SETA > Yorum |
Toprak Bütünlüğü

Toprak Bütünlüğü

Türkiye kendinden ziyade komşularının toprak bütünlüğünü savunmak zorunda kalıyor ve kalacak gibi.

Son günlerde Türkiye'nin Ortadoğu'da öncelikli stratejik hedefinin ne olduğunu sorarsanız toprak bütünlüğü olduğunu söyleyebilirim.

Ama kendinden ziyade komşularının toprak bütünlüğünü savunmak zorunda kalıyor ve kalacak gibi.

Ne demek toprak bütünlüğü?

Neden stratejik bir hedef olsun?

Önemli olduğu söyleniyor fakat neden önemli olduğuna dair nadiren açıklamalar yapılıyor.

Toprak bütünlüğü denildiğinde aslında bir ülkenin siyasi birliğinin ve sınırlarının korunması kast edilir.

Bir ülke bölünüyor ve içinden yeni devlet veya devletçikler çıkıyorsa o vakit toprak bütünlüğü korunamamış olur.

Türkiye'nin yakın çevresinde bu çöküşe uğrama ihtimali olan iki ülke var. Suriye ve Irak. İkisi de hâlihazırda çökmüş ve kendini sürdüremeyen devletler.

Dışarıdan müdahil olan aktörlerin desteklediği gruplar arası çekişmelere maruz kalıyor ve nüfuz bölgelerine ayrılıyorlar. Bugün Irak'ta Amerika destekli fakat İran'a yakın bir Bağdat Merkezi Hükümeti var.

Merkezi hükümet Irak'ı kontrol etmekte güçlük çekiyor ve Kuzey bölgelerinde neredeyse hiç gücü yok.

Orada Barzani iktidarda ve sahip olduğu özerkliği bir adım öteye taşıyıp bağımsızlık elde etmeye çalışıyor.

Yani Irak'ın içinden yeni bir devletçik çıkarmak istiyor.

Öte taraftan Suriye çok sayıda grubun savaştığı bir iç savaş ülkesi.

Güney ve Batı tarafları Rusya ve İran destekli Rejim kontrolünde. Orta bölgelerde oldukça zayıf bir DEAŞ var.

Kuzey'de ise Amerika destekli PKK.

Hem Irak'ta hem Suriye'de Türkiye'yi en fazla endişelendiren şey Türkiye'ye yakın bölgelerde kurulmak istenen devletçikler.

PYD kontrolündeki bölgede kurulacak bir devlet PKK devleti olacağından Türkiye zaten buna karşı. Fakat Irak'ta Barzani'nin kurmak istediği devletin böylesi bir tehdit içermediğini düşüneneler var.

Bunlar genelde Türkiye'nin bir PKK devletine veya bir Kürt devletine karşı olduğunu sanıyor.

Hâlbuki Türkiye'nin tek derdi PKK ya da tüm Kürtler değil. Türkiye'nin karşı olduğu şey sadece bir Kürt devleti değil. Türkiye'nin karşı olduğu şey her türlü küçük devletçik.

Bunların kaderinin istikrarsızlık ve başarısızlık olduğu gün kadar aşikâr. Irak, Suriye ve Osmanlı'dan yüz yıl önce kopan Ortadoğu devletlerinin hangisi başarılı oldu da bunların içinden çıkacak devletçikler başarılı olsun. Hangisi gerçek ve bağımsız bir uluslararası veya en azından bölgesel bir aktör oldu da bunların içinden çıkanlar olsun.

11 Eylül'den bu yana dünyanın net biçimde öğrendiği bir gerçeklik var. Başarısız devletler savaş ve mücadele alanıdır. Bataklıktır.

Bağımlıdır. Bu ülkeler asla kendi kendilerini yönetmezler.

Hep bir dış güç tarafından kontrol edilir başka bir ülkeye karşı kullanılmak için ya da bir dış aktörün kontrolü zayıflamışsa başka dış aktörlerin mücadele alanı haline dönüşür. Sonra iç savaş. Sonra terörizm. Sonra radikalleşme.

Ortadoğu'nun zaten bugün huzur bulamamasının altında yatan en önemli sebep anlamsız devletlerden müteşekkil olmasıdır.

Kuveyt, Irak ve Suriye gibi devletlerin her biri suni birer varlıktır. Doğal olmadıklarından da başarı şansları yoktur. Şimdi Ortadoğu bir kez daha bölünmek isteniyor. Şimdi de Kürt devletçikleri yaratma gayreti var.

Türkiye işte buna karşı. Adı PKK da olsa, Barzani de olsa, her türlü devletçik istikrarsızlık kaynağıdır.

Bu nedenle Ankara komşularının toprak bütünlüğüne sahip çıkıyor.

[Takvim, 14 Eylül 2017].