SETA > Yorum |
Küresel Ekonomi Petrolle Çalkalanırken

Küresel Ekonomi Petrolle Çalkalanırken

Petrol etkisinin 2016'da zayıflayacağını göz önüne alarak, rehavete kapılmamamız ve uzaklara odaklanıp dönüşüme ağırlık vermemiz şart.

20. yüzyıl ortalarında en zengin ABD’li ilan edilen iÅŸadamı Jean Paul Getty, baÅŸarıyı ÅŸöyle formüle etmiÅŸ: Erken kalk + çok çalış + petrol bul.

Ä°lk 2 maddeyi yapan yapıyor da, herkes Mr. Getty ya da petrol sahibi ülkeler gibi ÅŸanslı olamıyor.

Tabii petrol öyle bir meta ki; çıktığı diyarları iyi günde ihya ederken, bir fiyat krizi gelip çattığında ise kara kara düÅŸündürüyor. Nitekim pek çok petrol ihracatçısı ülke, ekonomilerini bu nimete baÄŸlama hatasını yapmış bir kere...

Bu baÄŸlamda, petrol krizlerinin tarihçesini bir önceki yazımda ele almış ve bugünkü sert iniÅŸle kıyaslamıştım. KöÅŸemiz hazır yeniden petrole ısınmışken bugün de, dünyanın gündemini çalkalayan son çöküÅŸün, küresel ekonomiyi nasıl “çalkalayacağı” konusuyla devam edelim.

DIŞ DENGELERİ DEĞİŞTİRİYOR

Petrol fiyatları, ekonomileri birkaç farklı kanaldan etkiliyor. Bunlardan biri, malumunuz, dış dengeler... Petrol ihracatı yapan ülkeler fiyat çöküÅŸüyle gelirlerinde ciddi bir düÅŸüÅŸe maruz kalırken, ithalatçılar ise cari dengelerinde düzelme yaşıyor.

Son düÅŸüÅŸle birlikte, gelirleri petrole önemli ölçüde baÄŸlı olan Rusya, Nijerya, Venezuela ve Ä°ran gibi ülkeler sancılı zamanlar geçirirken, net ithalatçıların ise yüzü gülüyor.

Özellikle Türkiye, Hindistan ve Endonezya gibi geliÅŸen ekonomiler, fiyat çöküÅŸünden bu anlamda memnun... Zira cari dengedeki olumlu hareket, finansman ihtiyacını da indirgeyerek kırılganlığı azaltma potansiyeline sahip.

BÜTÇELERÄ° SARSIYOR

Petrol ihracatçıları için mali hesaplarda da sıkıntı var. Petrol fiyatına kurgulu baÅŸa baÅŸ noktası 55 dolardan 185 dolara geniÅŸ bir spektrumda yayılarak, çöküÅŸün bütçe baskısını ülkeden ülkeye farklı kılıyor ancak fiyatlar hemen herkes için baÅŸa baÅŸ düzeyin altına indi bile!

Bu noktada, sarsıntının ÅŸiddetini belirleyecek bir diÄŸer unsur da, dayanabilme gücü... ÖrneÄŸin; S. Arabistan yüksek miktardaki rezervleri sayesinde, nispeten daha az endiÅŸe taşıyor. Libya, Nijerya, Ä°ran, Rusya ve Venezuela gibi diÄŸer birçok ülkenin ise, bütçede açılan deliÄŸi yamamak için mali tedbirlere baÅŸvurma ihtiyacı var. Bir örnek: Geçenlerde Ä°ran’ın bedelli askerlik türü bir uygulamaya gittiÄŸini duyduk.

DiÄŸer yanda ithalatçı ülkelerin bütçelerinin de, sübvansiyonlar kanalıyla olumlu, vergiler yönüyle ise olumsuz etkilenme durumu olabilir. Türkiye için ise, mali etkiler sınırlı olacak gibi...

ENFLASYONU DÜÅžÜRÜYOR

Ve petrolün çöküÅŸü, malum, 2015’te küresel enflasyonu aÅŸağı çekecek. Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya gibi ekonomiler için yine kırılganlığı azaltacak bir güzellik... Åžartlar olgunlaÅŸtıkça devreye girebilecek geniÅŸletici para politikaları da, bu ekonomilere destek verecek.

