SETA > Yorum |
FED Dünyayı Karıştırırken

FED Dünyayı Karıştırırken

Bu Ekim ayında parasal genişlemeden çıkan FED'in, faizi ne zaman artıracağı ise, son 1,5 yıldır dünya piyasalarının 10 puanlık uzmanlık sorusu.

Bugün ABD’de Black Friday... Amerikalıların, Thanksgiving’in (Şükran Günü) hemen ertesinde, yılın en çılgın alışverişini yaptıkları gün. Şu, sabahın 5’inde uzun kuyruklara girdikleri sahneler...

Bundan 10 yıl önce oralarda öğrenciyken, ben de severdim. Tecrübe edenler bilir, inanılmaz “deal”ler sunulur ve “bu sene gitmeyeyim” diyenler bile, yine dayanamayarak kendini o kuyruklarda bulurdu. Tam bir tüketim patlaması amaçlanır ve gerçekleştirilirdi. Tabii o zamanlar ABD’yi kriz vurmamıştı. Finansal krizle birlikte 2008’de alt üst olan tabloyla birlikte ise, işler değişti. Alan için de, satan için de, sadece Cuma değil tüm günler kara oldu.

ARTIK GRİ PERŞEMBE DE VAR

Elbette firmaların çabaları bugün de devam ediyor. Hatta yoğunlaşarak... Son günlerde belki rastlamışsınızdır; Amerikan piyasasını yine bir Thanksgiving heyecanı sarmış. Ancak son birkaç yıldır, trend değişmiş. Artık Kara Cuma’nın önüne, bir de Gri Perşembe eklenmiş.

Zira bazı zincirler, eskisi gibi cömert olmayan müşteriyi önce kapabilmek için, çalışanlarının isyanına rağmen, mağazalarını bayram gününden açmaya başlamış. Perşembe, Cuma derken, işler hafta sonuna kadar uzamış. Şirketler, hala toparlanma derdinde olan ekonominin göbeğinde, bu fırsatı ne kadar sömürebileceklerini hesaplar olmuş.

Nasıl olmasınlar? Amerikan halkının tüketiminde bir hareket var ancak istenilen ivmeyi bir türlü kazanamıyor. Analistlerin gözü bile, bu tatile çevrildi. Tüketicinin, Noel alışveriş sezonunun ilk hamlesi olan bu potansiyeli ne ölçüde kullanacağı, canlılığın önemli bir ek habercisi olacak.

TÜKETİCİ HALA ÇEKİMSER

Hatta anketler bile yayınlandı. National Retail Federation (NRF) araştırmasına göre; bu yıl alışverişe çıkacakların sayısı geçen yıla göre pek değişmemiş. Katılımcıların %61’i indirimlerden yararlanmayı düşünüyor ancak hepsi kararlı değil. “Kesin alışveriş yapacağım” diyenler bu yıl %29,5’a düşerken, “önce fiyatları görüp, değerse para harcarım” diyenlerin payı ise %31,5’a yükselmiş.

Sonuçta NRF’in de diğer kurumların da bulguları sadece tahmin. Harcama miktarlarındaki artış da ne ölçüde olur bilemiyoruz ancak açık olan şu ki; tüketicideki çekimserlik halen sürüyor. Ekonomi toparlanıyor fakat öyle aman aman bir harcama rahatlığı, şu büyük indirim bayramında bile gözlenmiyor.

ENFLASYON DİRENİYOR

İşte bu noktada kafalar net değil. Aslında benim de Thanksgiving’in gidişatını merak etmeme, bu çelişki sebep oldu. Malum, ABD 2014’te, karı kışı atlattıktan sonra toparlandığını, çeşitli göstergelerle ortaya koydu. 2. çeyrekte %4,6 büyüyen ekonomi, 3. çeyrekte ise %3,9 hız kaydetti. Gel gör ki; uzun süredir düşük olan enflasyon, %2’nin altında inatla direniyor.

