SETA > Yorum |
PYD'nin Örgütsel Yapısı ve Yerel Yönetimi

PYD'nin Örgütsel Yapısı ve Yerel Yönetimi

PYD, Esed rejimi, ABD ve Rusya ile taktik ilişkiler içerisine girerek Kuzey Suriye’de Arap ve Türkmenler’in yaşadığı bölgeleri de kontrol altına almaya çalışmaktadır.

2003 yılında Kuzey Suriye’de PKK tarafından kurulan Demokratik Birlik Partisi (Partiya Yekîtiya Demokrat-PYD) 2011 sonrası dönemde Suriye’nin kuzeyinde etkinlik elde eden en önemli aktörlerden birisi haline gelmiÅŸtir. Örgütün liderliÄŸini 2003-2010 yılları arasında Fuat Ömer yapmışken hali hazırda eÅŸ baÅŸkanlığını Salih Müslim ve Asya Abdullah yapmaktadır. Merkezi Kamışlı olan PYD, Afrin, Ayn el-Arap ve Haseke bölgelerinde etkili bir ÅŸekilde örgütlenmiÅŸ durumdadır. Kendi tabirleriyle Rojava olarak adlandırdıkları Kuzey Suriye’de “Apoculuk” ideolojisini benimseyen PYD, tüzüÄŸüne göre Kongra-Gel’i Kürdistan Halkı için yüksek yasama organı olarak dikkate almaktadır. Bu ifadelerin tüzükte yer alması, PKK’nın yürütme konseyine baÄŸlı hareket ettiÄŸi gerçeÄŸi, yönetim yapısı, sembol ve söylemleri, ayrıca Abdullah Öcalan’ın tüm Kürt halklarının lideri olarak kabul etmesi, PKK ve PYD’nin benzerlikten öte KCK’nın birer alt yapılanmaları olduÄŸunu göstermektedir. Nitekim parti tüzüÄŸünde Öcalan’ın KCK, tüm Kürt halkları ve Kongra-Gel’e önderlik yaptığını ve bunun kendileri tarafından da kabul edildiÄŸini dile getirmeleri bu birlikteliÄŸi tahkim etmektedir. Tüzükte açık bir ÅŸekilde ifade edilen diÄŸer önemli bir baÅŸlıkta ise, PYD üyeliÄŸi için aranan ÅŸartlar ifade edilmektedir.  Burada Abdullah Öcalan’a baÄŸlılık esas alınmaktadır. “Lider Öcalan’ın demokratik uygarlık metodunun benimsenmesi” parti üyeliÄŸi koÅŸulu olarak sunulurken, “Lider Abdullah Öcalan’ın ve Kürt halkının deÄŸerleriyle gurur duymak, onlara baÄŸlı olmak ve Lideri esaretten özgürleÅŸtirmek için mücadele etmek.” her bir parti üyesinin görevi olarak ifade edilmektedir.

ROJAVA NASIL YÖNETÄ°LÄ°YOR?

Kuzey Suriye’nin bazı kısımlarında PYD öncülüÄŸünde 30 Ocak 2014 tarihinde özerklik ilan edilmiÅŸtir. CoÄŸrafi olarak Cezire, Ayn el-Arap ve Afrin bölgeleri kanton olarak kabul edilmiÅŸtir. PYD’nin kontrol ettiÄŸi kantonlar bir çeÅŸit anayasa hüviyetinde olan “toplumsal sözleÅŸme” ile yönetilmektedir. Ä°lan edilen kantonların yönetiminde ÅŸeklen Arap ve Süryaniler olsa da ana unsurlar PYD’li isimlerdir. Bu durumu belirleyen temel faktör ise demografiden ziyade PYD’nin silahlı gücü olan YPG’nin varlığıdır.

