2015 genel seçimlerinin kampanya gündemi önceki genel seçimlerden farklı olarak baÅŸat bir tema etrafında ÅŸekillenmiyor. Bütün partiler birbirlerinin temaları ile yarışan-çekiÅŸen bir seçim stratejisi yürütüyor.
Sahadaki sıcak tartışmalara raÄŸmen ekonominin önceliÄŸi ve Türkiye'nin dünyadaki ilk 10 ülke arasına girme hedefi ortak bir tema halinde. CHP'nin ekonomik vaatleri ile AK Parti'nin her gün açıkladığı yeni büyük icraatları yarışıyor. CHP'nin "Merkez Türkiye" projesi de AK Parti'nin Türkiye'yi bölgesel- küresel güç yapma idealinin ekonomik boyutunu öne çıkaran bir varyasyon olarak görülebilir.
2015 genel seçimlerinde 1990'ları çaÄŸrıştıran seçim temalarını gündeme taşıyan partiler CHP ve HDP oldu. CHP ekonomik vaatler üzerinden bunu yaparken HDP kimlik ve ilginç bir ÅŸekilde din-diyanet tartışması üzerinden yaptı. Böylece ilk defa Diyanet'in konumu bir seçim döneminin süreklilik arz eden çok boyutlu bir tartışmasına dönüÅŸtü. HDP'nin laikçi çevrelerden oy almayı hedefleyen Diyanet'in kaldırılması önerisi seçim sürecinde Kürtçe meal konusuna, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Mehmet Görmez'in makam aracına ve dini liderlik konusuna kadar uzandı.
Diyanet tartışması seçim kampanyalarında iki yönlü etkide bulundu. Ä°lki, HDP kendini din konusunda savunmaya düÅŸürmüÅŸ ve dindar Kürtlerin oylarını alma hususunda AK Parti'nin eline seçim malzemesi vermiÅŸ oldu. Ä°kincisi, Diyanet'in deÄŸiÅŸen misyonu kamusal müzakerenin teması haline geldi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Mehmet Görmez bey sadece Türkiye'nin dini lideri deÄŸildir adeta Ä°slam dünyası içinde bu coÄŸrafyanın saygın bir dini lideridir" diyerek meseleyi yeni bir düzleme taşıdı. ErdoÄŸan'ın, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı'na devletin uçak havuzundan tahsiste bulunulmasını Vatikan ile örneklendirmesi muhalefet çevrelerinde "Diyanet'i VatikanlaÅŸtırma" ÅŸeklinde yorumlandı.
Ä°slam'da ruhbanlığın olmadığı ve Vatikan ile Diyanet'in özdeÅŸ kurumlar olmadığı ortada. O zaman ErdoÄŸan'ın Görmez'i "bu coÄŸrafyanın saygın bir dini lideri" olarak tarif etmesinin anlamı nedir? Seçimlerde muhalefetin diline doladığı bir kurumun sahip çıkılarak itibarının pekiÅŸtirilmesi ilk akla gelen açıklama. Daha geniÅŸ bir çerçeveden bakıldığında ise Türkiye'nin yaÅŸadığı dönüÅŸüme uygun olarak Diyanet'in deÄŸiÅŸen statüsünün ve misyonunun altının çizilmesidir.
Öncelikle ulemayı düÅŸük statü ile devlete eklemleyen laikçi yaklaşımın terk edilmekte olduÄŸunu düÅŸünebiliriz. Bu çerçevede Diyanet eskisine oranla daha aktif roller üstlenmektedir. Yurtdışındaki Türklerin dini hizmetlerini karşılamayı önceleme ve Ä°slam dünyasının kritik meselelerinde (aşırılık, mezhep çatışması ve Ä°slamofobi gibi) görüÅŸ bildirme bu yeni rollerden bazılarıdır. Nitekim Görmez'in en son Kudüs'te verdiÄŸi hutbe bu yeni rolün gereÄŸidir.
Türkiye'nin bölgesel-küresel açılımlarına paralel olarak Diyanet'in sunduÄŸu dini hizmet ve dini yorum milli düzlem ile sınırlandırılamaz. Bu durum hem Türkiye'nin çevresindeki bölgelerdeki etkisinin YÖK, MÄ°T ve Diyanet gibi kurumlarını dönüÅŸtürmesiyle ilgilidir. Hem de ülkemizin etrafında yükselen radikal-Selefi Ä°slam yorumlarının ve liderlik iddialarının getirdiÄŸi meydan okumaları karşılamakla alakalıdır.
Bugün Türkiye'de Ä°slam'ı kitlelere sunacak ve bahsedilen aşırılığa kayış ihtimalini önleyecek dini liderlik alanında nitelikli temsil sorunu yaÅŸanmaktadır. Sivil toplumda ister tarikat ve cemaatlerle baÄŸlantılı ister bireysel bazda etkili dini figürlerin olması ve bu ihtiyacı karşılaması asıldır.
Yine de Diyanet'in dönüÅŸen misyonu ile dini yorumların temsil piyasasında olmasının önemli bir anlamı mevcuttur. 2015 seçimlerinin siyasi hayatımıza kattığı canlı temalardan birisi olarak Diyanet'in deÄŸiÅŸen misyonunu tartışmaya devam edeceÄŸiz.
[Sabah, 29 Mayıs 2015]