Xi Jinping'in Çin Komünist Partisi (ÇKP) genel konseyinin başına gelmesinin ardından dış ilişkilerde daha fazla öne çıkan Çin, dünya ekonomisinde de önemli bir aktör haline gelmiştir. Dünya ekonomisinden aldığı payı son 40 yıllık süreçte yüzde 827 artıran Çin, artan refahı topluma yansıtırken dünyanın çeşitli coğrafyalarına yatırımlar yapmıştır.[1] Bu yatırımların 2013 sonrası konumu ve önemi ise farklılaşmış ve Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) Xi Jinping tarafından Kazakistan'ın başkenti Astana'da ilan edilmiştir. Tarihi ipek yolunu tekrar canlandırmak için ortaya konan girişim hedefleri, 8 trilyon dolarlık ekonomik bir potansiyele sahiptir.[2] Çin'de başlayıp Avrupa'ya uzanan yeni ipek yolu projesi kalkınmakta olan ülkeler için alternatif finansman imkânları sunsa da Batılı ülkeler tarafından pozitif bir şekilde karşılanmamıştır. Çin'in etki alanının genişlemesine yardım edeceği endişesinden beslenen Batı merkezli eleştiriler, Çinli şirketlerin piyasada engellenmesi ve ticari tarif uygulamaları ile daha görünür bir hal almaya başlamıştır. Çin'in mevcut proje ile yatırım yaptığı ülkelere hem kredi hem de borç vermesinin tek taraflı bağımlılık ilişkisi oluşturacağını savunan Batılı ülkeler aynı zamanda medya aracılıyla yeni ipek yolu projesinin imajına zarar verecek yorumlara imza atmıştır.[3] Sonuç olarak Asya, Afrika ve Avrupa ülkelerinin yararına olacak KYG'nin Batılı ülkelerin engellemelerine rağmen dünya ekonomisine yeni bir aktivizm getireceği açıktır.
YATIRIM VE İŞ BİRLİĞİ: İPEK YOLU EKONOMİK KUŞAĞI
Çin ve Avrupa ülkelerini karadan bağlamak amacıyla başlatılan İpek Yolu Ekonomi Kuşağı (İYEK) Çin, Kazakistan, Rusya, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan gibi birçok ülke ile birlikte yapılacak demir ve kara yolu bağlantılarıyla Avrupa ülkelerine ulaşmayı hedeflemektedir.[4] Çin'de üretilen malları tüketim merkezlerine hızlı bir şekilde ulaştırmayı amaç edinen İYEK, yapılacak ekonomik yatırımlarla kalkınmakta olan ülkelere de finansman anlamında destek sağlayacaktır. İYEK sayesinde hazır hale getirilen ürünleri daha az ulaşım maliyetleri ile tüketim merkezlerine ulaştırmak isteyen Çin'in ticaret ağını geliştirmek istemesi hem bölge ülkeleri hem de dünya ticareti için önemlidir. Yeni ipek yolu projesinin eskiye nazaran daha büyük bir coğrafyayı kapsaması ve Avrupa, Asya ve Afrika'yı daha geniş ulaşım hatları ile bağlamak istemesi, girişimin Marshall ekonomik kalkınma yardımları sonrası en kapsamlı ekonomik proje olduğuna işarettir. İkinci Dünya Savaşı sonrası harap olan Avrupa ülkelerini ekonomik olarak kalkındırmak için ABD tarafından ortaya atılan ve başarı elde edilen Marshall yardımları hem ABD'ye hem de Avrupa ülkelerine büyük yarar sağlamıştır.[5] Marshall yardımlarından farklı olarak ekonomik olarak geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere katkı sunmayı hedefleyen İYEK, Asya ve Afrika ülkeleri için alternatif altyapı yatırım imkânları sunmaktadır. ABD'nin eskiye nazaran ekonomik ve siyasi gücünde meydana gelen değişim Çin için yeni fırsatlar doğurmakla birlikte kaotik tehditlerde oluşturmaktadır. Ticaret savaşları sonrası daha fazla görünür olan bu kaotik durum, Avrupa ülkelerinin Çinli firmaları devlet düzeyinde engellemesi ile birlikte daha da açık hale gelmiştir.[6]
