SETA > Yorum |

Mitt Romney ve Cumhuriyetçi Parti

Cumhuriyetçi Parti'nin Florida'nın Tampa ÅŸehrinde yapılan kongresi ile Mitt Romney artık resmen Cumhuriyetçi Parti'nin baÅŸkan adayı.

2008'de John McCain'e kaybedilen bir adaylık yarışından sonra Romney aslında her politikacının kolay kolay göze alamayacağı bir iÅŸe soyunarak bu sefer dört senedir baÅŸkan olan ve görev süresinin vermiÅŸ olduÄŸu tanınmışlık ve bilinmiÅŸlik avantajını elinde bulunduran bir baÅŸkana karşı aday oldu. Hem de yaÅŸanan ekonomik problemlere raÄŸmen dış politika ve ulusal güvenlik alanında yaptıklarıyla ÅŸahinlerin ÅŸahini olmuÅŸ bir baÅŸkana karşı kendisini tam olarak benimseyemeyen bir partiden.

Ancak Romney için bu zorlu görevi üstlenebilmek bile hiç de kolay olmadı. Cumhuriyetçi baÅŸkan adaylığı için yarışın baÅŸladığı geçtiÄŸimiz senenin ortasından Romney'nin adaylığının kesinleÅŸtiÄŸi bu sene yaz aylarına kadar Cumhuriyetçi Parti tabanı Romney'ye karşı aday adaylığını ilan eden hemen hemen herkesi denedi. Önce Michelle Bachman, sonra Newt Gingrich, sonra Rick Perry, bir ara sanki bir ÅŸakaymışçasına Herman Cain ve sonrasında Rick Santorum. Önseçimlerdeki neredeyse Romney olmasın da kim olursa olsun tavrına raÄŸmen adaylık yarışını kazanan Mitt Romney, bu sefer Obama olmasın da kim olursa olsun bir kitleyi alarak seçimi kazanmaya çalışacak.

Mitt Romney, aslında Cumhuriyetçi Parti'de yadsınmaması gereken bir özgeçmiÅŸ ve aile hayatına sahip. Mitt Romney'nin babası Cumhuriyetçi Parti'nin 1960'lı yıllarda en tanıdık simalarından biri olan ve Michigan valiliÄŸi yapan George Romney, nispeten baÅŸarılı bir valilik döneminden sonra tıpkı Mitt Romney gibi Cumhuriyetçi Parti'den baÅŸkan adayı olmaya çalışmıştı. Siyasete atılmadan önce iÅŸ dünyasında baÅŸarılı bir kariyer inÅŸa eden baba Romney, baÅŸkan adaylığı yarışını önce Goldwater sonra da Nixon'a kaptırmıştı. Sonrasında vali olarak baÅŸarıyla gerçekleÅŸtirdiÄŸi icraatları sebebiyle BaÅŸkan Nixon tarafından kabineye iskan ve ÅŸehirleÅŸme bakanı olarak atanmıştı. Romney'nin annesi Lenore Romney de bu yıllarda Cumhuriyetçi Parti'den senatoya seçilmeye çalışmış ancak baÅŸarılı olamamıştı. Romney ailesi, bu yıllarda Cumhuriyetçi Parti'deki ılımlı kanadı temsil etmesi bakımından oldukça önemli bir konumdaydı. Michigan gibi uzun yıllar Demokratların hüküm sürdüÄŸü bir eyalet George Romney'nin bağımsız seçmenin oyunu elde etmesi sonucu kazanılmıştı. GeçtiÄŸimiz aylarda yayınlanan ve George Romney'nin hayatını konu alan bir kitapta bağımsız seçmenlere cazip görünmesi ve baÅŸarılı kariyeri sebebiyle BaÅŸkan Kennedy'nin baÅŸkanlık yarışında karşısına çıkmasından en fazla çekindiÄŸi aday olarak George Romney ismini telaffuz ettiÄŸi ileri sürülmüÅŸtü.

ROMNEY 'ZALÄ°M PATRON' MU?

