Türkiye’nin 2023 yılı vizyonu ve ilk on ekonomiden biri olma hedefi düşünüldüğünde, yükseköğretime ve özellikle öğretim elemanı yetiştirmeye yapılacak yatırımın önemi artmaktadır.
Yapılan hesaplamalara göre, mevcut eğilimlerle ve özellikle öğretim elemanı sayısına ilişkin ciddi bir politika müdahalesi olmaması durumunda, 2025 yılında Türkiye’de gençlerin yükseköğretim talebi karşılanamayacaktır.
Son yıllarda Türkiye’de yükseköğretim kapasitesi çok ciddi ölçüde büyümüştür ve üniversitesiz il kalmamıştır. Yükseköğretimde yaşanan bu hızlı büyüme beraberinde ciddi öğretim elemanı ihtiyacını getirmiştir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2006 yılında, ülkenin nitelikli akademisyen ihtiyacını karşılamak üzere “beş yılda 5.000” öğrencinin yurtdışına lisansüstü almak üzere gönderileceği açıklamıştır. Bu önemli adımın mevcut akademisyen ihtiyacını karşılamada çok önemli bir işlev göreceği düşünülmüştür.
Projenin uygulamaya konması ve öğrencilerin bursu kazanarak eğitimlerine başlamaları ile birlikte aslında mevcut 1416 sayılı yasa çerçevesinde geçmişten süre gelen birçok sorunun varlığını hâlâ sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
Bundan dolayı, yılda 1.000 öğrenci yurtdışına gönderme hedefi maalesef başarılamamıştır. Burs kontenjanları doldurulamamış ve bursa hak kazanan öğrencilerin bir kısmı öğrenci dosyası açtırmamıştır. Bu durum MEB yurtdışı öğrenim bursunun yeterince cazip hale getirilemediğini ayrıca bursun başvuru şartlarının oldukça ağır ve sınırlayıcı olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca bu durum, bursu kazanların önemli bir kısmının zorunlu hizmet taahhüdü altında girmek istemediğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, mevcut verilerden hareketle, beş yılda 5.000 öğrencinin yurtdışına gönderilemediği görülmektedir.
Analizde ortaya konan öneriler şu şekilde özetlenebilir:
- MEB yurt dışı lisansüstü öğrenim bursunu nitelikli öğrenciler için daha cazip hale getirmek ve bursu kazananların yurda dönüş oranlarını artırmak amacı ile bursiyerlerin özlük hakları iyileştirilmeli ve zorunlu hizmet süreleri azaltılmalı veya bu konuda bazı esneklikler getirilmelidir.
- MEB bursu kapsamında açılan kontenjanların doldurulabilmesi ve kalitenin artırılması için, başvuru koşulları esnetilmeli, yaş sınırlandırmaları yeniden gözden geçirilmeli ve alanların dar bir şekilde tanımlanmasından vaz geçilmelidir. Böylece, potansiyel bir kontenjana başvuran aday havuzu genişletilmiş; esneklik, kalite ve hakkaniyet sağlanmış olacaktır.
- Kesin dönüş sonrasında atama süreci hızlandırılmalı ve mezun bursiyerlerin uzmanlık alanlarında çalışmaları sağlanmalıdır. Resmi işlemlerin en kısa ve etkili yoldan gerçekleştirilmesini sağlayacak etkin bir iletişim sistemi devreye konulmalıdır.
- YÖK yurt dışı doktora bursunun daha fazla kullanılabilmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. 50/d maddesi kapsamında görev yapan araştırma görevlilerinin de bu burstan faydalanmalarının önünün açılması gerekmektedir.