Küresel Finans Krizi (KFK) sonrası dünya ekonomisinde meydana gelen yavaşlama ve artan borçluluk oranlarının yarattığı talep daralmasına altyapı yatırımları ile engel olabilecek İYEK'in bütün dünyada ilgi uyandırdığı açıktır. Altı ekonomik koridor şeklinde kendini gösteren girişim Çin-Pakistan, Orta Asya-Türkiye-Çin, Çin-Avrasya, Moğolistan-Rusya-Çin, Çin-Doğu Asya ve Çin-Hindistan gibi bölgelerden oluşmaktadır. Laos, Myanmar, Malezya ve Endonezya gibi ülkelerde yapılan hızlı tren hatlarıyla bağlantılı olacak şekilde inşa edilen deniz limanları ürünlerin hızlı bir şekilde Çin'deki imalat sanayine taşınmasını sağlarken aynı zamanda malların işlenip tekrar kurulan ulaşım hatları ile talep merkezlerine ulaştırılmasını hedeflemektedir. Asya merkezli ticaret ve ulaşım altyapısını oluşturmayı amaç edinen Çin, Batı merkezli kurumsal hegemonik yapıya da alternatif bir mekanizmalar ağı inşa etmektedir. İnşa edilen mekanizmanın ekonomik, siyasi ve toplumsal olarak ifade ettiği anlama daha dikkatli olarak bakıldığında ise Çin'in Asya merkezli yeni bir güç merkezi inşa etme niyetinde olduğu görülmektedir.
Ticaret savaşları ile aynı dönemlere denk gelen KYG serbest ticaretin önündeki engelleri kaldırmayı hedeflemektedir. Lojistik ve ulaşım maliyetlerinin düşmesi ile birlikte daha fazla ürün üretebilecek olan Çin, üretilen malları tüketim merkezlerine hızlı bir şekilde ulaştırmanın yanında yaratılan refahın bölge ülkelerine yayılmasını sağlayacaktır. Avrupa ülkelerinin kalkınma tarihlerine bakıldığında bölgesel iş birliği imkânlarının büyük öneme haiz olduğu görülmektedir. Bu açıdan Çin'in bölgesel kalkınmadan daha fazla yarar sağlayacağı da açıktır.[7]
TÄ°CARET VE REKABET: 21. YÃœZYIL DENÄ°Z Ä°PEK YOLU
4,4 milyarlık nüfusun yer aldığı bir alanı kapsayan KYG'nin önemli ayaklarından biride 21. Yüzyıl Deniz İpek Yoludur (YDİY). Politika koordinasyonu, olanakların birbirine bağlanabilirliği, engelsiz ticaret, finansal bütünlük ve diplomasi gibi temel dayanaklar üzerine kurulan YDİY daha hızlı bir ticaret ağını hedeflemektedir.[8] Bölgesel ticaret ve kalkınma ile bağlantılı olarak turizm gibi alanları da geliştirmesi beklenen deniz yolunun demir ve kara yolları ağlarını kapsadığı görülmektedir. Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarını denizden ticaret ağı ile birbirine bağlayacak olan YDİY, farklı kültür ve coğrafyaların birbirlerini daha yakından tanımasını sağlayacaktır (Resim 1). 20. yüzyıla kıyasla 21. yüzyılda dünyanın en büyük ticari limanları Asya bölgesinde bulunmaktadır. Son 40 yıllık süreç içinde dünya ticaretindeki payını yüzde 900'den fazla artıran Çin, aynı zamanda dünyanın en büyük dış ticaret ülkesi haline gelmiştir. 2035 yılına kadar 15 trilyon dolarlık ithalat yapmayı hedeflediğini açıklayan Çin, dış ticaret ağını genişletmek istemektedir. Bölgesel kalkınma girişimlerinin önemini kavramış bir ülke olarak Çin entegrasyon ve iş birliği girişimlerini barışcıl kalkınma modeli ile harmanlamıştır. İtalya, Yunanistan, Türkiye, Mısır, Kenya, Vietnam, Myanmar, Malezya ve birçok ülkede limanlar satın alarak YDİY'nin altyapısını hazırlayan Çin kökenli firmalar üretilen ürünlerin bürokratik engellere takılmadan hızlı bir şekilde nakline katkı sunmaktadır.[9]
KYG'nin deniz yolu ağını oluşturan YDİY'nin bölgesel iş birliği imkânlarını geliştirmek için uluslararası ve bölgesel örgütlerle birlikte çalışması önemlidir. ASEAN, Afrika Birliği ve AB gibi kuruluşların girişime bakış açıları farklı olsa da ortak çıkar etrafında iş birliği imkânı mümkündür.[10] Ancak Çin'in siyasi, ekonomik ve toplumsal gücüne bağlı olarak ülkelere yatırım, kredi ve borç imkânı sunması gerekmektedir. Bu bakımdan büyük yatırımlar ile ülkelerin bağımsızlıklarına zarar getirilmemesi için kazan-kazan anlayışının daha fazla ön plana çıkarılması bir çözüm yolu olarak görülebilir.