Enflasyonist baskı yok ancak FED de, ekonomi toparlanıyor diyerek para politikasını normalleştirme telaşında.
Krizle birlikte 6 yıl önce bu zamanlar faizi kırpan FED, Aralık 2008’de sıfır alt limitine gelinen noktada, 0-25 baz puan arası hedefle bugüne kadar yaşadı.

FED KABAK TADI VERİYOR

Bu Ekim ayında parasal genişlemeden çıkan FED’in, faizi ne zaman artıracağı ise, son 1,5 yıldır dünya piyasalarının 10 puanlık uzmanlık sorusu. Yalnız, Yellen’den ve bölgesel FED başkanlarından gelen söylemler de, her seferinde satır satır okunarak bir ipucu aranan tutanaklar da, artık gerçekten kabak tadı verir oldu.

Bu süreçte, “forward guidance” denen ileriye dönük yönlendirme uygulanıyor ancak ne kadar faydalı olduğu soru işareti. %2’lik bir enflasyon hedefi var ve işsizlik de takipte. Son tutanaklar da, dönüp dolaşıp, bu ikili hedefe odaklanılacağını söylüyor. Ancak kayıtlarda, “kayda değer süre”, “oldukça uzun zaman” vs. gibi her tarafa çekilebilen ucu açık ifadeler kullanmayı pek seviyorlar. Piyasalar da haliyle, uzun süredir verilerle söylemler arasında iki ileri bir geri gidip geliyor. Dünyanın kafası karışık...

GÖRÜNÜM NET DEĞİL

Bu bağlamda, en somut göstergelerden olan enflasyondaki hedefe bir türlü ulaşılamaması, son dönemde petrol fiyatlarındaki düşüşün etkilerini de muhakkak barındırıyor. Bununla birlikte, yıllardır yerlerde sürünen faiz ortamında petrol gelişmelerinden önce de, durum pek farklı değildi. İşte düşündüren nokta bu... Ekonomi büyüyor gibi ve faiz sıfırın alt limitinde ancak enflasyon bir türlü yukarı çekilemiyor. Diğer yandan, işsizlik oranı %5,8’a düşüyor fakat kritik bir faktör olan ücretlerdeki artış görünümü zayıf.

Bu anlamda, ABD’nin büyüme dinamiklerinin iyi anlaşılması, bence mühim. Faiz artırımına gitmeden önce, büyümenin sağlıklı bir şekilde devam edeceği konusunda tatmin olmak önem taşıyor. Ayrıca, gevşek ve dengesiz küresel görünüm de, izlenmesi gereken önemli bir faktör. Öte yandan güçlü dolar da, ülkedeki ekonomik performansın hızını kesmeye aday. Dolar aynı zamanda, enflasyonist baskının da zayıf kalmasında rol oynayabilecek.

Dolayısıyla, aslında fiyatların da, istihdamın da, iktisadi aktivitenin de, bu şartlarda henüz süreye ihtiyacı var. Kasım’da son 10 ayın en düşük seviyesine gerileyen imalat PMI verisi de, benzer çekincelere dayanak oluşturuyor.

Tüm bunlar dikkate alındığında, faizde erken bir hareketin, zaten oturmamış dengeleri iyice bozabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle, faiz artırımının 2015 ortalarından önce gelmesi pek makul görünmüyor. OECD de birkaç gün önce açıklama yaparak, görünümdeki hassasiyete dikkat çekti ve ABD’nin artırım konusunda itidalli yaklaşması mesajını verdi.

Velhasıl, FED’in aceleci davranmayarak iyi zamanlama yapması ve sonrasında da durumu izleyerek yavaş ve kademeli bir artışa gitmesi, en rasyonel seçim olacak.

Öte yandan, Amerikalıların çok sevdiği bir yaklaşımın da benimsenmesi mümkün:

The show must go on...

Sahnenin arkasında ne aksaklık olursa olsun şova devam edilir ve şartlar olgunlaşmadan faiz artırılır mı?

Bu yolun izlenmesi durumunda, perde kapandığında alkış gelmemesi riski yüksek görünüyor.

[Yeni Şafak, 28 Kasım 2014]