“Solcuların sağcı bir hükümete karşı sokağa çıkmalarını anlayabiliyorum. Sağcıların solcu bir hükümete karşı sokağa çıkmalarını da anlayabiliyorum. Fakat burada solcular solcu bir hükümete karşı sokağa çıkıyorlar ve bu durum çok tuhaf.” (Gösterileri takip eden bir Parisli)
Mayıs ayları Fransa’da siyasi bakımdan dünyanın geri kalanından hemen her zaman daha “sıcak” geçmiştir. Dünya tarihinde kendisine önemli yer edinmiş 1968 Öğrenci Olayları bu duruma önemli bir örnektir. Öyle ki General de Gaulle’ün, “Mayıs ayını takvimlerden çıkarmak gerekir” dediği rivayet olunur.
Başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın genelinde aşırı sağcı akımların gösterilerine alışmış olan Avrupa kamuoyu, Fransa’dan yükselen sol gösterilerle sarsılıyor. Daha ilginç olan ise solcu bir hükümet karşıtı tepkilerin büyük oranda sol çevrelerden gelmesi.
İçinde bulunduğumuz yılın Şubat ayı içinde sosyalist hükümetin Çalışma Bakanı Myriam el-Khomri’nin sunduğu bir yasa tasarısı ile Fransa’da çalışma hayatında yeni düzenlemeler yapılması amaçlanmıştı. Yasa tasarısı, dünyayı etkisi altına alan neo-liberal uygulamaların Fransa’ya taşınması olarak değerlendirilip ağır şekilde eleştirilmişti. Dahası bu yasayla birlikte iş piyasasında gerçekleştirilecek liberalleşme sonucunda işsizliğin düşürülmesinden çok, görece şanslı olup iş sahibi olanların da şartlarının bozulması söz konusudur..