Suriye’de 5 senedir Suriyeli organik muhalefeti terör parantezine alma gayreti içerisindeki ABD ve bazı Batılı ülkeler için çelişki dolu günler yaşıyoruz. Daha önce herhangi bir terör olayına yakından uzaktan bulaşmamış Suriyeli grupları, sakallı olmaları ve Selefiliğe kayan dini görüşleri sebebiyle kara listeye alan veya en azından cüzamlı muamelesi yapan bu ülkeler, terörün tanımına da yeni ekleme ve çıkarmalar yapıyorlar. Mesela sakalla terör arasında bir korelasyon var mıdır? Varsa uzun sakal ve kısa bıyıklarıyla şiddet karşıtı Amişleri nereye yerleştirmemiz lazım? Ya da Selefi tandansa sahip Suriyeliler, gidip ABD’deki bir New Age bir şeyhten el alıp kontrbas ve davul eşliğinde dönseler cüzamlılar listesinden çıkarlar mı? Mısır’da Sisi darbesini destekleyen Selefiler hakkında aynı zevat acaba ne düşünüyordur?
* * *
Şimdi bir terör örgütü düşünün: Bu örgüt bir ülkede on binlerce asker ve sivili katletmiş, intihar saldırıları düzenliyor, halka açık yerlerde bombalı saldırılar yapıyor, petrol boru hatlarını patlatıyor. İdeolojik olarak farklılıkları tolere etmeyen, baskıcı, kendisi gibi düşünmeyenleri infaz eden, süren ve yaşam hakkı tanımayan bir örgüt. Bu örgüt diğer terör örgütleriyle de konjonktürel işbirlikleri yapıyor. Yetmiyor bir de terör üreten ve insanlığa karşı suç işleyen devletlerle de işbirliği yapıyor.
Şimdi de bir devlet düşünün: Son otuz senedir bu terör örgütü yüzünden on binlerce vatandaşını kaybetmiş. İntihar saldırılarına, bombalı saldırılara maruz kalıyor. Karakolları basılıyor. Görevlileri ve vatandaşları bu örgüt tarafından şehit ediliyor. Topraklarını bu örgütten kaçan bölge insanına açıyor. Örgütün artan saldırılarına mukabil sabrı taşıyor ve bir terör örgütüne yönelik operasyon başlatıyor.
Örgütün adı PKK, devletin adı Türkiye. Bir miktar siyasi ahlakı olan herkes bu durum karşısında terör örgütüne karşı zihnimizde canlandırdığımız devletin yanında saf tutar. Bu ahlaktan yoksun olanlar ise örgütün terörünü kelime oyunlarıyla yumuşatıp zeytinyağı misali üste çıkarak mağdura karşı operasyona geçer. Bunlara göre terör önemli değildir, önemli olan teröristin kim olduğudur.
* * *
Şimdi Batı’nın ağır silahlarla ve hava desteğiyle arka çıktığı, PKK’nın kesişim kümesi YPG’ye bakalım. PKK ve YPG aynı şey midir? Kıyaslamalı ilerleyelim. Arap Yarımadasındaki El-Kaide ile Hint Alt kıtasındaki El-Kaide aynı şey midir? Örgüt ismi aynı, aynı isme biatlılar fakat militan geçişkenliği oldukça az. Batı bu iki gruba aynı örgütün iki kolu olarak bakar, birlikte değerlendirir. PKK ve YPG de aynı isme biatlı, YPG’nin yönetim kademesinde PKK ağırlığı var, üstüne üstlük militan geçişkenliği bu iki örgüt arasındaki bağlantıyı salt bir yakınlıktan çok çok ileriye taşıyor. YPG, PKK’nın amatör kümedeki pilot takımı. Peki Batı El-Kaide’nin farklı gruplarına uyguladığı standardı neden PKK ve YPG’ye uygulamıyor? Keramet sanırım sakallarının kısa olmasında. Soru şu: PKK/YPG ideolojisinin, Marksizm’in tahrif edilmemiş haline tabi olma üzerine kurulması, PKK/YPG’yi “Selefi” yapar mı? Asıl soru ise şu: Batı PKK “Selefizmine” neden sıcak bakıyor?
[Akşam, 7 Ağustos 2015]