SETA > Yorum |
Türkiye'nin 2014 Ekonomi Karnesi

Türkiye'nin 2014 Ekonomi Karnesi

2014 yılında, 2023 ekonomisinin yapı taşları yerleştirilirken, ekonomideki eski ve hâkim paradigma da değişmiştir.

2014 yılını geride bırakmaya hazırlanırken Türkiye’nin bu yıl içinde gösterdiği ekonomik performansı değerlendirmekte fayda var.

2014’e Türkiye 17-25 Aralık darbe girişiminin gölgesini üzerinde hissederek girdi. Siyaseti dizayn etmek isteyenlerin hedefinde yalnızca siyasetin olmadığı, oluşturulmak istenen ekonomik kriz algısıyla kaos oluşturmak olduğu apaçık ortadaydı. O dönemde, TL’de belirgin bir değer kaybı yani döviz kurunda yükseliş ve risk priminde kayda değer bir artış yaşandı. Öyle ki Merkez Bankası 28 Ocak’ta faiz oranını yüzde 4,5’ten yüzde 10’a yükseltti.

30 Mart yerel seçimler öncesinde ekonomiye verilen iç ve dış kaynaklı birçok şok ile oluşturulan hava ve Merkez Bankası para politikası toplantısı öncesinde sürekli olarak belirli çevrelerin faiz artışını gündeme getirmesi de, asıl amacın ne olduğu artık herkes tarafından anlaşılmıştır.

Ancak, 2014 yılında yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda ortaya çıkan sonuçlar, Türkiye’de ekonomik ve siyasi istikrarı perçinlemiştir. Ekonomiye verilen iç ve dış kaynaklı birçok şoka rağmen, temel ekonomik göstergelerini koruyan, ticaretini geliştiren, enerjide başlıca aktörlerden biri olan Türkiye, 2014 yılını G20’nin dönem başkanlığı ile taçlandırmıştır.

EKONOMİK GÖSTERGELER POZİTİF KALMAYA DEVAM EDİYOR

2013 yılından bu yana, yani Gezi ve 17-25 Aralık süreci boyunca üzerinde oynanmak istenen Türkiye’nin ekonomi dinamikleri, yılsonuna geldiğimiz bu günlerde sağlam bir şekilde pozitif kalmaya devam ediyor. En önemli temel makroekonomik göstergelerden olan büyüme rakamları, küresel büyümenin yavaşladığı bir dönemde Türkiye’nin ekonomi karnesinde olumlu görünümüne katkı yapmaya devam etmektedir. 2009 yılı son çeyreğinden beri, yani 20 çeyreklik dönemde devam eden ekonomik büyümenin 2014 son çeyreği için de pozitif olacağı bekleniyor.

Büyümenin en büyük kaynağı olan ihracat, yine ekonominin yıldızı oldu 2014’de. Avrupa ülkelerindeki göreli toparlanmayla beraber bu bölgeye olan ihracatımız artmıştır. Ortadoğu’daki karışıklığın ihracat üzerindeki negatif etkisi de, bu şekilde bertaraf edilebilmiştir. Bu noktada öne çıkan nokta, ekonomik ve siyasi vizyonun yeni işbirliği ve ortaklıklar oluşturmadaki katkısıdır. Sınır ve uzaklıktan bağımsız gerçekleşen ülkeler arası oluşumlar, Türkiye’nin ekonomisine orta ve uzun vadede önemli katkılar sunacaktır.

Diğer yandan, Türkiye ekonomisinin en büyük yapısal problemlerinden olan cari açık 2014’de yüzümüzü güldüren diğer bir gösterge oldu. Yıl boyunca devamlı bir azalış gösteren cari açığın yılsonunda milli gelire oranının Orta Vadeli Program’da hedef olan yüzde 5,7’nin altında kalacağı tahmin edilmektedir. Başta petrol fiyatlarının düşmesi olmak üzere, ithalatın azaltılması cari açığın düşmesinde önemli rol oynamıştır.

Yıllarca cari açığın en önemli nedeni ve en büyük kalemi olan enerji alanında yapılanlar, enerjide 2014’ün Türkiye için altın bir yıl olmasını sağladı. Azerbaycan gazını Avrupa’ya taşıyacak olan TANAP’ın Azerbaycan tarafının temelinin atılması, Kuzey Irak petrolünün Türkiye üzerinden taşınması ve son olarak Güney Akım’ın rotasının Türkiye’ye çevrilmesi, küresel enerji hamleleriyle geçen bu yılda Türkiye’nin merkez ülke rolünü güçlendirdi. Enerji haritasının tam merkezinde yer alması ve birçok enerji kolunu birleştirecek konumda olması da Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gücünü artırmıştır.

2014’DE 2023 EKONOMİSİNİN YAPITAŞLARI BELİRLENDİ

2014 yılının ekonomi karnesinde diğer yıllara göre çok farklı bir bölüm vardı. 2008 küresel ekonomik krizinin etkilerini hala daha hisseden Avrupa ülkelerindeki ekonomik durgunluk, IŞİD ve Suriye gibi jeopolitik risklere rağmen Türkiye ekonomik dönüşüm programını açıkladı.

Üç bölümden oluşan ve ilk iki kısmı açıklanan toplam 25 maddelik dönüşümü içeren bu program, Türkiye’nin kendi iradesiyle ortaya koyduğu ve temel yapısal problemlerini çözmeyi hedefleyen tedbirleri içeren ilk dönüşüm programıdır. İthalata olan bağımlılığın azaltılmasından yurtiçi tasarrufların artırılmasına, Ar-Ge harcamalarının artırılmasından yerli kaynakların enerji üretiminde kullanılmasına kadar birbirini destekleyen 25 madde, Türkiye’nin 2023 ekonomisinin yapıtaşlarını oluşturacaktır.

Bu nedenle, 2014 yılı Türkiye ekonomisi için önemli bir yıl olmuştur. Çünkü ilk kez, bu kadar yoğun ve dışarıdan destekli ekonomiyi ve siyaseti belirleme çabası boşa çıkmıştır. 2014’e 17-25 Aralık darbe girişiminin etkisiyle giren Türkiye ekonomisi, yılın sonuna geldiğimiz bu günlerde belirli çevrelerin isteği ile şekillenmeyeceğini kanıtlamıştır.

2014 yılında, 2023 ekonomisinin yapı taşları yerleştirilirken, ekonomideki eski ve hâkim paradigma da değişmiştir.

[Yeni Şafak, 29 Aralık 2014]