PKK terör örgütünün ne kadar hain ve kalleş bir örgüt olduğunu görmeyenler Gara'ya baksın. 13 sivili başlarına kurşun sıkarak şehit eden bir katil sürüsünden bahsediyoruz. 40 yıldır Türkiye'nin ayağına vurulmuş bir prangadır. Sahipleri bellidir. Hedefleri ortadadır. En çok da Kürtlere zarar vermiştir. Zayıfladıkça da daha alçak bir tavra bürünmektedir.
Son dört yıldır nefes alamayan örgüt sahada kaybettiğinin farkında. Sınırlarımız içinde saldırı gerçekleştiremiyor. Yıllarca hayalini kurduğumuz bir strateji devreye girdi. Ve örgüt mensupları sınırlarımızın ötesinde bile kovalanıyor.
Suriye'de üç askeri operasyon ile sınırlarımızı temizledik. Kuzey Irak'ta uzun süredir devam eden Kartal-Pençe operasyonları sayesinde de güvenlik güçlerimiz kırk-elli kilometrelik bir derinlikteki alanı kontrol ediyor. Gara bölgesi bu ileri konuşlanma stratejisinin önemli bir halkası. Kandil ile Suriye arasındaki terör geçişini engellemek için TSK durmadan operasyon halinde.
Güvenlik güçleri karşısında iyice zayıflayan örgüt kalleş yüzünü bir kez daha gösterip sivil hedeflere yöneliyor.
Toplumsal destek
Devletin askeri mücadelesi belki de tarihteki en yüksek başarı düzeyine ulaştı diyebiliriz. Belki de bu sayede yıllardır başımıza bela olan bu örgütten kurtulabiliriz. Ama siyasi ve askeri mücadelenin toplumsal anlamda ciddi bir desteğe ihtiyacı var. Genel olarak baktığınızda toplumda PKK'yı lanetlemeyen kimse yok diyebilirsiniz.
Ama bu durum sadece birkaç lanetleme mesajıyla geçiştirilebilecek bir iş midir? Toplumsal bir hareketlenme gerektirmez mi? 40 yıldır her türlü canımıza kıyan, toplumsal bütünlüğümüze, siyasi birliğimize saldıran bu örgüte karşı vereceğimiz tek toplumsal mücadele birkaç twitter mesajından mı ibaret kalacak? Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri teröre karşı bir direnç duvarı inşa edemez mi? Terörle mücadele bir toplumsal seferberlik alanı haline gelemez mi?
Kutuplaşmaya kurban etmemek lazım
Normal şartlarda olması gereken budur. Toplumun tüm gruplarını hedef alan teröre karşı toplumsal bir cevap verilmesi gerekir. Ancak üzülerek görüyorum ki, bazı kişi ve kurumlar aynı hassasiyeti taşımıyor. Sırf siyasi çıkar uğruna PKK'yı göz ardı eden ve hatta onun siyasi uzantılarıyla ortaklık edenler var. Derdim kimseyi suçlamak değil. Öylesi bir günde değiliz. Derdim sadece bir gerçeğe parmak basmak. Terör örgütü ve onun siyasi uzantıları sadece hükümete saldırmıyor. Hem devlete hem topluma saldırıyor. Artık bu hususta sahte bir dil tutturmaktan vaz geçilmesi lazım.
PKK yabancı ülkelerin Türkiye'ye zarar vermek için destekledikleri bir terör örgütüdür. HDP de onun siyasi uzantısıdır. Bu basit gerçekliği göz ardı eden herkes terörün ekmeğine yağ sürmektedir. Söyleyeceklerim bu kadar. Daha fazlasını söylemek de isterdim ama böylesi acı bir günde derdim hesaplaşma değil. Sadece herkesin elini vicdanını koyup düşünmesini istiyorum.
[Sabah, 15 Şubat 2021].