DiÄŸer taraftan, düÅŸük enflasyonla mücadele eden ekonomiler için ise nahoÅŸ bir etki söz konusu. ÖrneÄŸin; 2014 sonunda negatife geçmiÅŸ bir yıllık enflasyona sahip Euro Bölgesi’nde fiyat istikrarı zorlaÅŸacak. Durum, FED’in faiz kararı için gözünü diktiÄŸi enflasyon oranında gerileyen ABD’yi de etkileyecek.

Küresel para politikaları da, tüm bu geliÅŸmelerle yön bulacak.

BÜYÜMEYE YÖN VERÄ°YOR

Ve son olarak, büyüme...

Öncelikle, dış dengelerdeki deÄŸiÅŸimin, 2 ülke grubu arasında bir “gelir kayması” etkisiyle büyüme oranlarına yön vereceÄŸini belirtelim. GeçmiÅŸ veriler, fiyatlardaki düÅŸüÅŸün, petrol ihracatçısı ekonomilerde yavaÅŸlamaya yol açtığını gösteriyor. Düzeyi petrol geliri bağımlılığına göre deÄŸiÅŸse de, hız kaybı kaçınılmaz... Ä°thalat faturası hafifleyen karşı cephedeki ülkelerde ise, büyümeye destek geliyor.

Tabii petrol maliyetinin azalıyor olması, (akaryakıtta tüketimi artırıcı bir etki yapmadığı takdirde) diÄŸer mal ve hizmetler için harcanabilir geliri de yükseltecek. Bunun etki seviyesi ise, ülkelerin petrol bağımlılığı ve tüketim-tasarruf eÄŸilimleriyle baÄŸlantılı olacak.

Ekonomilerin arz kanadında ise, girdi maliyetlerinin düÅŸüyor olması, üretimi sevindirecek. Ve ithalatçı ülkelerde görülebilecek geniÅŸletici politikalar da, büyüme üzerinde etki gösterecek.

Ancak “spillover” dediÄŸimiz yayılma etkilerini de unutmayalım: Petrol ihracatçılarındaki yavaÅŸlama, onlarla iliÅŸkisi olan ülkeleri de etkileyebilecek. ÖrneÄŸin, Rusya’nın petrolle düÅŸmesinin, bizim de ticaret ve turizm gelirlerimize olumsuz yansıma durumu var. Benzer bir durum, Rusya’nın Avrupa ve Kafkas iliÅŸkileri için de geçerli. Büyüme oranlarını, ikili hatta çok iliÅŸkili bir ÅŸekilde baskılayacak bu bulaşıcı durum da, gözden kaçmamalı.

Bu arada, Rusya, Venezuela, Nijerya baÅŸta olmak üzere, petrolle sarsılan ülkelerin finans piyasalarında da, sermaye çıkışları anlamında risklerin giderek arttığını ekleyelim.

ÇOK DEĞİŞKENLÄ° DENKLEM

Sözün özü; petrolün ekonomilere etkisi, çok deÄŸiÅŸkenli bir denklem... Her ülke için dinamikler farklı. Bu arada etkilerin, dolar kurunun geliÅŸimiyle de iliÅŸkili olacağını vurgulamadan geçmeyelim.

Netice olarak; benim bu tablonun geneline bakarak çıkardığım sonuçlardan biri, petrol ülkelerinin son ÅŸoktan ders alarak ekonomilerini çeÅŸitlendirme anlamında adımlar atması gerektiÄŸi...

Bir diÄŸeri ise, oyunun toplamında karlı çıkacak ithalatçı ülkeler için 2015’in bir fırsat deÄŸerinde olacağı. Bu anlamda Türkiye, avantajlı ülkeler arasında.

Zira fiyat ve kurda çok sürpriz geliÅŸmeler olmadığı takdirde, toplamda olumlu bir dalga büyüyerek yaklaşıyor. Bu doÄŸrultuda, FED’in de elini zayıflatıp bize zaman kazandıran ÅŸu tabloda, para politikası kritik bir araç olacak.

Son olarak; petrol etkisinin 2016’da zayıflayacağını göz önüne alarak, rehavete kapılmamamız ve uzaklara odaklanıp dönüÅŸüme ağırlık vermemiz ÅŸart.

Büyük hayaller, hep konfor bölgesinin dışındadır. Zor olsa da, çıkmak gerekir.

[Yeni Åžafak, 20 Ocak 2015]