Dün Yenikapı Meydanı bütün dünyaya bir mesaj verdi. Hepimiz, hep birlikte verdik bu mesajı. Türkiye'nin yeni bir ruhla bir araya geldiğini, ayağa kalktığını yedi düvele gösterdik. Böyle bir sonuç beklemiyorlardı elbette. Hesapları şaştı. Bu millet birlik olduğunu, dış düşmana karşı hiç vakit kaybetmeden bir araya gelebileceğini ispat etti. Millet, bu ülkenin işgal edilmek istendiğini gördü. Milletin büyük bir çoğunluğu, terör örgütlerini palazlandıran, toplumsal kalkışma girişimlerine hız veren, iç savaş ortamı yaratmaya çalışan, iç siyasete yönelik yersiz ve kaba saba müdahalelerde bulunan sömürgecilerin bu ülkeye açtığı kirli savaşın farkındaydı. Bu sömürgecilerin bu ülkeyi teslim almak için nasıl kıyasıya mücadele ettiğini görüyordu. FETÖ'nün devlet içindeki ve medyadaki unsurlarının hareketlerini yakından izliyordu. R. Tayyip Erdoğan'a yönelik düşmanca kampanyayı hazmedemiyordu. Fakat milletin bir bölümü bu saldırının, bu kirli savaşın yeterince farkında değildi. 15 Temmuz gecesi FETÖ öncülüğünde gerçekleştirilen askeri darbe girişimi milletin, bütün bileşenleriyle karşısındaki düşmanın farkına varmasını sağladı. Düşmanı, onun yürüttüğü kirli savaşı ve onun son hamlesi olarak karşımıza çıkan işgal girişimini gördükten sonra millet büyük bir azimle, korkusuzca meydanlara indi, tankların üzerine yürüdü.
***
Yıllar öncesinden "toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez" demişti milli şairimiz Mehmet Akif. Bu millet 15 Temmuz 2016 tarihinde bunun en mükemmel örneğini sergiledi. Önce FETÖ teröristlerini püskürttü. Fakat onunla yetinmedi. Bu terörist şebekenin arkasındaki güç odaklarına da "ne yaptığınızı biliyoruz" mesajı verdi. Meydanlarda kalarak iradesinin arkasında olduğunu ispatladı. Ülkesine, vatanına, bayrağına, toprağına, devletine sahip çıktığını ve çıkacağını gösterdi. 15 Temmuz gecesi tankların üstüne yürüyerek, şehitler vererek yaptı bunu. Sonrasında gece gündüz demeden vatan ve demokrasi nöbetlerine durarak devam ettirdi bu tavrını. Yeni bir sosyalleşme, etkileşme alanı oldu meydanlar. Sahici, hayatın içinden, sıcak bir sosyallik. Çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler, ihtiyarlar. Millet meydanlardaydı. Meydanlar kelimenin tam anlamıyla milletindi. Haklı bir mücadelede rol almış, ülkesini işgalden kurtarmış olmanın haklı sevinci var insanların yüzünde. Bir ve beraber olabilmenin, kardeş, kaderdaş olabilmenin mutluluğu. Ve elbette şehitlerimizin hüznü ve gururu.
***
Bu millet bu ülkeyi bir kez daha vatan kıldığını yedi düvele gösterdi. Elbette bu milletin büyüklüğünü teslim edip, kendi cürümlerini itiraf etmediler. Olanı çarpıtmaya, yeni operasyonlar için zemin hazırlamaya devam ettiler. Peki ya şimdi? Yenikapı'daki, bütün Türkiye'deki bu manzara karşısında ne diyecekler? "Halk diktatörüne sahip çıktı" manşeti mi atacaklar utanmazca. Ne yaparlarsa yapsınlar! Artık "Batı'daki Türkiye imajı" üzerinden Türkiye'yi dizayn etme imkanı kalmamıştır. Millet, bu imajın siyasi ameliyatlar için kullanılan birer aparat olduğunu biliyor. Biz, doğru bildiğimizi uygulayıp, hak bildiğimiz yolda sebat ettikçe kendilerini bu "Türkiye gerçeği"ne uyduracaklar. Esas olan, "Batı'daki Türkiye imajı" değil, "Batı'nın kabul etmek zorunda olduğu Türkiye gerçeği"dir. Türkiye gerçeğine, Türkiye'nin Yenikapısı'na hoşgeldiniz. Biz girdik, herkes buyursun girsin...
[Sabah, 8 Ağustos 2016].