Siyasal hayatımızla ilgili bir tartışmayı yürütmek için CHP’yi, CHP ile ilgili bir tartışmayı yürütmek için ise parti tarihindeki yenilik teşebbüslerini ihmal etmek telafisi güç sonuçlar doğurabilir. Elinizdeki çalışma, çok partili hayata geçişle birlikte CHP’de başlayan yenilik arayışlarının en sonuncusu ile ilgilidir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2010 yılında genel başkan seçilmesi ile birlikte CHP’de başlayan kadro ve ideoloji esaslı yenilik arayışlarının parti tabanında nasıl bir karşılık bulduğu sorusuna cevap bulmak istemektedir.
CHP’deki son yenilik arayışının anlamını, sebep ve sonuçlarını tartışabilmek, öncelikle Ortanın Solu, Demokratik Sol ve Yeni Sol’un temsil ettiği süreçleri analiz etmeyi gerektirir. Dahası, Kılıçdaroğlu’nun selefi Baykal ile karşılaştırıldığında bir sürekliliği mi, yoksa kopuşu mu temsil ettiğine karar verilmelidir.
Lider, tavan ve taban arasındaki ilişkiyi analiz etmek için, üç veri setine başvurulmuştur. Lider için grup konuşmaları ve medya demeçleri, tavan için medya demeçleri, taban içinse on ilde gerçekleştirilen mülakatlardan elde edilen bulgular esas alınmıştır. Elde edilen bulgular, CHP’de lider, tavan ve taban arasında karşılıklı bir etkileşim olduğunu göstermektedir.