SETA > Yorum |
Rusya'nın Blöfünün Faturası Yine Rusya'ya

Rusya'nın Blöfünün Faturası Yine Rusya'ya

Gazprom'un Türkiye'ye verdiği doğal gazda kesintiye gitme gerekçesi olan mevsim şartları ve fiyat anlaşmazlığı pek gerçekçi değil. İran'ın da zaman zaman uyguladığı bu taktik, bir bahaneden ibaret.

Rusya ve Türkiye arasındaki uçak krizinin baÅŸladığı ilk andan beri var olan “enerjide yaptırım olur mu?” endiÅŸesi, Rusya ve Türkiye'nin enerjide karşılıklı bağımlılıklarından dolayı boÅŸa çıkmıştı.

Ancak geçen hafta Türkiye'ye doÄŸal gaz tedarik eden Rus ÅŸirketi Gazprom'un Batı Hattı'ndan özel sektöre sattığı doÄŸal gazda kesintiye gittiÄŸini açıklaması, bu konunun tekrar gündeme gelmesine neden oldu.

Öncelikle ÅŸu gerçeÄŸi ifade etmek gerekiyor: Gazprom'un Türkiye'ye verdiÄŸi doÄŸal gazda kesintiye gitme gerekçesi olan mevsim ÅŸartları ve fiyat anlaÅŸmazlığı pek gerçekçi deÄŸil. Ä°ran'ın da zaman zaman uyguladığı bu taktik, bir bahaneden ibaret. Gaz kesinti kararlarının genellikle siyasi anlaÅŸmazlıkların yaÅŸandığı döneme rast gelmesi, basit bir tesadüfle açıklanamaz.

DoÄŸal gaz kesintisi, ÅŸu aÅŸamada Türkiye için bir risk oluÅŸturmuyor. Ancak Rusya için durum çok daha zor. Ekonomisini petrol ve doÄŸal gaz gelirlerine baÄŸlayan bir ülke ekonomisi, petrol fiyatlarının 30 dolar seviyesinde olduÄŸu bir dönemde, Türkiye'deki doÄŸal gaz pazarını kaybetme riskini göze alamaz.

Üstelik, Türkiye'nin Rusya'ya alternatif güzergahlar geliÅŸtirdiÄŸi ve doÄŸal gazda yaÅŸanabilecek bir kesinti krizi karşısında doÄŸalgaz depolama kapasitesini artırmak için LNG depolama ve terminallerini ciddi ÅŸekilde konuÅŸtuÄŸu bu dönemde, Rusya hiç risk alamaz.

Böyle bir riskin alınması durumunda ise, Rusya çok ağır bir fatura öder. Ayrıca bu durum, Rusya'nın uluslararası piyasalarda kötü olan algısını daha da kötüleÅŸtirecektir.

Uçak krizinden bugüne, Rusya Türkiye'yle olan ticari ve ekonomik iliÅŸkilerinde birçok yaptırıma, Rusya'nın deyimiyle cezalandırmaya gitti. Ä°lk yaptırımlar Türkiye'den alınan meyve ve sebzede yaÅŸandı. Sonrasında da inÅŸaat, turizm ve tekstil sektörlerindeki ambargolar devreye konuldu.

Rusya'da petrol fiyatlarının bu kadar düÅŸtüÄŸü ve ekonomideki kötü gidiÅŸat ile beraber Putin'in imzaladığı yaptırımların üzerinden henüz 2 ay geçmesine raÄŸmen, “yaptırımları gevÅŸetme” haberlerinin yayılması ise yaptırım zincirinin, yaptırımların en son halkası olacak enerjiye varmadan kopacağını gösteriyor.

EKONOMÄ°K GÜÇ DENGESÄ°NDE TÜRKÄ°YE

DiÄŸer yandan, Rusya-Türkiye anlaÅŸmazlığının da baÅŸlıca sebebi olan Suriye meselesine dâhil olan aktörler, olmak isteyenler, siyasi hesaplar, teoriler, haritalar hız kesmeden devam ederken, tüm bu siyasi labirentin içinde Türkiye'nin gücü, ekonomisi.

Zaten jeopolitik risklerin maliyetini yüklenen, ekonomik olarak güçlenmesinden belirli çevrelerin rahatsızlık duyduÄŸu ülke ekonomisinde, sürekli her ÅŸeyin kötüye gittiÄŸi, olumsuz bir algı oluÅŸturma çabasını, “gerçekleri söyleme” gibi bir kılıfla sunmanın baÅŸta ülke ekonomisi olmak üzere kimseye bir faydası yok.

Kredi derecelendirme kuruluÅŸlarından Fitch'in Türkiye not deÄŸerlendirmesinden önce, yine aynı durum yaÅŸandı. Türkiye'de ekonomik aktivite için siyasi ortamın belirsiz olduÄŸu, büyük olasılıkla da Fitch'in notta olmasa bile Türkiye'nin görünümünde notu azaltacağı bekleniyordu kimi çevreler tarafından.

Ancak, yine beklenen olmadı. Fitch Türkiye'nin “yatırım yapılabilir” notunu da, “duraÄŸan” görünümünü devam ettirdi. Aslında bu not, Türkiye'nin hak ettiÄŸi notun altında. 2015 yılı büyüme oranlarında kriz senaryosu yazıp oynayanlar, Fitch açıklamalarından da beklediklerini alamadılar.

Üstelik kredi derecelendirme kuruluÅŸu Moody's'in Türkiye analisti, dün ekonomik büyüme performansı ve görünümünün, geliÅŸen büyük ekonomilerle karşılaÅŸtırıldığında Türkiye'nin halen güçlü olduÄŸunu açıkça ifade etti. Türkiye'nin bu görünümün arkasında ise kamu maliyesi göstergelerinden olan kamu borcunun ve bütçe açığının GSYH içindeki payının diÄŸer geliÅŸmekte olan ekonomilere göre pozitif ayrışmasıdır.

Türkiye ekonomisinde, özellikle de bu dönemde, yani jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde, sürekli kriz algısı oluÅŸturma çabasının bir anlamı yok, bir faydası da. Evet, ekonomide yapısal sorunlarımız var, bunlar ülke ekonomisinin yüksek gelir ekonomiler grubuna girmesi için büyük bir engel oluÅŸturuyor.

Bu sorunlara yönelik çözüm önerileri geliÅŸtirmek, eksiklikleri veya olması gerekenleri konuÅŸmak yerine, zaten ülke ekonomilerinin güç yarışına girdiÄŸi bu süreçte, ülke ekonomisini kırılgan göstermeye çalışmak, açıkçası insafsızlık.

Irak, Suriye, Ä°ran üçgeninde Türkiye sahip olduÄŸu siyasi ve ekonomik istikrarla çıkış kapısı. Bölgede yaÅŸanan kaosun maliyetini insani kaygılarla yüklenen Türkiye, bölgede oyun kurucu gücünü ekonomisinden alıyor.

DiÄŸer ülkelere tek laf edemezken, kendi ülkesini üstelik etrafındaki jeopolitik risklere raÄŸmen birçok alandaki iyileÅŸme yaÅŸanan ekonomiyi güçsüz göstermeye çalışmak, ancak Türkiye'nin güç terazisinde ağırlığını azaltmaya hizmet eder.

[Yeni Åžafak, 3 Mart 2016]