Kantonlardaki yönetim ÅŸekli “demokratik öz yönetim sistemi” olarak adlandırılmakta ve kantonlar Demokratik Toplum Hareketi (Tevgera Civaka Demokratîk-TEV-DEM) tarafından yönetilmektedir. TEV-DEM’in koordinatörlük görevini, PYD eÅŸbaÅŸkanı Salih Müslim yürütmektedir. Afrin, Kobani ve Cezire kantonları ise yine birer baÅŸkan tarafından yönetilmektedir. Hali hazırda, Afrin kantonunun baÅŸkanı Hevi Ä°brahim’dir. Kobani kantonuna ise Salih Müslim’in oÄŸlu Enver Müslim baÅŸkanlık etmektedir. Resmi merkezi Kamışlı olan ve Ekrem Heso tarafından yönetilen Cezire kantonu ise güvenlik tehdidinden dolayı Amude kentinden kontrol edilmektedir.

YPG’DEN DEVŞİRÄ°LEN GÜÇ

Kuzey Suriye’de hukuki temel ise bir anayasa mahiyetinde olan “toplumsal sözleÅŸme” üzerine inÅŸa edilmiÅŸtir ve kantonların nasıl yönetileceÄŸine dair ana hükümleri içinde barındırmaktadır. 06 Ocak 2014 tarihinde Amude’de farklı partilerin de katılımı ile kabul edilmiÅŸtir. SözleÅŸmenin önsözünde vurgu yapılan en önemli kısımlardan biri ise, özerklik ilanı yapılan bölge ve ilan edilen kantonların halen Suriye’nin birer parçaları olarak kabul edildiÄŸi bölümdür. KCK sistemine benzer bir ÅŸekilde konsey ve kuvvetler ayrılığı unsurları içermektedir. Åžeklen demokratik bir çoÄŸulculuk öngörülse de PYD toplumsal desteÄŸinin ötesinde, askeri yapılanması YPG’den devÅŸirdiÄŸi güçle, seçimle belirlenmesi gereken konsey pozisyonlarının çoÄŸunda mutlak ağırlık sahibidir. Farklı partilerden oluÅŸan bir ittifak olarak TEV-DEM, temelde çoÄŸulculuÄŸa vurgu yaparak bu yönetimi üstlenmekle birlikte, PYD dışında TEV-DEM’i oluÅŸturan diÄŸer partiler yine onun güdümünde küçük toplumsal tabanı olmayan seküler-Kürt oluÅŸumlarıdır. Muhalif Kürtler, Suriye Kürdistan Demokratik Partisi (PDK-S) ve bir çatı örgütlenmesi olan Kürt Ulusal Konseyi (KUK) tarafından temsil edilmektedirler. Iraklı Kürt Lider Mesud Barzani ile fikri ve yapısal yakınlığı bulunan Suriyeli Kürtlerin kurmuÅŸ olduÄŸu PDK-S, PYD’nin tüm baskılarına raÄŸmen tüm kantonlarda faaliyet göstermeye çalışmaktadır. Bu yapılanma Suriyeli Kürt siyasi partileri içinde tarihi en eskiye giden oluÅŸumdur. Bölgede bir diÄŸer çatı örgütlenmesi olarak Kürt Ulusal Konseyi bulunmaktadır. PDK-S ve KUK, Suriye muhalefetinin yanında yer almakta ve Suriye devriminin bir parçası olarak kendilerini konumlandırmaktadırlar. Ancak muhalif Kürtler Esed rejimi tarafından desteklenen TEV-DEM ve PYD tarafından baskı altında tutulmakta ve siyaset üretmelerine müsamaha gösterilmemektedir. PDK-S ve KUK taraftarı Kürtlerin büyük çoÄŸunluÄŸu YPG tarafından sindirilmiÅŸ ve Türkiye ve IKBY’ye göç etmek durumunda kalmışlardır. Mesud Barzani’nin giriÅŸimleriyle 2012 yılında TEV-DEM ile KUK arasında görüÅŸmeler gerçekleÅŸtirilmiÅŸ, iki tarafın da katılımlarıyla Kürt Yüksek Komitesi kurulmuÅŸtur. Ancak PYD’nin baskıcı siyasetinden dolayı bu mekanizma hayata geçirilememiÅŸ, KUK bünyesinde temsil edilen birçok parti ya PYD’ye katılmış ya da faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır.

