***
Durumun farkında olan CHP yorumcuları yoğun ve sert uyarı kampanyasına başladı bile. Elbette ana korkuları ayrı adaylarla yerel seçimlere gidilmesi durumunda muhalefetin başarısız olma ihtimali. Bu ihtimal için Akşener'in "Bedelini ödeyeceğim, tüm sorumluluk bana ait, biz bu partiyi CHP'nin adaylarını seçtirmek için kurmadık, bitti" demesini eleştiriyorlar. Başarısızlığın bedelini "muhalefetsiz siyaset" olarak tanımlıyorlar. Ülkede her şeyin daha kötüye gideceği bir "beka sorunu" olarak değerlendiriyorlar. Muhalefet çevrelerindeki bu beka söylemini "her istediği şeyi yapabilecek iktidarın bütün toplumsal kesimleri baskılayacak İslamcı diktatörlüğün kurulması" olarak ifade edenler bile mevcut. Bu tür yorumlar etkisi sınırlı klişeler olmaktan öteye geçmiyor.***
Her şeyden önce "muhalefetsiz siyasetin" vebali kimde? Kendi adaylığını dayatarak kurulan "büyük koalisyonu" başarısız kılan Kılıçdaroğlu'nda mı? Masadan önce kalkıp sonra oturan Akşener'de mi? Pazarlığı yüksek tutan küçük sağ partilerde mi? Muhalefeti erken zafer havasına sokan muhalif yorumcu ve gazetecilerde mi? Bu sorular tam olarak cevaplandırılmadı, belki Akşener'in açıklamaları hariç. Belki de asıl sorun muhalefetin kurduğu ittifakın modelindeydi. HDP'nin iki ana ittifakın dışında kalması ve kendi çizgisinde siyaset yapması İyi Parti'ye daha rahat ve geniş bir alan tanıyabilirdi. Cumhur İttifakı seçmenine ulaşabilirdi. İttifak siyasetini çözmenin zor olduğu ortada ise de bunu denemenin en uygun zamanının yerel seçimler olduğu açık.***
Akşener'in ittifak siyasetini aşma çabasında önündeki en büyük engel "seküler CHP medyasının" saldırıları olacak. CHP'li yorumcuların kaybetmenin bedeli hakkındaki güvenlikleştirici söylemi tam da Akşener'in şiddetle karşı olduğu kutuplaşmacı varsayımlara dayanıyor. Yerel seçimlerdeki olası başarısızlığın ağır vebalini İyi Parti'ye yüklüyorlar ve değişmeyen bir sermayeye sarılıyorlar: Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığı. Hatta CHP'nin Akşener'i ittifaka ikna edebilmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığını kullanacağı kulisi medyaya yansıdı. Halbuki Erdoğan karşıtlığı muhalefete kazandıracak ölçüde etkili değil. İyi Partililer, CHP'liler tarafından o kadar hırpalandı ki onların gözünde Erdoğan karşıtlığı eski çekiciliğini kaybetti. Yine CHP çevrelerindeki "taban ittifakı" beklentisi de sorunlu. "Akşener aday çıkarsa da muhalif seçmen büyük partiye gider ve CHP'li adaya destek verir" değerlendirmesi İyi Parti seçmeninin ve bu partinin muhtemel genişleme alanının yeterli bir analizine dayanmıyor. Akşener, ittifaksız seçim söylemini CHP'den farklı politika önerileri ve farklı kesimlere ulaşacak iyi adaylarla beslerse kendi seçmenini konsolide edebilir.***
Evet, ittifak yapmak başarıyı ve yenilgiyi paylaşmak demek. Ancak 2019 ve 2023 ittifaklarının ikisinde de İyi Parti kaybetti. CHP'nin başarısı İyi Parti ve diğer muhalefet partilerinin başarısı mıdır? Dahası, Cumhur İttifakı hem AK Parti'ye hem MHP'ye hatta hem de YRP'ye kazandırırken CHP ile ittifak kurmak sağ partilere kaybettiriyor. CHP'liler fazla bulsa bile DEVA, GP ve SP'nin 10 milletvekili alması kaybetmelerini örtmüyor. Bu sağ partiler CHP hâkimiyetindeki masaya oturarak ve CHP listelerinden seçime girerek sağ seçmen nezdinde bir tür intihar ettiler. Ne kadar çetin pazarlık yapılsa da CHP ile işbirliği kaybettiriyor. Muhalefetsiz siyaset diye bir şey varsa sebebi CHP'nin bitmek bilmez krizidir. [Sabah 9 Eylül 2023]