Kaynak:Â Euronews
KÜRESEL İŞ BİRLİĞİ İMKÂNI: YENİ İPEK YOLU YATIRIMLARIDünya genelinde 2005-2018 yılları arasında toplam yapılan doğrudan yatırım 20 trilyon doların üzerindedir. Çin'in tek başına aynı yıllar arasında 2 trilyon dolara yakın yatırım yaptığı bilinmektedir. Dünyada yapılan yatırımların yaklaşık yüzde 10'unu gerçekleştiren Çin, KYG için son beş yıllık süreçte 689,88 milyar dolarlık yatırım yapmıştır (Tablo 1). 2013-2018 yılları arasında dünya genelinde yapılan yatırımların ulaştığı 9,5 trilyon dolarlık hacim içinde KYG 651 milyar dolarlık yatırım hacmi ile dünya genelinde toplam yatırımların yüzde 6,85'ini oluşturmuştur.[11] Güney Kore, Rusya, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin toplam yatırım stoklarından daha fazla olan KYG yatırımları Çin'in ekonomik olarak yükselişinin önemli yansımaları arasında yer almaktadır.[12] Girişim için yapılan yatırımların sektörlere göre dağılıma bakıldığında enerji, ulaşım ve emlak gibi alanların daha fazla öne çıktığı görülmektedir. Bölge ülkelerinde kronik hale gelen yoksulluk döngüsünün kırılması için önem arz eden mevcut yatırımlar özelikle enerji sektöründe yoğunlaşmaktadır. Ulaşım sektörü yatırımları ile bağlantılı olarak enerji yatırımları bir taraftan üretilen malların daha hızlı bir şekilde tüketim merkezlerine ulaştırılmasını sağlarken diğer taraftan da yatırım yapılan ülkelerin kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Ancak Çin'in kredi, borç ve yatırım üçlüsü olarak ifade edilen yatırım stratejileri bölge ülkeleri açısından tek taraflı bağımlılık ilişkisi oluşturabilecek bir potansiyele sahiptir. Bu yöndeki eleştirilerin önüne geçmek için dikkatli hareket etmesi gereken Çin, iki taraflı projelere daha fazla önem vermelidir.[13]
Batılı ülke ve kurumlara göre daha iyi bir imaja sahip olarak Çin, tarihinde sömürgeci bir güç olarak ön plana çıkmamıştır. Bu tarihsel altyapı ile hareket eden Çin'in gelişmekte olan piyasalarda pozitif şekilde karşılanması KYG'nin başarısı için önemlidir. Afrika ülkelerinin ekonomik sorunlarına doğrudan yatırımlar ile çözüm üreten ülkeler arasında yer alan Çin yüksek düzeyde yatırımlar yapmıştır. KYG ile bağlantılı olarak karşılıklı diyalog ve ticaretin gelişmesini sağlayan bu yatırımlar enerji, ulaşım ve emlak gibi sektörlerde toplanmaktadır. Yeterli düzeyde merkezi devletlerin güçlü olmadığı bölgelere girmekten çekinmeyen bir güç olarak Çin, ortaya koyduğu kalkınma ve yatırım modeli ile örnek olabilecek potansiyele sahiptir. Ancak Çin'in tek taraflı bağımlılık ilişkilerinden kaçınması ve diplomatik alanı bu kulvara doğru kanalize etmesi gerekmektedir.
