Keşmir meselesi, Britanya'nın 1947'de Hint Alt Kıtası'ndaki sömürge yönetimini sona erdirmesinden bu yana dünya kamuoyunu meşgul eden ve halen çözüm bulunamamış önemli sorunların başında gelmektedir. Her ikisi de nükleer silahlara sahip olan Pakistan ve Hindistan, 1965 ve 1999 yıllarında iki kere Keşmir nedeniyle savaştılar. İki ülke 2018 yazında da savaşın eşiğine geldiler ancak bu gerilim uluslararası baskılar sayesinde yatıştırıldı. Pakistan ve Hindistan'ın nükleer silahlara sahip olmaları muhtemel bir nükleer savaş ihtimalini de dünya gündeminde tutmaktadır. İki ülke arasında Keşmir nedeni ile ortaya çıkan tüm gerilimler dünya kamuoyunun ilgisini bu bölgeye yoğunlaştırmaktadır.
Nüfusunun yüzde 90 civarındaki kısmını Müslümanların oluşturduğu Keşmir toprakları hâlihazırda Pakistan (yüzde 35), Hindistan (yüzde 45) ve Çin (yüzde 20) arasında paylaşılmaktadır. Keşmir halkı büyük ölçüde Pakistan yönetimi altında özerk bir statü kazanmak istemekte. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun (BMGK) 1948 tarihli 47 no'lu kararı ise Keşmir'in askerden arındırılmasını ve nihai statüsünün halk oylaması ile belirlenmesini ön görmektedir. Hindistan tarafından kontrol edilen Jammu Keşmir 1949'dan bu yana Hindistan içerisinde özerk statüye sahiptir. Jammu Keşmir bu statü ile dışişleri, savunma ve iletişim alanları dışında kendi yasalarını çıkarmakta, kendine ait bayrak ve anayasaya sahiptir.
Hindistan'da iktidarda bulunan Başbakan Narenda Modi'nin başında bulunduğu Hindu Milliyetçisi Hindistan Halk Partisi (BJP), 5 Ağustos'ta aldığı kararla Jammu Keşmir'in özerk statüsünü kaldırma ve mevcut statükoyu değiştirme kararı aldı. Bu karar Jammu Keşmir'in özerkliğini kaldırmanın yanı sıra ilgili BMGK kararlarının da çiğnenmesi anlamına gelmekte. Karar başta Pakistan olmak üzere bölgede infiale neden oldu. Son yıllarda Hint güvenlik güçlerinin baskı ve saldırılarını yoğunlaştırdığı Jammu Keşmir'de aynı zamanda paramiliter güçler üzerinden kirli bir savaş yürütülmekte. Hindistan'da iktidarda bulunan aşırı Hindu milliyetçileri mevcut gerilimden istifade ederken, Keşmir'in yeniden ateş hattına sürüklenmesine neden olmaktalar.
Hindistan neden Keşmir'i istiyor?
Jammu Keşmir'in doğrudan Hindistan'a bağlanması Modi'nin seçim vaatleri arasında yer almaktaydı. Modi ve Hindu aşırı milliyetçileri aynı zamanda Hindistan'ın süper güç statüsü kazanması için böylesi adımların atılmasının gerekliliğini savunmakta. Bölgede Pakistan tarafından desteklenen yerel paramiliter gruplar ise Hindistan güvenlik güçleri ve Hint paramiliter güçleri ile arasındaki çatışmalar son dönemde yoğunlaştı. Bugüne kadar Jammu Keşmir'de 70 binin üzerinde can kaybına neden olan gerilim ve çatışmalar Hint aşırı milliyetçilerinin doğrudan yönetim taleplerine de dayanak teşkil ettiği için Hint tarafının işine yaramaktadır.BJP tarafından cesaretlendirilen Hindu ırkçıları, dini çeşitliliğe tahammül etmedikleri gibi Müslümanların azınlık oldukları yerlerde ırkçı çeteler üzerinden Müslümanlara karşı aşırı şiddet uygulamaktadırlar. Müslümanların iş yerlerine ve ibadethanelerine yapılan saldırılarla sistematik baskılama politikaları yürütülmektedir. Hint polisi ise çoğu zaman bu saldırılara sessiz kalmakta ve Müslümanların şiddete maruz almasına dolaylı şekilde destek olmaktadır. Bu şiddetin kökeni yalnızca dini değildir. Hint Alt Kıtası'nda kültürel ve ekonomik eliti içerisinde Müslümanların önemli bir etkisi bulunmakta. Bu etkinin kökenleri tarihsel bir sürece dayalı olarak ortaya çıkmıştır. Popülist Hindu milliyetçileri tarafından desteklenen ırkçı Hindu çeteleri Müslümanları ekonomik açıdan da sindirerek başka bölgelere göç ettirmeye çalışmaktalar.
Sonuçta son dönemde artan Hindu ırkçılığı Keşmir de dahil, Hindistan'ın birçok bölgesinde Müslümanları hedef almaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan dünya düzeninin halen çözemediği Filistin Meselesi ve Keşmir Sorunları 1,5 milyardan fazla Müslümanın uluslararası sisteme ve adalete olan inançlarını da azaltmaktadır. Her iki sorunun mağdurları da Müslümanlardır. Keşmir sorunun yeniden tırmandırılması bölgeyi yeniden çatışma ve terör sarmalına itme potansiyeline sahiptir. Böylesi bir gerilim jeopolitik olarak Pakistan-Çin ekonomik koridorunu da istikrarsızlaştıracak ve Çin'in çıkarlarına da zarar verecektir. Keşmir'de son dönemde nefret ve ırkçılık uygulamaları üzerinden gerilimi tırmandıran Hindu milliyetçileri, yerel ve küresel jeopolitik açısından etkileri olabilecek fay hatlarını harekete geçirmektedirler. Bu gerilim ne Hindistan'ın, ne Pakistan'ın ne de bölgedeki diğer aktörlerin menfaatlerine katkı sağlamayacaktır.
[Sabah, 10 Ağustos 2019].