SETA > Dijital Medya |
Sosyal Medyada PKK Terörü

Sosyal Medyada PKK Terörü

Yalan haberlerin gerçekleri kısa sürede ortaya çıkmasına rağmen aynı kesim tarafından benzer paylaşımların ısrarla yapılmaya devam etmesi, bu yöntemin, bilinçli şekilde tercih edildiğini göstermektedir. İlke, doğruluk, sorumluluk gibi gazeteciliğe ait temel prensipler göz ardı edilerek çamur at izi kalsın mantığı işletilmektedir.

Taksim Gezi Parkı olaylarının Türkiye’ye bıraktığı acınası miraslardan birisi sosyal medyanın manipülasyona açık olduÄŸunu ifÅŸa etmesidir. Gezi Parkı eylemcileri tarafından üretilerek sosyal medyada dolaşıma sokulan yüzlerce içeriÄŸin yalan olduÄŸu hem olaylar devam ederken hem de daha sonra yapılan araÅŸtırmalar sonucunda tespit edilmiÅŸti. Böylesi içerikler ‘Gezi Parkının sosyal medya yalanları’ adıyla sonradan meÅŸhur da oldu. Fakat sosyal medyada paylaşılan yalan haberlerin teÅŸhir edilmesi bu yöntemi kullananlara engel olmadı. Sosyal medyanın manipülasyona açık olduÄŸunu keÅŸfeden kesimler önce 17-25 Aralık darbe giriÅŸiminde, 6-8 Ekim Kobane olaylarında ve farklı durumlarda aynı yöntemi denediler.

Aynı yöntem Türkiye’nin terörizmle mücadelesini etkisizleÅŸtirmek için kullanılıyor.

Operasyonlar baÅŸladığından bu yana örgüt yandaÅŸları tarafından hazırlanan görseller ve kliÅŸe sloganlar yine aynı kesimler tarafından twitter ve facebook baÅŸta olmak üzere sosyal medya mecralarında dolaşıma sokuldu. Fakat gerçek olduÄŸu iddia edilerek paylaşılan içeriklerin genellikle Mısır, Filistin, Irak ve Suriye’de gerçekleÅŸmiÅŸ acı olaylara ait olduÄŸu kısa süre içinde ortaya çıktı. Örgüte destek verenler tarafından manipülasyon içerikli o kadar çok paylaşım yapıldı ki burada tamamını zikretmek neredeyse imkânsızdır.

Fakat durumun anlaşılır olması bakımından bazılarının üzerinde durmak gerekir. Mesela 27 AÄŸustos’ta Hüseyin Aygün tarafından ‘Türkiye Yüksekova’da çocukları öldürüyor’ cümlesiyle paylaşılan twitterdaki fotoÄŸraf daha önce Suriye’de yaÅŸanmış bir olaydan alınarak kullanılmış. BaÅŸka bir örnekte cizreyüksekovasesver hashtagıyla paylaşılan kucağındaki ölmüÅŸ çocuÄŸuyla anne fotoÄŸrafı, 2007 yılında ABD’nin Irak’ta iÅŸlediÄŸi bir katliamın görseli olarak arÅŸivlerde duruyor.

HDP Milletvekili Ferhat Encü tarafından geçenlerde “olayın vahametini kavrayın diye paylaşıyorum. Silopi, Ä°pek yolu” cümlesine iliÅŸtirilen harabeye dönmüÅŸ Silopi görüntüsü ise aslında tam aksine 6-8 Ekim olayları esnasında PKK’lılar tarafından yapılan yaÄŸmalamanın bir görüntüsü olarak biliniyor. Bu paylaşım aynı zamanda sosyal medyanın ana akım medya üzerindeki etkisini göstermesi açısından da önemlidir. Mesela Cumhuriyet gazetesi, bu fotoÄŸrafın doÄŸru olup olmadığını kontrol etmeden; yani belirli süzgeçlerden geçirmeden, anında “Silopi yanıyor, 3 ölü, 10 yaralı” baÅŸlığıyla internet ortamında yayınlamıştı. Bu haberiyle Cumhuriyet büyük ölçüde teröre nefes aldırmak için bilinçli ÅŸekilde yapılan propagandaya ortak olmuÅŸtu. Ayrıca 13 AÄŸustos’ta HDP Åžirnak hesabı tarafından “An itibariyle Yüksekova” cümlesiyle 18 AÄŸustos’ta paylaşılan fotoÄŸraftaki patlama görüntüsünün daha önce Çin’de gerçekleÅŸen bir patlamaya ait olduÄŸu; görselin hiçbir kaygı gözetilmeden Ä°MÇ TV’nin sitesinden alıntılanarak kullanıldığı sonradan ortaya çıkmıştı. TSK tarafından Kandil’e yapılan bombardıman sonucu ‘ölen hamile kadın’ cümlesiyle 1 AÄŸustos’ta paylaşılan kadın fotoÄŸrafının da daha önce Mart 2014’te DAEÅž tarafından Suriye’de iÅŸlenen bir cinayet olduÄŸu kısa süre içinde belirlenmiÅŸti. KuÅŸkusuz bir yüksek lisans tezi olacak ÅŸekilde bu örneklerden onlarcası sayılabilir.

Türkiye’nin terörizmle mücadeleye baÅŸlamasından sonra bu ÅŸekildeki içeriklerin artmasının iki sonucu var. Birincisi terör örgütü PKK’ya operasyon yapılmasını istemeyenlerin sosyal medyayı kullanarak ‘yalan haber’ üzerinden Türk ve dünya kamuoyunu harekete geçirmek ve operasyonları deÄŸersizleÅŸtirmek çabasıdır. PKK’nın Kürtlere yaptığı ayaklanma çaÄŸrılarına karşılık bulamamış olmasından dolayı yaÅŸadığı hayal kırıklığının giderilmek istenmesi de özellikle duygulara hitap eden fotoÄŸrafların paylaşılmasının nedenleri arasındadır. Böylece örgütün kaybettiÄŸi moral gücünün yeniden tesis edilebilmesi hedeflenmektedir.

Yalan haberlerin gerçekleri kısa sürede ortaya çıkmasına raÄŸmen aynı kesim tarafından benzer paylaşımların ısrarla yapılmaya devam etmesi, bu yöntemin, bilinçli ÅŸekilde tercih edildiÄŸini göstermektedir. Ä°lke, doÄŸruluk, sorumluluk gibi gazeteciliÄŸe ait temel prensipler göz ardı edilerek çamur at izi kalsın mantığı iÅŸletilmektedir.

Dolayısıyla gelinen noktada sosyal medya gazeteciliÄŸi kredisini tüketmiÅŸ; dezenformasyonun ve manipülasyonun geniÅŸ yer edindiÄŸi bir mecraya dönüÅŸmüÅŸtür.

[Milat, 15 Eylül 2015]