Gün geçmiyor ki batı basınında PKK'ya övgüler düzen bir haber yahut analiz çıkmasın. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Rahila Gupta adında bir PKK sempatizanı tarafından kaleme alınan propaganda metninin 12 Şubat tarihinde CNN'nin web sayfasında yayınlanmasıydı. "Dünyanın en ileri demokrasisi doğuyor, yok olmasına izin vermeyin" başlığını taşıyan metinde Suriye'nin kuzeyinde PKK tarafından kurulmaya çalışılan terör devletinin batı demokrasilerinden bile daha gelişmiş bir demokratik düzene sahip olduğu iddia ediliyordu. Konu ile ilgili batının "ciddi" medya organlarında yayınlanan bütün propaganda metinlerinde PKK'nın DEAŞ'a karşı ve kadınların özgürlüğü için savaştığı iddia ediliyordu.
Batıdaki Türkiye düşmanı bazı uzmanları bile isyan ettiren bu pespaye propagandanın neden bu kadar çok alıcısının olduğunu sorusunun cevabı batı medyasının geneline hakim olan İslam ve Türkiye düşmanlığıdır. Bu nedenle bu çevreler "Radikal İslam ve Türkiye'ye karşı savaşan seküler PKK" imgesini çok kolay satın aldılar.
Gelgelelim sahadaki gerçekler bir terör örgütü olan PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde totaliter bir rejim kurmakta olduğunu apaçık gösteriyordu. Bu gerçekler Human Rights Watch ve Amnesty International gibi kuruluşlar ya da bölgede PKK'ya muhalif olan Suriye Kürt geleceği hareketi lideri Siyamend Hajo gibi Kürt siyasetçiler tarafından ısrarla dile getirilmesine rağmen görmezden gelindi.
Bu raporlarda "dünyanın en ileri demokrasisinde" PKK tarafından işlendiği tespit edilen insan hakları ihlallerini kısaca bir özetlemek bile vahşetin üstünü örtmek için batıda nasıl bir propaganda rüzgarı estirildiğini gözler önüne seriyor. Buna göre PKK Suriye'nin kuzeyinde; kendisine muhalif olan kişileri suikast ile ortadan kaldırmakta yahut sürgüne göndermekte, kürt olmayan unsurlara yönelik etnik temizlik uygulamakta, çocuk yaştaki gençleri zorla silah altına almaktadır.
Amnesty International'ın 2015'te yayınlanan raporunda tespit edilen etnik temizlik vakalarından bir örnek bile olayın vahametini gözler önüne sermeye yetiyor. Buna göre PKK, ele geçirdiği Huseyniye Köyünde 2014 yılında 225 bina varken 2015 Haziranında geriye sadece on dört bina kalmıştı. Yani köyün %93.8'i PKK tarafından yerle bir edilerek köyün sakinleri bölgeden sürülmüştü.
Sijamend Hajo tarafından verilen bilgilere göre, PKK Esad rejimi ile işbirliği yaparak Suriye'nin kuzeyini işgal ettikten sonra 40'a yakın muhalif kürt siyasetçi ve aktivisti infaz ettirdi. Bu baskı ortamından kaçan 800.000 civarında Kürt, PKK'dan kaçarak Suriye'yi terk etti. Bunların 350.000 kadarı Türkiye'ye, 300.000'i Kuzey Irak'a geri kalanı ise Avrupa ülkelerine sığındı. Örneğin Suriye'nin kuzeyinde rejim karşıtı ilk açıklamayı yapan Suriye Kürt Hareketi Lideri Mişel Temo PKK tarafından öldürüldü. Kürt Ulusal Konseyinin (KNC) eski başkanı İbrahim Biro ölümle tehdit edilerek Suriye'den sürüldü. 2017 yılı başında Kürt ulusal Konseyinin Kuzey Suriye genelindeki 25 Bürosu PKK'lılar tarafından basılarak kapatıldı. Hajo'ya göre PKK Suriye'nin kuzeyinde Baas rejimine benzer totaliter bir sistem inşa etmekte. Bunu Kaddafi'nin dikta rejimini meşrulaştırmak için yayınladığı yeşil kitabında iddia ettiği gibi her şeye halk karar veriyor diyerek dünyaya pazarlamakta.
İşte batıdaki örneklerinden bile daha ileri olan dünyanın en gelişmiş demokrasisi! PKK tarafından böyle inşa ediliyor. Bizden de buna inanmamız bekleniyor.
[Fikriyat, 4 Mart 2018].