Kaynaşma sadece siyasetçi ile asker arasında değil. Aynı zamanda toplumun farklı kesimleri de hem devletle hem de özel olarak silahlı kuvvetlerle daha iç içe geçiyor. Bir yönüyle normalleşme yaşanıyor yani olması gereken oluyor. Sanatçı da, sporcu da, asker de bu toplumun evladıysa iç içe ve hemhal olmalarında, birbirlerinin dilinden anlayıp dertleri ile dertlenmelerinde bir beis yok. Beisten öte olması gereken bu. Kaynaşmanın normalleşmenin yanında bir de moral boyutu var. Herkes ülkesine kendi alanında hizmet ediyor. Sanatçı işini iyi yaparak, sporcu sahada ter dökerek vatanına borcunu ödüyor. Askerler ise bunu canıyla yapıyorlar. Askerin sorumluluğunun daha ağır olduğu noktasında bir tereddüt yok. Sorumluluklarının ağırlığı karşısında özel bir ilgiyi de hak ediyor. Cumhurbaşkanının, sanatçı ve sporcularla birlikte gerçekleştirdiği ziyaret bu özel ilginin bir yansıması.
Böylece devletin asık suratı yumuşamış oluyor. Cumhurbaşkanının da herkes gibi şarkı türkü söylediği, güldüğü, şakalaştığı, üzüldüğü birinci elden tecrübe ediliyor. Vatandaşla devlet arasında insani özellikler üzerinden bir ortaklık inşa ediliyor, yeni bir bağ kuruluyor. Buyurgan, asık suratlı, asabi devletin yerini babacan, samimi ve şefkatli bir devlet alıyor. Ve tabii ki bu normalleşme eski düzenin aktörlerini rahatsız ediyor. Beğenmeyecek, eleştirecek, kulp takacak bir nokta arayışına girdiler. Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve genelkurmay başkanı ile selfie çeken eri dillerine doladılar. O çok samimi ve sıcak fotoğraf karesini disiplinsizlik, lakaytlık olarak eleştirdiler. Nasıl olurda bir er cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanının huzurunda bu kadar rahat hareket edebilir diye sorguladılar. Çünkü zihinlerindeki ve hayallerindeki devlet insanları rahat ettiren değil rahatsız eden bir devlet. Bir moral ziyaretinde dahi olsa alt rütbeden bir askerin devletin huzurunda rahat olmasını bir türlü kabul edemiyorlar. Bununla kalsa yine iyi ama maalesef bitmedi. Derken peşine siyasetin en popülist, en bayağı, en ucuz hali geldi. Kılıçdaroğlu moral ziyaretinin kendisini eleştirdi sosyal medyadan; 'Bizi biz yapan değerler vardır! Eğer bir komşumuz hayatını kaybetmişse, televizyon bile açmayız, gürültü yapmayız. Çünkü komşumuzun acı günüdür. Afrin'deki şehitlerimizin daha kanı kurumadan toplanmış bir güruh; davul, zurna klarnetle şarkılar türküler söylüyor' Kemal bey çok haklı olabilirdi eğer doğruyu söyleseydi. Öncelikle ortada bir güruh yok, Türkiye cumhuriyetinin cumhurbaşkanı, seçkin sanatçıları ve sporcuları var. Haydi bu isimlendirmenin yakışıksızlığını bir kenara bırakalım. Ancak bu topluluk sözgelimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaş gününü kutlamak için toplanmadı ve şarkı türkü söylemedi. Ortada bir eğlence yok moral ziyareti var. Bu ucuz siyasetle sosyal medya lümpenlerinin takdiri kazanılabilir, onlar memnun edilebilir. Ama seçim kazanılamaz, bölgesel bir güç olan Türkiye yönetilemez.
CEVABI BELLİ SORU Afrin'e girmeyelim çok kayıp veririz demek mi şehit olan askerlerimizin hatırasına saygısızlıktır yoksa moral ziyareti yapmak mı?
[Takvim, 6 Nisan 2018]