Tablo 1. Sektörlere Göre Kuşak ve Yol Girişimi Yatırımları (2013-2019)*
Sektör | Miktar (Milyar Dolar) | Pay (%) |
Enerji | 266,86 | 38,6 |
Ulaşım | 179,94 | 26,0 |
Emlak | 64,85 | 9,4 |
Metal | 51,28 | 7,4 |
DiÄŸer | 17,76 | 2,6 |
Tarım | 14,74 | 2,1 |
Lojistik | 13,75 | 1,9 |
Kimya | 13,40 | 1,9 |
Finans | 12,69 | 1,8 |
Teknoloji | 12,29 | 1,7 |
GiriÅŸimcilik | 10,02 | 1,4 |
Turizm | 9,67 | 1,4 |
Sağlık | 2,81 | 0,4 |
Toplam | 689,88 | 100,0 |
[1] Burada kullanılan istatistikler Dünya Bankası verileri dikkate alınarak hesaplanmıştır.
[2] Andrew Chatzky, China's Massive Belt and Road Initiative, Council on Foreign Relations, 21 Mayıs 2019; "Comparison Between Countries & Territories not in China's BRI", Belt & Road News, 23 Ekim 2019.
[3] Deniz İstikbal ve Şerif Dilek, Asya Yüzyılında Türkiye-Çin Ekonomik İlişkileri, SETA Rapor, 2019.
[4] Dünya genelinde tüketimin yüzde 20'den fazlası Avrupa Kıtasında gerçekleşmektedir.
[5] "History of The Marshall Plan", The George C. Marshall Foundation, https://www.marshallfoundation.org/marshall/the-marshall-plan/history-marshall-plan/ , (Erişim Tarihi: 1 Kasım 2019)
[6]Â "Trade Wars, Trump Tariffs and Protectionism Explained", BBC, 26 Temmuz 2018, Victoria Bryan ve Gernot Heller, "Germany Moves to Protect Key Companies from Chinese Investors, Reuters, 28 Temmuz 2018, "Germany Tightens Takeover Rules to Shield Critical Businesse, DW, 12 Temmuz 2017, "War of China, Europe and Others Push Back on Foreign Takeovers", The New York Times, 15 Mart 2018.
[7] Cem Okan Tuncel, "Çin'in Bir Kuşak Yol Girişimi", Ekonomistler Platformu, 28 Şubat 2018, Süleyman Şensoy, "One Belt One Road China, Turkey and World", TASAM, 26 Ocak 2016.
[8] "İpek Yolu Ekonomi Kuşağı ile 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolunun Ortaklaşa İnşa Edilebilmesini Teşvik Üzerine Vizyon ve Faaliyetler", Consulate General of The People's Republic of China in İstanbul, http://istanbul.china-consulate.org/tur/xwdt/t1258666.htm, (Erişim Tarihi: 2 Ekim 2019).
[9] The 21st Century Maritime Silk Roas-Tourism Opportunities and Impacts, (Dünya Turizm Örgütü Raporu: 2019).
[10] Yang Jiechi, "Jointly Build the 21st Century Maritime Silk Road By Deepening Mutual Trust and Enhancing Connectivity", Ministry of Foreign Affairs of the People's Republic of China, https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/zxxx_662805/t1249761.shtml ,(Erişim Tarihi: 4 Kasım 2019).
[11] Burada verilen rakamlar Birleşmiş Milletler ve AEI'in veriler dikkate alınarak hesaplanmıştır.
[12] Güney Kore, Rusya, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin toplam yatırım stokları ayrı ayrı alınmıştır. Kaynak: OECD.
[13] Deniz İstikbal, "Çin'in Latin Amerika Yatırımlarına Politik Ekonomik Yaklaşım (2005-2018)", Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 2, 2019 (Değerlendirme Aşamasında).
[CRI Türk, 11 Kasım 2019].