SETA > Yorum |
Türkiye'nin Yeni Enerji Perspektifi ve Türk Akımı

Türkiye'nin Yeni Enerji Perspektifi ve Türk Akımı

Doğal gazda tüm aktörlerinin bir şekilde Türkiye'den yolunun geçmesi ve bu gazın sadece Türkiye üzerinden transfer edilebilecek olması, Türkiye'yi vazgeçilmez kılıyor.

Bu yıl Azerbaycan'la TANAP projesinin temelini atmasıyla Türkiye, kendi doÄŸal gaz ihtiyacını karşılayabildiÄŸi gibi, aynı zamanda Güney Gaz Koridoru'ndaki rolüyle enerji merkezi olma yolunda ciddi bir yol kat etti. Ayrıca AB ülkelerinin enerji arz güvenliÄŸini de saÄŸlayacak olması Türkiye'nin enerjide kilit ülke konumunu güçlendirmiÅŸtir.

TANAP'ın yanı sıra 2014 yılında Türkiye kritik bir adım daha attı enerji merkezi olma konusunda. Rus gazının Türkiye üzerinden AB ve Balkan ülkelerine taşımayı amaçlayan Türk Akımı, son bir yıldır gündemden düÅŸmüyor. Hızla ilerlemesi ve sürekli gündemde olması, Türk Akımı'ndaki tarafların kararlılığını gösteriyor.

Tarafların birbirinden çok farklı ve çeÅŸitli olması, çıkarların çatışmasına da sebep oluyor. Dolayısıyla geçen hafta Türk Akımı projesinin imzalanması konusunda bazı pürüzlerin olduÄŸuna dair açıklamalar çok doÄŸal. Sorunlar tabi ki olacaktır, ama bu sorunlar çözülemeyecek veya proje iptal edilecek anlamına gelmiyor.

Ä°çinde bulunan enerji konjonktürü Türkiye için enerji merkezi olma yolunda çok önemli bir fırsat. Türkiye, tarihinde yüzyıl sonra ayağına gelen bu ÅŸansı bu kez iyi kullanmak istiyor. Bu yüzden bir yandan coÄŸrafi konumuyla birlikte ÅŸartların beraberinde getirdiÄŸi jeostratejik konumunu kullanarak geçmiÅŸte doÄŸal gaz anlaÅŸmalarında yapılan hataları tekrarlamamak ve bu süreçte güçlü aktör olmak için tüm tedarikçi ülkeler ile kapsamlı anlaÅŸmalar yapıyor.

DiÄŸer taraftan, Güney Gaz Koridoru kapsamında konuÅŸacağı potansiyel aktörler, yani Ä°ran, Türkmenistan, Irak Kürt Bölgesi ve DoÄŸu Akdeniz var. Bu aktörlerle birlikte gerçekleÅŸecek potansiyel projelerin, tüm taraflar açısından 'kazan-kazan” projesi olması için tarafların paydaÅŸ sıfatında anlaÅŸma yapılmasına önem veriyor.

Türkiye'nin TANAP dolayısıyla zaten iyi bir örnek anlaÅŸması varken, neden diÄŸer aktörlerle olmasın. Mesela, BOTAÅž'ın TANAP'taki payı yüzde 30 iken, TPAO'nun Åžahdeniz sahasındaki payı ise yüzde 19'dur. Yani Türkiye hem doÄŸal gazın ortağı hem de boru hattının kısmen sahibi.

Bu yüzden Türkiye TANAP'ta olduÄŸu gibi baÅŸta Türk Akım'ında da olmak üzere tüm projelerde farklı formüllerde aktif katılımcı, yani paydaÅŸ olmalıdır. Çünkü Türkiye, yalnızca boru hatlarının ülkeden geçmesini istemiyor. Aynı zamanda Türkiye, boru hatlarının geçtiÄŸi transit ülkenin ötesinde enerji merkezi olmayı hedefliyor.

TÜRKÄ°YE AVANTAJLI DURUMDA

DoÄŸal gazda tüm aktörlerinin bir ÅŸekilde Türkiye'den yolunun geçmesi ve bu gazın sadece Türkiye üzerinden transfer edilebilecek olması, Türkiye'yi vazgeçilmez kılıyor. Çünkü tedarikçi ülkeler gelirlerinin büyük bir kısmını enerjiden saÄŸlıyor.

Böyle bir gelirden vazgeçmek istemeyecekleri için Türkiye de bu gelirin devamını garanti eden ülke konumuna yükseliyor. Bu durum, Türkiye'nin geçmiÅŸte çok yüksek fiyatlar ödediÄŸi doÄŸal gazda indirim alması konusunda elini güçlendirebilir.

Bir de çok konuÅŸulmayan bir konu var. Enerji Borsası vasıtasıyla tüm aktörlerin Türkiye'ye gelmesiyle ve depolama imkânı sayesinde fiyatlar Türkiye'de belirlenecek. Ä°ÅŸte o zaman Türkiye'nin enerji merkezi olma yolunda tüm taÅŸlar döÅŸenmiÅŸ olacaktır.

BAKAN TANER YILDIZ'IN ENERJÄ°SÄ°

Türkiye'nin enerji merkezi olma yolundaki tüm geliÅŸmelerde, yani Güney Gaz Koridoru, TANAP, Kuzey Irak Kürt Bölgesi petrolünün ve doÄŸal gazının Türkiye'ye transferi, Türk Akımı gibi projelerde bu denli ilerleme kaydedilmesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın çabasına ayrıca deÄŸinmek gerekiyor.

40 yıldır sürekli ertelenen nükleer santrallerin gerçekleÅŸmesinde de, bir zamanlar mümkün bile görünmeyen ve dünyada örneÄŸi az olan Enerji Borsası'nın kurulmasında da baÅŸlıca rol oynadı Taner Yıldız.

Sabırlı ve sorumlu tavrıyla, ülke menfaatlerini önceleyen müzakereci kiÅŸiliÄŸiyle baÅŸarılı bir profil çizdi. Küresel siyasi ve ekonomi gündeminin birinci konusu olan enerjiyi ülke gündeminin de ilk sıralarına taşıyarak Türkiye'yi enerji konusunda takip eden ülke deÄŸil takip edilen ülke konumuna taşıdı. Üstelik bunu, küresel güçlerin karşı giriÅŸimlerinin en yoÄŸun olduÄŸu bir dönemde gerçekleÅŸtirdi.

Tüm baskı ve müdahalelere raÄŸmen, Türkiye'nin küresel enerji gündeminden geri kalmamasında Bakan Yıldız'ın katkısı tartışılamaz.

[Yeni Åžafak, 3 AÄŸustos 2015]