Mitt Romney, tıpkı babasının geçtiÄŸi basamakları atladıktan, baÅŸarılı bir iÅŸadamlığı dönemi ile Demokratların hakim olduÄŸu bir eyaletin valiliÄŸini yaptıktan sonra baÅŸkanlık yarışına atıldı. Geçen senenin ortalarında baÅŸlayan Cumhuriyetçi Parti'deki önseçimlerde kurduÄŸu organizasyon ve mali kaynaklarının gücü sayesinde kazanmayı bildi. Önseçimler sırasında sahip olduÄŸu ekonomik bilgi ve birikimi en önemli siyasi sermayesi olarak kullanan Romney için baÅŸkanlık seçimleri de ekonomi odaklı bir yarış ÅŸeklinde gerçekleÅŸecek. Yapılan kamuoyu yoklamaları da zaten ekonominin yönetilmesi konusunda Amerikan halkının Romney'ye Obama'ya olduÄŸundan daha çok güvendiÄŸi sonucunu ortaya çıkarıyor. Ancak seçime iki ay kala yapılan birçok kamuoyu yoklamasında özellikle de delege sayısı bakımından Obama'nın Romney'nin önünde olduÄŸu görünüyor. Bu sebeple ekonomik sorunların yaÅŸandığı bir ülkede ekonomi odaklı olması beklenen bir seçimde ekonomiyi daha iyi yönetebileceÄŸi düÅŸünülen bir adayın kamuoyu yoklamalarında geride olmasının sebebi bu aralar Amerika'da en fazla sorulan sorular arasında.

Bu uygun siyasi atmosferin Romney tarafından deÄŸerlendirilememesinin en önemli sebebi Romney'nin kendisi. Önseçimden bu yana Romney ve kampanyasının belki de en baÅŸarısız olduÄŸu alanlardan biri Romney'nin Amerikalı seçmene sunuluÅŸu noktasında yaÅŸandı. Önce önseçimde Cumhuriyetçi aday adaylarının, daha sonra da Obama kampanyasının Romney'yi halktan uzak ve kopuk zengin bir iÅŸadamı olarak yansıtması, Romney'ye karşı kullanılan en etkili silahlardan biriydi. Bu kampanyalarda kazanılan baÅŸarı karşısında Romney kampanyası ne yeterince pro-aktif davranarak Romney hakkındaki söylemi ÅŸekillendirebildi ne de bu imajı deÄŸiÅŸtirebilecek güçlü bir savunma yapabildi. Netice itibarıyla seçmenin zaten hakkında soru iÅŸareti olan bir aday rakiplerince tanımlanmış ve Amerikan kamuoyuna tıpkı rakiplerinin istediÄŸi ÅŸekilde sunulmuÅŸ oldu. Obama kampanyasının Romney ismi kesinleÅŸtikten sonra yayınlamaya baÅŸladığı "zalim patron" temalı reklam filmleri de bu noktada önemli bir karşılık buldu. Romney takımı baÅŸkan adaylarının üzerinden atamadığı bu sıfattan onu, Cumhuriyetçi Parti Kongresi'nde eÅŸi Ann Romney vasıtasıyla kurtarmaya çalıştı. SoÄŸuk göründüÄŸü ve seçmenle iliÅŸki kuramadığı için sürekli eleÅŸtirilen Romney'yi seçmenle barıştırmaya çalışan Ann Romney, bir yandan Cumhuriyetçi Parti'nin kadın düÅŸmanı olmadığını ispatlamaya çabalarken öte yandan da Romney'nin ne denli iyi kalpli ve ince bir insan olduÄŸunu anlattı. Bununla da kalmayarak Romney'nin elde ettiÄŸi servetin miras deÄŸil "alın teri" olduÄŸuna dair uzun açıklamalarda bulundu. Ann Romney ve sonrasında Romney'nin kendi yaptığı konuÅŸmadaki duygusal ton belki bazı seçmenleri yumuÅŸattı ancak hâlâ seçimi kazanabilecek kadar deÄŸil. 

Seçimlere bugün itibarıyla iki aydan fazla bir süre var ve bu iki ay içinde her ÅŸey deÄŸiÅŸebilir. Özellikle de Romney kampanyasının en baÅŸarılı olduÄŸu alan olan maddi kaynak ve bağışlar Romney'ye seçimi kazandırabilecek bir hamle yapmasını saÄŸlayabilir. Ancak bu kaynaklar bile seçimin baÅŸa baÅŸ geçmesini engelleyemeyecek. Bunun için Romney'nin bir yandan bağımsız seçmenleri kucaklamaya çalışırken öte yandan da Amerikan seçmeninin kendisini kucaklamasını saÄŸlayacak bir "oyun deÄŸiÅŸtirici" hamle yapması gerekiyor.

Zaman (09.09.2012)