SETA > Yorum |
AK Parti'de Danışmanlık' Süreci

AK Parti'de ‘Danışmanlık' Süreci

Siyasal iletişim kampanyası rasyonel gerçeklerden, toplumun kültürel genlerinden ve hedef kitlenin taleplerinden kopmadığı ölçüde başarı şansı yüksektir.

AK Parti’de metin yazarlığı ve siyasal iletiÅŸim danışmanlığı sürecinin nasıl iÅŸlediÄŸine dair ipucu veren iki röportaj yakınlarda medyada yer aldı. Ä°kisinin de gözden kaçırılmaması ve bazı meselelerin detaylandırılması için yeniden okunmasında fayda var.

Röportajlardan ilki 8 yıldır CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan’ın konuÅŸma metinlerini yazan Aydın Ünal’a ait. Habertürk Gazetesinden Kübra Par’a konuÅŸan Ünal’ın metin yazarlığı serüveni, ErdoÄŸan BaÅŸbakan iken baÅŸlamış ve ÅŸimdilere kadar uzanıyor. Toplamda yaklaşık 6-7 bin sayfa konuÅŸma metni yazdığını, program öncesinde metinleri ErdoÄŸan’a gönderdiklerini ve genel olarak ErdoÄŸan’ın konuÅŸma metinlerinin ana hatlarına baÄŸlı kalarak konuÅŸtuÄŸunu, metnin dışına çıksa dahi belirli bir yerde sonra metne yeniden dönebildiÄŸini belirtiyor Ünal. Ayrıca Ünal, ErdoÄŸan’ın karizmatik liderliÄŸi, konuÅŸma yeteneÄŸi ve içerik üretme noktasındaki maharetine atıfta bulunarak konuÅŸma metinlerine baÄŸlı kalmadan da pek çok konuÅŸma yaptığının altını çiziyor.

Röportajda öne çıkan baÅŸlıklar arasında ErdoÄŸan’ın metin yazarları ile olan iliÅŸkisi, konuÅŸma metinlerini önceden okuyup okumadığı, metin yazarının çift kiÅŸilikli olması, metin yazılmadan önce karşılıklı müzakere yapılıp yapılmadığına dair epeyce bilgi var. (Röportajın tamamına ulaşılabilir) Röportajın dikkat çeken noktalarından birinde ErdoÄŸan’ın kendi kanaatinin dışına çıkarak danışmanlarının ve metin yazarlarının ortak aklı doÄŸrultusunda hareket ettiÄŸine vurgu yapılıyor. Örneklerden biri Gezi Parkı olayları baÅŸlangıcında yaÅŸanmış. Kübra Par’ın “ErdoÄŸan’ın Gezi olayları sırasındaki konuÅŸmaları fazla sert deÄŸil miydi?”sorusuna verdiÄŸi cevapta Ünal, olaylar baÅŸladıktan sonra kendisinin de aralarında yer aldığı bir grubun ErdoÄŸan’a “Biraz daha yumuÅŸak konuÅŸmasını, öfkenin dozunu indirmesini, hoÅŸgörüyle yaklaşıp çocukları anlamaya çalışmasını önerdiÄŸini”, ErdoÄŸan’ın da bu öneriyi kabul ettiÄŸini belirtiyor.

Sanırım bu süreç Polisin Taksim’den çekildiÄŸi döneme denk geliyor. Fakat polisin çekilmesine raÄŸmen sonuçta Gezi Parkı’ndaki olayların devam etmesi, ülke geneline yayılmak istenmesi, bunun daha baÅŸlangıç olduÄŸuna dair söylemin egemen kılınmaya çalışılması vb. içeriklerle doÄŸrudan ErdoÄŸan’ı hükümetten düÅŸürmeye yönelmesi nedeniyle, son kertede, ErdoÄŸan’ın haklı çıktığını ekliyor. Ünal, “ErdoÄŸan’ın en başından itibaren bu olayların kendisine ve siyasetine kasteden olaylar olduÄŸunu görmüÅŸtü” ifadelerini de ekliyor.

Burada dikkat çeken bir nokta daha var. Ünal bu konuyu aktarırken “Hatta bu yüzden gergin bir görüÅŸmemiz oldu” ifadelerine yer veriyor. Yani ErdoÄŸan’la metin yazarı (ve danışmanları) arasındaki iliÅŸkinin dışardan algılandığı ya da algılatıldığı ÅŸekilde tek boyutlu ve buyurgan bir iliÅŸki olmak yerine metin yazarının (ve danışmanların) kendi düÅŸünceleri doÄŸrultusunda ErdoÄŸan’a görüÅŸlerini önerdiÄŸi ve Gezi Parkı olayı öncesinde olduÄŸu gibi karar mekanizmasının içinde yer alabildiÄŸine dair bir düzlemin olduÄŸu görülüyor.

AK Parti’de danışmanlık sürecinin nasıl iÅŸlediÄŸine dair ipucu veren ikinci röportaj ise Arter Ajans’ın sahibi Erol Olçak’a aitti. AK Parti, kurulduÄŸu günden bu yana siyasal iletiÅŸim kampanyalarını Olçak’ın sahibi olduÄŸu Arter Ajans’a teslim etmiÅŸ durumda. Bu anlamda Arte