Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye ekonomisinin 3 yıllık dönemde izleyeceği yolu ve ulaşmak istediği hedefleri kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), 2015-2017 dönemi için açıklandı. Başlıca amaç olarak enflasyonla mücadelenin seçildiği programda, Türkiye’nin yapısal problemlerinden biri olan cari açığın düşürülerek büyümenin devam etmesi hedeflenmiştir. Maliye politikasında geçmiş dönemlerde olduğu gibi disiplinli ve kurallı işleyişin devam ettirilmesi ve bu şekilde para politikasının destekleneceği ifade edilen programda, enflasyon oranının düşme eğilimine girmesi ve büyüme oranının artarak devam etmesi gerekliliği birlikte ele alınmıştır. OVP’de büyüme rakamlarının aşağı yönlü revize edilmesinin gerekçesi olarak küresel ekonomik konjonktür ve Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı jeopolitik riskler öne sürülmüştür.
2008 küresel ekonomik krizini en derinden hisseden Euro Bölgesi’ndeki toparlanmanın yavaş ilerlemesi, Türkiye’nin büyümesine kaynaklık eden ihracat rakamlarının artmasına rağmen istenilen düzeyde olmaması, Irak ve Suriye topraklarında yaşanan kaosun bu bölgelerle ticari ilişkileri etkilemesi ve ABD ekonomisinde görülen iyileşmenin para politikasında sıkılaştırmaya sebep olması, Türkiye ekonomisinde 2014 yılı için büyüme rakamının yüzde 3,3 olarak tahmin edilmesinde önemli rol oynamıştır. Dünya ticaret hacminin yavaş büyümesinin de GSYH oranını etkileyeceği dikkate alınmıştır.
Enflasyonu düşürmek, büyüme oranlarının artarak pozitif sürecinin devam etmesini sağlamak ve cari açığı azaltmak olarak belirlenen üç hedefin gerçekleşebilmesi için yapılması gerekenler ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Makroekonomik ve finansal görünümünün devamı için özel ve kamu kesimlerinin izleyeceği yöntem hakkında genel bir ön değerlendirme sunulmuştur. Bu bağlamda, sanayi sektöründe üretim verimliliğini artırmak, gelir miktarıyla eşgüdümlü olarak özel ve kamu tüketim harcamalarının büyümeye katkısını sağlamak, aynı şekilde kamu ve özel kesim yurtiçi tasarruflarının artışıyla sermaye oluşturmak, üretim yapısının ithalat bağımlılığını azaltmak, işgücü, enerji ve ulaşım gibi üretim maliyetlerini düşürmek için uygulanması gereken politikalar, yalnızca program dönemini değil uzun vadede iyileşmelerin hedeflendiğini açıkça ortaya koymaktadır.
OVP’de (2015-2017) dikkat çeken en önemli nokta, programın hem ulusal hem de uluslararası ekonomik şartların olumsuz olduğu dikkate alınarak hazırlandığıdır. Türkiye ekonomisinin, Avrupa, Amerika ve Ortadoğu’da yaşanan siyasi ve ekonomik risklere rağmen, belirlediği 2023 ekonomik hedeflerinden vazgeçmediği ve bunun için gerekli olan yapısal reformlara programda yer verildiği görülmektedir. 2023 hedeflerini kapsayan 10. Kalkınma Planı’na uygun olarak belirlenen 25 maddelik dönüşüm paketi, program içeriğine dahil edilmiştir. Ayrıca 10. Kalkınma Planı’ndaki reformların uygulanacağı dönem OVP (2015-2017) ile başlamış bulunmaktadır. Bu nedenle, OVP (2015-2017) Yeni Ekonomik yapının yol haritasını oluşturması bakımından diğer programlardan ayrışmaktadır.