Suriye Kürt Gelecek Hareketi Başkanı Siamend Hajo, PYD/PKK'nın bölgede otoriter bir yapı kurup muhalif Kürtleri ya öldürdüğünü ya da sürdüğünü belirterek, "PYD, Baas partisine benzer bir ideolojiye sahip. PYD burada kendilerini Kürtlerin tek temsilcisi olarak görüyor ve eleştiride bulunan herkesi Kürt halkının düşmanı ilan ediyor. Farklı bir görüşü savunan hiçbir gruba asla izin verilmiyor." dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından İstanbul'da "PKK-YPG'nin Suriye yapılanması" konulu panel düzenlendi.
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı'nın moderatörlüğünü yaptığı panelde konuşan Siamend Hajo, İran'ın desteğiyle Suriye yönetimi ve PYD arasında yapılan anlaşma ile Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerin PYD/PKK'ya terk edildiğini, karşılığında ise rejime yönelik seslerin susturulmasının kararlaştırıldığını söyledi.
Bu kapsamda PYD'nin 2012 yılından itibaren bölgede otoriter bir yapı kurduğunu ifade eden Hajo, "Önce genç aktivistler takip edildi. Eylemlerde öne çıkanların bir kısmı öldürüldü. Sonra küçük partiler ve Kürt Ulusal Konseyi tehdit edildi ve 40 üzerinde muhalif politikacı öldürüldü. PYD, Baas partisine benzer bir ideolojiye sahip. PYD burada kendilerini Kürtlerin tek temsilcisi olarak görüyor ve eleştiride bulunan herkesi Kürt halkının düşmanı ilan ediyor. Farklı bir görüşü savunan hiçbir gruba asla izin verilmiyor." şeklinde konuştu.
Panel moderatörü Bayraklı'nın yabancı basının PYD'ye ilişkin değerlendirmelerini hatırlatması üzerine Hajo, şunları kaydetti:
"Suriye'nin Kürt bölgesine giderseniz sadece PYD/YPG mensupları size eşlik eder ve konuşmalarına izin verdiği kişilerle görüşürsünüz. Bu idare demokratik ve halkın çıkarları için çalışsaydı 2,5 milyon insanın yaşadığı bölgede bunların 800 binden fazlası kaçmazdı. 2014 yılından itibaren mecburi askerlik hizmeti çıkarıp, 40 yaşına kadar herkesi alıyorlar."
"Bölgedeki Kürtler baskı ve zorunlu askerlikten dolayı kaçıyor"
Avrupa Kürt Araştırmaları Merkezi Başkanı Eva Savelsberg ise PKK'nın insan hakları ihlalleri ve Batı'dan aldığı destek üzerine konuştu.
Avrupa çevrelerindeki PYD algısının sorunlu olduğunu ifade eden Savelsberg, "Batı'daki yazılanları okursanız 'Suriye'nin Kürt bölgesindeki herkesin PYD'yi desteklediğini ve aslında onun iyi bir yönetim kurduğu' düşüncesine kapılabilirsiniz. Oysa örgüt yeteri kadar taraftar bulamadığı için 40 yaşına kadar zorunlu askerlik hizmeti çıkarıyor. PYD saflarında savaşanların da yüzde 50'si Suriye Kürdü değil, Türkiye'den gidenler olduğunu görürsünüz. Bölgedeki Kürtler baskı ve zorunlu askerlikten dolayı kaçıyor." şeklinde konuştu.
Savelsberg, Batı'nın büyük bölümünde PYD'nin "demokratik ve muteber" görüldüğünu aktararak, "İnsanlar insan hakları ihlallerini görmüyor. Avrupa ve bilhassa Almanya'daki analistlerle görüştüğünüzde size PYD'nin iyi olmasa da Kürt bölgesinde bir tür istikrar oluşturduğu savunmasını getiriyorlar. 'Ne türde bir istikrar olursa olsun iyidir' diyorsanız neden Esed rejimini ortadan kaldıralım ki?" ifadelerini kullandı.
Suriye Araştırmacısı Kyle Orton da Batı'dan ve diğer bölgelerden insanların neden PYD saflarında savaştıkları konusuna değindi.
Bu insanların PYD saflarında yer alma sebepleri arasında DEAŞ'la mücadele ve ideolojik yakınlığın ön plana çıktığını ifade eden Orton, "Farklı motivasyonlar da var. Maceraya katılmak veya para kazanmak isteyenler oldu. Bazılarının ciddi sorunları vardı. Bunun boyutlarının farkında değillerdi. Avrupa'dan kaç kişinin katıldığının kesin bir cevabı yok. Geçen yaz döneminde katılım 800 civarındaydı. En fazla İngiltere ve Almanya'dan katılım var. Bu insanların yüzde 60'ı otuz yaşın altında geri kalanı 40 yaşın altında. Yüzde 95'in üzerinde erkek oranı karşımıza çıkmakta. Çiçekçiden tüccara geniş bir skala karşımıza çıkmakta. Diğer bir sorun da bu insanlar evlerine döndüklerinde PKK'nın ağına dahil oluyorlar." dedi.
"Baas rejimi PKK kartını kullandı"
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ise Suriye yönetiminin kendi içerisinde yaşadığı Kürt sorununu Türkiye'ye ihraç etme çabasında olduğunu dile getirdi.
PYD/YPG'nin kuruluş süreci hakkında da bilgiler veren Acun, şunları söyledi:
"Baas rejimi, Türkiye ile ilişkilerinin kopmasının ardından PKK kartını kullandı. Hem Türkiye'ye karşı savaştırmak hem de kuzeydeki Kürtleri PKK üzerinden tahakküm altına alabilmek için eski ilişkilerini aktive etti. Öncelikle Salih Müslim başta olmak üzere PKK yöneticilerinin Suriye'ye girmelerine izin verdiler. Suriye hapishanelerinde bulunan 600 PYD/YPG mensubu serbest bırakıldı. Afrin, Ayn el Arap ve Haseke'den rejim ordusu kontrollü şekilde çekilip bölgeyi PKK'ya bıraktı. Bu adımlar sonuç verdi. PKK da muhalif Kürtleri hedef aldı. Onların tüm siyasal yapısını adeta yok etti, liderlerini sürgün etti. PKK'ya muhalif Kürtler Türkiye ve Kuzey Irak'a kaçmak zorunda kaldı."
[AA, 14 Şubat 2018]