62. Hükümet'in sorumluluk ve hedeflerinin 'İleri Demokrasi, İnsani Kalkınma, Yaşanabilir Mekânlar ve Çevre, Güçlü Ekonomi ve Öncü Ülke' olarak belirlendiği hükümet programında, her bir başlığın ekonomiden bağımsız olamayacağı açıktır, ancak yine de 'Güçlü Ekonomi' başlığına ayrıca en geniş bölüm olarak yer verilmiş olması Başbakan Davutoğlu'nun ekonomiye özel önem verdiğinin bir göstergesidir.
Bu programın diğer programlardan belki de en önemli farkı, son 12 yıllık dönemde sağlanan ekonomik ve siyasi istikrar, makro ekonomik göstergelerdeki iyileşme önemli yapısal reformların gerçekleştirilmesine alan açmıştır. Böylece, kalkınma sürecini hızlandıracak alanlara odaklanmak mümkün hale gelmiştir.
Ayrıca, 12 yılda yapılanları yeni bir atılım dönemi ile taçlandırmak, 2023 vizyonuna ulaşacak Türkiye'nin her açıdan güçlü devlet olmanın gerekliliklerini yerine getirmek için Yeni Türkiye'de ekonomide gerekli dönüşüm reformlarının güçlükle vurgulanması programın önemini daha da artırmaktadır.
HÜKÜMET PROGRAMI'NIN KODLARI
62. Hükümet Programı'nda öne çıkan unsur, ikinci ekonomik atılımın başlıca kaynağı olarak insana odaklanmış olmasıdır. Hiçbir ekonomik gücün insani gücün kaynaklık ettiği zenginliğin yerini alamayacağının ifade edilmesi, bu gücün üretim sürecine kanalize edilmesinin önemini göstermektedir. Ayrıca insana yapılan eğitim, sağlık gibi yatırımların yalnızca kişinin refahını artırmakla kalmayarak, ülke ekonomisini de bir üst gelir seviyesine taşıyacağı ve Yeni Ekonomi'nin kodlarının insan odaklı olduğunu göstermesi açısından umut vermektedir.
Hükümet programında dikkat çeken başka bir özellik ise, 2002-2014 dönemindeki ekonomik başarılarla yetinilmeyeceği, ekonomiyi yalnızca makroekonomik göstergelerdeki iyileşme yani geçmiş dönemdeki özellikle enflasyonun düşürülmesi, kamu borcu, bütçe açığı ve faiz giderlerinin GSYH içindeki paylarının azaltılması ve büyümenin sürdürülmesi olarak algılanmadığıdır. Bu algı sonucunda, temel makroekonomik göstergelerde meydana gelen iyileşmeler ekonomik ve sosyal kalkınmaya da hizmet edecektir.
Programda çok geniş bir ekonomik perspektif sunulurken, makro hedeflerin mikro hedeflerle birleştirilecek olması ve zaman olarak da 2023'ü hedef alması bir anlamda yeni dönem hükümet programının farklılığını da göstermektedir. Eski Türkiye'nin ekonomi yapısının tamamen değiştirilmesi 10. Kalkınma Programı ile uyumlu ve 2023 hedefleri için belirlenen 25 maddelik dönüşüm programı ekonomide bir zihniyet değişimini ifade etmektedir.
İthalata olan bağımlılığın azaltılması, yurtiçi tasarrufların artırılması, İstanbul uluslararası finans merkezi programı, iş ve yatırım ortamının geliştirilmesi, kayıt dışı ekonominin azaltılması, yerli kaynaklara dayalı enerji üretim programı, nitelikli insan gücü için çekim merkezi olma, kalkınma için uluslararası işbirliği altyapısının geliştirilmesi gibi alanlarda yapılacak dönüşüm Türkiye'ye bulunduğu bölgede güçlü bir devlet olma imkanı yanında yeni bir 'medeniyet ihyası' için de fırsat verecektir.
Tabii bu dönüşüm bazıları için hala ütopik olabilir, ancak Türkiye bazılarının öngörüsü ve analizleriyle yönetilmiş olsaydı bugün hala daha kendi gündemini oluşturamayan, ekonomik açıdan etkileyen değil etkilenen, kaderi dışarıdan belirlenen ve sınırlarına hapsolmuş bir ülke olacaktı.
Programda sıklı