Selahattin DemirtaÅŸ'ın hakkını vermek lazım. Siyasete bir birlik, bir dirlik havası getirdi. Etrafında oluÅŸan muhabbet halkasına bir bakın Allah aÅŸkına. Aynı anda hem Gülencilerin, hem sosyalistlerin, hem Alevilerin, hem DoÄŸan medyanın, hem de NiÅŸantaşı eÅŸrafının sempatisini toplamış durumda. Ä°ster inanın ister inanmayın ama DemirtaÅŸ, CHP genel baÅŸkanının bile sempatisini kazandı.

Nereden bakarsak bakalım DemirtaÅŸ, dargınları, küskünleri yahut bizim dargın, küskün bildiklerimizi barıştırmış durumda.

Siyasete hizmeti büyük.

***

Peki DemirtaÅŸ, bizim bugüne dek yan yana görmeye pek de alışık olmadığımız kiÅŸi ve grupları nasıl yan yana getirebiliyor?

Bu soruya kimileri "baÅŸarı ona deÄŸil, konjonktüre ait" diye cevap veriyor. Kısmen doÄŸru. Tayyip ErdoÄŸan karşıtlığının yükseliÅŸi, DemirtaÅŸ'ı da yukarı çekti. Dahası, ErdoÄŸan karşıtlarının, "ErdoÄŸan'ı devirmek" için baÅŸvurdukları yöntemlerin baÅŸarısızlığa uÄŸraması yeni bir siyasi keÅŸif yapmayı mecbur kıldı.

Aslında, ErdoÄŸan iktidarını sarsacak, parlak bir siyasi figür keÅŸfetme gayreti yeni deÄŸil. Mustafa Sarıgül, dönem dönem bu amaç için parlatılmaya çalışıldı. Daha sonra Kemal KılıçdaroÄŸlu yeni bir keÅŸif olarak çıkmıştı karşımıza. Bu anlamda DemirtaÅŸ, ErdoÄŸan karşıtları için yeni bir fırsat.

DemirtaÅŸ, ErdoÄŸan karşıtlığı açısından ne denli "kullanışlı" olduÄŸunu ortaya koydu. Ve ulusal ve uluslararası ErdoÄŸan karşıtlarının yeni yatırım aracı olarak karşımıza çıktı. DemirtaÅŸ, Gezi olayları sürecinde Abdullah Öcalan'ın karşı duruÅŸu nedeniyle sahalara inemedi. Sonrasında nedamet getirse de Gezi trenini kaçırdı. Ama Geziciler, onun yüreÄŸinin nasıl yandığını hissettikleri için onu geride bırakmadılar. Treni beklettiler ve onu da içeri aldılar. DemirtaÅŸ da onları mahcup etmedi, kendisini onların temsiline adadı.

17 Aralık darbe giriÅŸimi olduÄŸunda DemirtaÅŸ, bu kez tavrını çok açık biçimde ortaya koydu. DemirtaÅŸ, bürokraside karşımıza çıkan "paralel devlet yapılanması"nın ErdoÄŸan'ı devirmek amacıyla ürettiÄŸi sahte delilleri siyasi söylem kurarken döne döne kullandı. Yolsuzluk metaforunu KılıçdaroÄŸlu ile birlikte sonuna kadar tüketti. DemirtaÅŸ, CumhurbaÅŸkanı adayı olup da ErdoÄŸan'a karşı yarışmaya baÅŸladığında "ErdoÄŸan karşıtlığı" pozisyonunu adeta kurumsallaÅŸtırmış oldu. Ne var ki meÅŸru bir alanda karşısına çıktığı ErdoÄŸan'ı, bir "rakip" olarak deÄŸil bir "düÅŸman" olarak görmeye devam etti.

***

DemirtaÅŸ'ın "ErdoÄŸan karşıtlığı" DAÄ°Åž'in Kobani'yi iÅŸgali sonrasında yeni bir boyut kazandı. Bu süreçte PKK, tarihinde hiç olmadığı kadar uluslararası bir ilginin odağı oldu.

PKK bu dönemde kendisini OrtadoÄŸu'da irticai yapı ve faaliyetlere karşı mücadele eden seküler bir örgüt olarak takdim ederken, AK Parti iktidarını ve ErdoÄŸan'ı DAÄ°Åž'e destek vermekle itham etti. Siyaset sahnesinde PKK'nın bu söylemini en fazla DemirtaÅŸ dillendirdi. Bu söylem, Suriye krizi üzerinden Türkiye'yi sıkıştırmak isteyen Batı'daki Türkiye muhalifleri için son derece yararlı bir söylem halini aldı. DemirtaÅŸ tam da bu ortamda, uluslararası bir desteÄŸi arkasına aldığı inancıyla, tabanını 6-8 Ekim olaylarına çağıran o fecaat açıklamayı yaptı. DemirtaÅŸ, 7 Haziran seçimlerine giderken de ErdoÄŸan karşıtlığı üzerinden bir siyaset geliÅŸtirmeye devam ediyor. Etrafındaki o anlaşılmaz koalisyonun manası da burada gizli. DemirtaÅŸ'ın 7 Haziran vaadi çok net: "HDP olduÄŸu sürece ErdoÄŸan baÅŸkan olamayacak."

DemirtaÅŸ'ın son dönemdeki açıklamaları sadece barajı aÅŸmaları halinde deÄŸil, aÅŸamamaları durumunda da ErdoÄŸan karşıtı siyaseti sürdüreceÄŸini gösteriyor. DemirtaÅŸ bu yönüyle partisinin baraj altında kalması durumunda dahi kendisinden