Yarın milyonlar Yenikapı'da olacak.
Evet milyonlar!
Türkiye'nin esas sahibi bu ülkenin asli gerçeğinin ne olduğunu gösterecek dosta, düşmana. Sebat ettiğini, vatanı için ayakta olduğunu, olmaya devam edeceğini haykıracak. Vatan nöbetini, demokrasi nöbetini taçlandıracak.
Millet yarın Yenikapı'da olacak.
Bütün Türkiye'de meydanlar dolacak.
Yenikapı'daki "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne o meydanlardan eşlik edilecek.
15 Temmuz'la birlikte Türkiye'de yeni bir dönem açıldı.
Çok şükür ki bugüne kadar türlü oyunlarla, yapay ayrımlarla, sahte gerilimlerle milleti bölme gayreti sonuç vermedi. Millet her seferinde feraset gösterdi.
Tahriklere kapılmadı, kardeşin kardeşi kırmasına fırsat vermedi. Siyasetteki suni gerilimleri, kavgaları hiçbir zaman tasvip etmedi.
Ne zaman ki bir "dış tehdit"le karşı karşıya kaldığını düşündü, o zaman birliğini, dirliğini, kardeşliğini gösterdi.
15 Temmuz'daki darbe girişimini ve FETÖ terörünü "dış güçlerin işgal girişimi" olarak değerlendirdi.
Ve tankların üzerine üzerine yürüdü.
Bu ülkeyi bir kez daha vatan yaptı.
Bundan böyle Batıcı siyasetle, terörle, jakoben tutumlarla, gizli örgütlerle bu vatanın dizayn edilemeyeceğini gösterdi.
Dünya demokrasi tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
***
Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece A Haber'de Adil Gür'le birlikteydik.
4 gün öncesinde gerçekleştirdikleri çok önemli bir araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Söz konusu araştırma da gösteriyor ki toplumun yüzde 90'ı "düşman"ı çok net bir biçimde teşhis ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu süreçteki liderliğini ve mücadele tarzını takdir ediyor.
Başbakana, hükümete güven duyuyor.
Muhalefet partilerinin önemli oranda sorumlu davrandığını düşünüyor.
Şahsi kanaatim, bu algının oluşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çok önemli bir payı var. Ne olursa olsun, siyaset üstü bir birlik, beraberlik ortamının olduğu o araştırmada da gün gibi çıkıyor ortaya.
Bundan sonra esas mesele bu ortamı korumak. Bunun için de öncelikle yapılması gereken milletin mesajını doğru okumak.
Yenikapı'daki miting bu açıdan büyük bir fırsat. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu mesajı doğru okuması ve orada olması lazım gelir. Umuyorum ki olur.
3 haftadır gücümüz yettiğince söylemeye çalışıyoruz. Karşımızdaki mutabakat ortamı milletin doğrudan müdahalesiyle oluşturulmuş bir ortam. Türkiye siyaseti tabandan gelen, sahici bir taleple karşı karşıya.
Ortak düşmana karşı, ortak bir ideal etrafında bir araya gelmiş dinamik bir toplumdan bahsediyoruz.
İdrakinin bilincinde, özne olmuş bir millet.
Bundan böyle bu milleti "hafızasız" ve "ehliyetsiz" görmek abesle iştigaldir.
FETÖ'cüler darbeye kalkarken de, onların arkasındaki şer odakları bu ülkeye siyasi ameliyatlar yapmaya kalkarken de daima bu milleti "etkisiz elaman" olarak gördüler.
Darbe girişiminin olduğu saatlerde FETÖ'nün medya sorumlularından Kerim Balcı ne diyordu?
"Bizim halkımız bırakın G3 kurşununa karşı durmayı, yerde yatmayı bilmez. Askerliklerini ücretli yaptılar" Elbette böyle diyerek darbe girişiminin başarıya ulaşmasını sağlamaya çalışıyordu.
Fakat merd-i paralel şecaat arzederken sırkatin söylüyordu.
Şimdi gördün mü ey paralel?
Gördün mü bu millet neler başardı?
G-3'e değil, top mermisine karşı durdu.
Yeri geldi yere yattı, siper aldı.
Ama yere serilmedi.
Bu vatanı sizin gibi çakallara yem etmedi. Etmeyecek de...
[Sabah, 6 Ağustos 2016]