Zeytin Dalı Harekatı’nın sınır hattını PKK’dan temizleme ve hakim noktaları ele geçirme safhası bitti sayılır. Hafta sonundan itibaren TSK ve ÖSO’nun çarpıcı ilerleyişi bu safhaların başarılı bir şekilde yürütülmesiyle doğrudan bağlantılı. Türkiye hem kayıpları asgariye indirmek hem de şehirlerin tahribatını önlemek amacıyla önceki aşamalarda çok hassas ama aynı zamanda stratejik davrandı. Etrafı sarılan belde, köy ve hakim noktaların birer birer düştüğünü görüyoruz. Sınır hattı boyunca kurulan büyük hilale ek olarak belde merkezleri etrafında oluşturulan hilaller de faydasını gösteriyor. Hilal taktiğinden tarih kitapları bahsederdi. Bu taktiğin pratiğe dökülmüş halini Afrin coğrafyasında en son Rajo’da canlı olarak izledik.
PKK harekatın başından beri bol keseden tehditler savuruyordu. Geç kalmış milliyetçiliğin ve şovenizmin sanrılarından olsa gerek, atalarımızın deyimiyle “kendilerini buğday ambarında” zannediyorlardı. Birbiri ardına kaybettikleri stratejik noktaların normal şartlar altında göz açıcı etkisinin olması gerek. Fakat şu noktada PKK’nın retorikten başka tutunacağı dal kalmadı.
Sınır boyunca uzanan birincil, TSK açısından ise oldukça çetin savunma hatlarının net bir şekilde düşürülmesi PKK’nın ayaklarını hafiften yere bastırdı. Daha sonra modern bir ordu ve adanmış askerleri karşısında şanslarının kalmadığını anladıklarında, çatışmaları asimetrik bir zemine çekmek başlıca amaçları oldu. Diğer bir deyişle Türk ordusu ve ÖSO’ya karşı konvansiyonel anlamda karşı koymalarının mümkün olmadığını anladılar. Bundan sonra tüneller, el yapımı patlayıcılar, mayınlar ile hava koşullarından istifade ederek asimetrik saldırılara devam edecekler.
PKK’nın bir diğer amacı da Afrin şehir merkezine varana kadar Türk ordusuna mümkün olduğunca fazla zayiat verdirmek, bir nevi aşındırma operasyonu yürütmekti. Hala kısmen bu stratejiye sahipler. Fakat yakında daha iyi bir şekilde anlayacakları gibi TSK’yı aşındırmaya çalışırken PKK aşındı. Morali aşındı, saha kontrolü aşındı, terörist sayısı aşındı. Bunun karşısında ise TSK’nın ve ÖSO’nun morali yükseldi, saha kontrolü arttı, caydırıcılığı Suriye ve dışında boyut atladı. PKK’nın hesap edemediği şey, Türkiye’den Afrin’e limitsiz bir moral ve askeri ikmalin yapıldığıydı. Türkiye diğer uluslararası ve bölgesel aktörler gibi uzak diyarlardan gelmiyor. Afrin yanı başımızda. Menbiç, Tel Ebyad, Kamışlı yanı başımızda.
Bu arada PKK’dan temizlenen köy ve beldelere iyice bakın. Türkiye’nin harekatın başından beri “biz zor ama insani olanı seçtik” derken ne kastettiğini daha iyi anlayacaksınız. Köy ve beldeler, sivilleri bırakın fiziki yapılara zarar verilmeden ele geçiriliyor. Rakka gibi, Musul gibi dümdüz edilmiyor. Çünkü herkes gidecek ve o köy ve beldelerde yaşayan insanlarla biz yüz yüze bakacağız. Başları ağrıdığında Türkiye’nin kapısını çalacaklar. Zeytin Dalı’nın, Fırat Kalkanı’nın başkalarının yaptığı askeri operasyonlardan farkı bu: amaç toprak değil, gönülleri fethetmek…
[Akşam, 5 Mart 2018].