri varlığı ya da Suriye'deki durumu ile alakalı değil. Merkezinde Washington'ın "Türkiye politikasının değiştirilmesinin" olduğu yeni bir bölgesel yaklaşımla alakalı. Yani Trump, hem Washington'un müflis Türkiye politikasını değiştiriyor. Hem de böylece bölgesel denkleme kritik bir müdahalede bulunuyor. Halkbank ve Patriot satışı açıklamaları ve Fırat'ın doğusundan çekilme bu yeni yönelimin parçaları. İkili anlaşmaların önemine inanan Trump, Başkan Erdoğan ile daha nitelikli bir pazarlık, alışveriş gerçekleştirebilir. Başından beri Erdoğan ve Trump arasındaki lider diplomasisinin ikili ilişkilerin mecrasını değiştirebilecek en önemli unsur olduğunu söylüyorum.
Türkiye'yi geri kazanmak Trump, Başkan Erdoğan ile görüşerek aldığı bu çekilme kararıyla Türkiye'yi geri kazanmak için de büyük bir adım attı. Zira CENTCOM'un sığ YPG politikası yüzünden NATO müttefiki Türkiye ile "stratejik kopuş" yaşamak ABD'nin müttefikliğinin, güvenilme duygusunun iflası olacaktı. ABD, Suriye denkleminde sadece İsrail, Körfez ve YPG ile baş başa kalacaktı. Masanın asıl aktörleri Rusya, İran ve Türkiye işbirliklerini daha da derinleştirecekti. Yeni yaklaşım Washington'ın daha lehine. Washington, çekilmeyi çok sayıda avantaj üretecek şekilde kullanabilir. Türkiye'nin hem Rusya, hem İran ve hem de Esed rejimi ile gerilebileceği yeni bir ortam oluşturabilir. Dahası, Ankara ile koordinasyon yaparak çekilirse Trump, Ortadoğu'da orta vadede Rusya ve İran'ı dengeleyebilir. Bunun için Türkiye'ye ihtiyacı var. Elbette Ankara sahada somut sonuçları görmek isteyecek. Güveni yeniden tesis etmek zaman alacak. Ankara çok boyutlu güçlü ilişkililerini bazı vaatler ya da küçük kazanımlar için riske atmayacak. Bütün bunlarla birlikte, Trump Türkiye ile yeniden çalışmaya başlayarak Putin'in NATO içinde çatlak oluşturma hamlesini etkisizleştirebilir. Ankara-Moskova hattındaki derinleşen savunma ve askeri işbirliğini en azından dengeleyebilir. İran'ın sınırlandırılması projesinde ise eksik aktör Türkiye idi. İsrail ve Körfez abartılı bir yere sahipti. Sadece Kaşıkçı cinayeti ve Yemen faciası bile Riyad'ın hırslı bölgesel politikasının ABD'ye maliyetlerini gösterdi. Yine de hızlıca bir değişim beklenmemeli. İran Cumhurbaşkanı Ruhani, daha bu perşembe günü 5. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı için Ankara'daydı. Erdoğan, yaptırımlara karşı olduğunu ve İran ile güçlü ticari ilişkilere önem verdiğini bir kez daha yineledi. Türkiye İran ile ticaretten daha fazla istifade edeceği bir dönem istiyor. Ancak Ankara, Tahran'ın bölgesel hırsının dengelenmesi gerektiğini de çok iyi biliyor. Ve İran'ın takip edeceği YPG politikası artık daha da kritik. Tahran, Ankara'nın YPG'yi tasfiyesini engelleyecek şekilde Şii milisleri harekete geçirirse Ankara-Washington yakınlaşmasını hızlandıracak bir yola girmiş olur. Çekilme kararının alınmasına katkısıyla Erdoğan da, Türkiye'ye Ortadoğudenkleminde yeni manevra alanları açtı.
[Sabah, 22 Aralık 2018].