SETA’nın hazırladığı raporda, Libya'da rejime karşı düzenlenen “Öfke Günü”yle başlayan ve Kaddafi’nin öldürülmesiyle sonuçlanan ayaklanma öncesi ve sonrasıyla ele alınıyor.
Selin M. Bölme, Ufuk Ulutaş, Taha Özhan ve Müjge Küçükkeleş’in hazırladığı rapor beş ana bölümden oluşuyor. “İsyan Öncesi Libya”, “Muhalif Gösterilerden Silahlı Mücadeleye: Kaddafi’ye İsyan”, “Müdahale”, “Türkiye’nin Libya Politikası” ve “Libya’yı Neler Bekliyor?”
Raporda, Libya’daki ayaklanmanın nedenleri sıralanırken isyan öncesi Libya’daki iç ve dış dengeler ile ülkenin çizdiği ekonomik tablo analiz ediliyor. Müdahale süreci uluslararası hukuk, müdahaleye gelen tepkiler ve diplomasi çerçevesinde değerlendiriliyor. Ayrıca, Türkiye’nin Mısır ve Tunus’taki ayaklanmalarla kıyaslandığında daha zorlu bir sınav verdiğinin altı çiziliyor. Rapora göre, Kaddafi’nin 20 Ekim’de öldürülmesi ile Libya için yeni bir süreç başladı, fakat “eski korkuların bertaraf edilmesi, Libya’nın yeni korkularını yadsımaya yetmiyor.” Bu yeni korkuların başında ise siyasi istikrarı sağlama sürecinde, iç çatışmaya varma ihtimali taşıyan güç paylaşımındaki rekabet gösteriliyor.
İSYAN VE MÜDAHALE
Libya yönetimine karşı Ocak 2011’de başlayan ve daha çok ekonomik problemlerin dile getirildiği protestolar kısa sürede siyasi bir nitelik kazanmış ve 17 Şubat’ta organize edilen “Öfke Günü” Libya’daki rejim karşıtı ayaklanmanın da dönüm noktası olmuştu. Kaddafi’nin gitmesi ve reform talebi ile Bingazi’de başlayıp diğer şehirlere sıçrayan gösterilerin güvenlik güçleri tarafından şiddetle bastırılması ve sonrasında çıkan çatışmalar, bu ülkede değişim rüzgârını kısa sürede bir iç savaşa dönüştürdü. Tunus ve Mısır’da yaşanan yumuşak geçişin Libya’da yaşanmayacağının kesinleşmesi, Libya’da olası bir katliamın veya iç savaşın önüne geçmek için uluslararası toplumun harekete geçmesi yönünde seslerin yükselmesine neden oldu. 26 Şubat’ta silah ambargosu, Kaddafi ve ailesinin mal varlığının dondurulması ve uluslararası seyahat yasağını içeren 1970 sayılı BMGK kararı kabul edildi. Libya’daki durumun vahameti üzerine 17 Mart 2011 tarihinde bir kez daha bir araya gelen BMGK’da, oy çokluğu ile işgale varmayacak şekilde gerekli tüm önlemler alınarak sivillerin korunmasını, uçuşa yasak bölge ilanını, silah ambargosunu ve Kaddafi ve yakın çevresinin mal varlığının dondurulmasını içeren 1973 sayılı karar kabul edildi. Kararın üzerinden 48 saat geçmeden Paris toplantısını düzenleyen Fransa’nın öncülüğünde ABD, İngiltere, İtalya ve Kanada’nın katıldığı bir koalisyon Libya’ya operasyon başlattılar.Koalisyon güçlerinin yürüttüğü operasyonun BM kararını aştığı ve kontrolsüzlüğüne yönelik eleştiriler sonrasında 27 Mart’tan itibaren BMGK’nın.