'Osmanlı'nın varlığı halinde ben okuyamayacaktım ama cumhuriyet bize eşit yurttaşlığı, fırsat eşitliğini, eğitimi, aydınlanmayı getirdi.'
Böyle demiş Kılıçdaroğlu. Şaşılacak bir şey yok aslında. CHP'li olmak biraz da Osmanlı düşmanı olmaktır.
Kılıçdaroğlu da daha önce başka örneklerini gördüğümüz gibi içindeki Osmanlı düşmanlığını fırsat buldukça dile getiriyor.
CHP gibi seçkinci bir partinin genel başkanının eşit yurttaşlıktan fırsat eşitliğinden bahsetmesine hiç girmeyeceğim. Neticede kendilerini halkçı ve sosyal demokrat zannediyorlar. Eşitlikten bahsetmişler çok mu? Kendi ifadesi ile 'kuş uçmaz kervan geçmez' bir köyde doğan Kılıçdaroğlu'nun üniversite eğitimi alması bir cumhuriyet nimetiyken, partisinin başörtülü ve imam hatipli öğrencilerin üniversite okumasına karşı çıkmasından da uzun uzun bahsetmeyeceğim. Hepsini bir kenara koyalım şimdilik.
Ama Kılıçdaroğlu'nun 'cumhuriyet bize aydınlanmayı getirdi' demesine itirazım var.
Cumhuriyet ile aydınlanma arasında bir ilişki var. Ama Kılıçdaroğlu'nun zannettiği gibi değil. Cumhuriyet aydınlanmayı getirmiyor, aydınlanma fikri cumhuriyet rejimlerini getiriyor. Her ne şekilde olursa olsun size ikisi de uğramadı ama Sayın Kılıçdaroğlu.
Nasıl ki Atatürkçülüğünüz bir zamanların meşhur tabiri ile 'gardrop Atatürkçülüğü' ise aydınlanmacılığınız da öyle.
Keşke aydınlanmanın temel düşünürlerini ve eserlerini okusaydınız ve bilseydiniz. Ama ciddi bir okumadan bahsediyorum. Avrupa'da bugün kimsenin ciddiye almadığı, aydınlanmanın kenarda köşede kalmış basit isimlerini değil.
Okuyup da aydınlanma düşünürlerinin siyaset ve siyasetçi hakkında söylediklerinden etkilenseydiniz mesela. Belki bu kadar çok hakaret etmezdiniz. Ve tabii insanların gözünün içine baka baka yalan söyleyip, iftira atmazdınız. Sonra emin olun terör destekçilerinin partinizde yuvalanmasına da göz yummazdınız. Bir başka mesele cehalet. Gerçek bir aydınlanma bireyi olsaydınız bilmediğiniz konularda bu kadar rahat konuşmazdınız.
Evet bu iyi hasletlere sahip olmak için aydınlanmacı olmaya gerek yok. Bizim toplumumuzun sahip olduğu değerler bunlar. Bizden olup bu değerlere sahip olamadınız, bari doğru düzgün bir aydınlanmacı olsaydınız!
TARİHİN YAPICI AKTÖRLERİ
Farkında değiliz ama Türk tarihinin çok önemli dönemlerinin tanıkları ve aktörleriyiz. Belki bundan yıllar sonra gelecek olan torunlarımız tarih kitaplarından bu günleri okuyunca 'acaba o zamanlarda yaşamak nasıl bir şeydi?' diye düşünecekler. Bizi, hayatımızı, içerisinden geçtiğimiz günleri daha yakından tanımaya çalışacaklar.
16 Nisan öyle bir tarih işte. Bundan tam bir yıl önce 16 Nisan'da Türk siyaseti açısından çok kritik bir eşik aşıldı. Cumhurbaşkanı hükümet sistemi referandumda kabul edildi. Az buz iş değil; Türkiye ayağına pranga olmuş hükümet sisteminden kurtuldu.
Yürümeyen koalisyonlar, parçalanmış siyaset, erken seçimler gibi hastalıkları arkasında bıraktı.
Biz bu değişikliğin en önemli aktörleriyiz. Tarihin bu kritik noktasında irademizi değişimden, yenilikten, dinamizmden yana kullandık. Tarihin tutucu değil yapıcı aktörü olduk.
CEVABI BELLİ SORU
Cumhuriyet olmasa ben okuyamazdım diyen Kılıçdaroğlu'na soralım; Cumhuriyet sayesinde okudunuz peki kimlerin sayesinde genel başkan oldunuz? Baykal'ın kaseti olmasa CHP genel başkanı olabilir miydiniz?
[Takvim, 18 Nisan 2018]