1. DEAŞ lideri Ebu İbrahim Haşimi Kureyşi kimdir?
Ebubekir Bağdadi’nin ABD’nin düzenlediği bir operasyon neticesinde İdlib’de öldürülmesi üzerine DEAŞ’ın yeni lideri Abdullah Kardaş ismi ile bilinen Ebu İbrahim Haşimi Kureyşi olmuştur. Kardaş’ın künye isminde Haşimi ve Kureyşi vurgusu DEAŞ’ın halifelik iddiasında Kureyşilik etkisine işaret etmektedir. Ancak bazı yayın organlarında Kardaş’ın Telafer Türkmeni olduğu iddia edilse de bölge Türkmenleri söz konusu iddiaları reddeden açıklamalarda bulunmuştur. Kardaş’ın geçmişine dair oldukça kısıtlı bilgilerin olduğu da bir gerçektir.
2. Ebu İbrahim Kureyşi liderliğindeki DEAŞ nasıl bir yol izledi?
DEAŞ’ın 2019’dan itibaren Suriye ve Irak sahasında tamamen topraksızlaştırılmasıyla birlikte Kureyşi dönemi, 2010-2013 Irak dönemlerine benzer şekilde çöl bölgelerinde faaliyet göstererek terör örgütünün yeniden yapılandırılması yönünde geçmiştir. Yeniden yapılanma süreciyle birlikte halifelik iddiası sürse de anlamsız bir pozisyonda kalmıştır. Özellikle SDG bölgelerinde kalan kamp ve hapishanelerde DEAŞ yapılanmaları örgütlü bir çizgiyi korumaya çalışmış, yine Irak sahasındaki örnekleme benzer bir şekilde mevcut hapishane ve kamp ortamları yeniden teşkilatlanma ve eleman temin etmede kilit rol oynamıştır. Nitekim Ocak’ın sonunda Sina Hapishanesi’ne yönelik gerçekleştirilen saldırı ve kaçırma eyleminde de hapishaneler ve kamplardaki terör örgütü üyelerinin motivasyonlarını güçlendirmenin esas alındığı görülmüştür.
3. Ebubekir Bağdadi nasıl öldürülmüştü?
26 Ekim 2019’da ABD, İdlib’in Barisha bölgesinde bulunan bir binaya yönelik operasyon düzenlemiş, sabah saatlerinde Beyaz Saray’dan yapılan açıklamayla Ebubekir Bağdadi’nin öldürüldüğü duyurulmuştur. Dönemin ABD Başkanı Trump, Bağdadi’nin kendisini ve üç çocuğunu patlattığı canlı bomba yeleği ile öldürdüğünü belirtmiştir. Yine Trump “Türkiye ile bunu konuştuk. Nereye gittiğimizi biliyorlardı. [Onlara ait] hava sahasında da uçtuk. Onlar [Türkiye] harikaydı, hiç sorun olmadı” ifadelerini kullanmıştır. Bu nedenle “Kureyşi’nin öldürülmesi sonrasında da Türkiye’nin bilgisi ve yardımı oldu mu?” sorusu kamuoyunda merak edilmektedir.
4. Ebu İbrahim Kureyşi nasıl öldürüldü?
Ebu İbrahim Kureyşi, İdlib’e bağlı Atme kasabasında ikamet ettiği düşünülen bir evde ABD’ye ait helikopter ve F-16 uçağının da yer aldığı bir operasyon neticesinde etkisiz hale getirilmiştir. Bir ABD’li yetkilinin AFP’ye verdiği bilgiye göre Kureyşi ABD’nin operasyonu sırasında Bağdadi gibi kendisini patlatarak öldürmüştür. Kureyşi haricinde 6’sı çocuk, 4’ü kadın toplam 12 kişinin de öldürüldüğü bilgisi basına yansımıştır. ABD’li yetkililere göre Kureyşi –tıpkı Trump’ın Bağdadi’nin ölümünde iddia ettiği gibi– kendi ailesini de öldürmüştür. Ancak Kureyşi’nin üzerindeki patlayıcı yelek ile 10 kişilik bir aileyi öldürmesi zor bir ihtimal olarak önümüzde durmaktadır.
5. Operasyonun detayları nelerdir?
Operasyon sonrasında Kureyşi’nin bulunduğu evin fotoğraflarına bakıldığında ABD’nin direkt olarak evi hedef aldığı ya da Kureyşi’nin ev içerisinde gerçekleştirdiği patlama ile evin üst çatı blokunu devirdiği iddia edilebilir. Ancak patlayıcı yelek ile mi çatının çöktüğü yoksa ABD’nin direkt olarak binayı mı hedef aldığı irdelenmesi gereken bir konu olarak görünmektedir. İdlib’de eğer ki bir otopsi gerçekleştirilirse daha sağlıklı sonuçlar elde edilebilir. Bunun yanında –Bağdadi operasyonunda olduğu gibi– Kureyşi’ye yönelik operasyonun da yaklaşık iki saat sürdüğü ifade edilmektedir. Bölge halkının Heyet-i Tahrir eş-Şam’a (HTŞ) bağlı İdlib Emniyetine haber vermesine rağmen bölgeye emniyet ekiplerinin gitmemesinin de düşündürücü bir detay olduğu belirtilmelidir.
Ayrıca bir ABD helikopterinin bazı iddialara göre düşürüldüğü, basına açıklama yapan Pentagon yetkililerine göre ise teknik arıza nedeniyle zorunlu inişinin ardından helikopterin Amerikan kuvvetlerince kullanılamaz hale getirildiği belirtilmektedir. Son olarak operasyon neticesinde öldürüldüğü açıklanan 13 kişinin tamamının kimlikleri ve Kureyşi ile birlikte öldürülen 2 ismin DEAŞ’ın üst düzey isimleri mi yoksa Kureyşi’nin yakınları mı olduğu sorusu önemlidir. Nitekim akrabaları dahi olsa örgütsel bir bağlantıyı da temsil ettikleri açıktır. Bunun yanında evde gerçekleştirilen aramada elde edilen bilgilerin de yeni operasyonlara sebebiyet verebileceği düşünülebilir.