Bu çalışma 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe girişiminin medya boyutunu ve iletişim stratejilerini sorgulamaktadır. Darbe girişiminin altyapısı ve algı yönetimi en fazla Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) medya organları üzerinden gerçekleştirilmiştir. FETÖ’cü medyanın darbe girişimine giden yolu yalnızca işaret etmekle kalmayıp onun fikri zeminini hazırlaması bu kalkışmanın askeri olduğu kadar medya merkezli olduğunu da göstermektedir. Gerçekten de bu araştırmada ortaya konmaya çalışıldığı gibi örgütün medya ayağı kanlı darbe girişiminin şifreleriyle yüklüdür. İzleyiciler yoğun ve tekrarlı iletişim kodlamalarıyla manipüle edilmiş, hükümeti devirmeyi haklılaştıracak kitle zemini başat olarak medya yoluyla kurgulanmıştır. Tam da bu sebeple 15 Temmuz darbe girişimi bir gün olarak değil derin arka planı olan bir süreç olarak değerlendirilmelidir.
Bu süreç özellikle 2010’dan sonra kalkışılmış, başarısız olmuş ve yarım kalmış tüm dolaylı darbe girişimlerini içermiş, bir bakıma da bunları tamamlamayı hedeflemiştir. 15 Temmuz darbe girişimi sivil siyasete ve milli iradeye kastetmiş uzun soluklu stratejinin belki de son perdesidir. Şayet etkisiz hale getirilmeseydi FETÖ medyası bu silahlı ve kanlı eylemi bir darbe olarak değil muhtemelen “diktatörün düşüşü” olarak lanse edecek ve bu sunum uzun süredir Erdoğan düşmanlığına hapsolmuş ulusötesi basın ve kamuoyunca da “vakti gelmiş bir son” olarak okunacaktı. Bu çalışma FETÖ medyasının öncesi ve sonrası ile 15 Temmuz darbe girişiminde takip ettiği medya ve iletişim stratejilerini incelemektedir..