YPG/YPJ VE ASAYÄ°Åž MÄ°LÄ°SLERÄ°

Suriye’deki iç savaşın patlak vermesinden sonra bölgede faaliyet gösteren diÄŸer silahlı yapılanmaların yanında, PYD’nin silahlı kolu olarak Halk Savunma Birlikleri (Yekîneyên Parastina Gel-YPG) önemli bir güç olarak ortaya çıkmıştır. YPG güçleri ülkenin kuzeyinde, Kürtlerin yoÄŸunluklu yaÅŸadığı yerlerden rejim güçlerinin muvazaalı bir ÅŸekilde çekilmeye baÅŸlamasıyla 19 Temmuz’da Ayn el-Arap’ı, 20 Temmuz’da ise Amude ve Afrin’i, ciddi bir çatışma yaÅŸanmaksızın ele geçirmiÅŸtir. YPG güçleri Haseke’nin kuzeyindeki Kamışlı civarında da ilerlemeye devam edip, el-Malikiye’yi ele geçirmiÅŸ, Batı Haseke’de ise Resulayn’a girmiÅŸtir. Buralarda yine Esed güçleriyle ufak çaplı çatışmalar haricinde ciddi bir mücadele yaÅŸanmamıştır. Kamışlı ve Haseke ÅŸehir merkezlerindeyse, Esed Rejimine ait askeri üstler ve devlet kurumları kalmaya devam etmiÅŸ, bu ÅŸehirleri Esed rejimiyle YPG birlikte konuÅŸlanmışlardır. Kısa zaman içerisinde tüm bu bölgelerin kontrol edebilmesi, YPG’nin örgütlenmesi daha önceden gerçekleÅŸtirdiÄŸi göstermektedir. 2012 yılında açıkça faaliyetlerini sürdürmeye baÅŸlayan YPG, PKK terör örgütünün silahlı Halk Savunma Güçleri, (Hêzên Parastina Gel-HPG) kanadına benzer bir ÅŸekilde yapılanmıştır. YPG, aynı zamanda (PKK’nın YJA-Star-Yekîneyên Jinên Azad ên Star-birlikleri gibi) sadece kadınlardan da oluÅŸan Yekîneyên Parastina Jin (YPJ) yapılanmasını da içinde barındırmaktadır. Farklı kaynaklara göre toplamda 30 bin civarında militanı (10 bini YPJ’li) komutası altında tutan YPG/YPJ, örgüt tüzüÄŸüne göre Kuzey Suriye’de ilan edilen Rojava Öz Yönetimindeki kantonların güvenliÄŸinden ve toprak savunmasından sorumludur.

Genel komuta kademesinin yanı sıra en önemli YPG organı genel askeri konseyidir. Toplamda 55 üyeden oluÅŸan ve altı ayda bir toplanan genel askeri konseyinin yerelde de temsili için yerel askeri konseyler mevcuttur. Genel komuta kademesinde genel komutan görevini yürüten kiÅŸi Sipan Hemo’dur. Örgütün sözcülüÄŸünü Redur Halil, YPJ’nin komutasını ise Nesrin Abdullah yapmaktadır.

KULLANIÅžLI BÄ°R AKTÖR

PKK’nın Suriye yapılanması olarak faaliyet yürüten PYD, 2011 yılında baÅŸlayan Suriye devriminden yararlanmak istemiÅŸ bu baÄŸlamda karşılıklı çıkar zemininde Esed rejimiyle birlikte hareket etmeye baÅŸlamıştır. Rejimle kurduÄŸu askeri angajman ve PKK’nın verdiÄŸi destekle oluÅŸturduÄŸu YPG güçleriyle daha önce muhaliflerin safında yer alan Kürtleri tahakkümü altına alarak kanton yönetimleri ilan etmiÅŸtir. Kantonlarda PKK’nın esasen Türkiye’de uygulamak üzere teorik alt yapısını oluÅŸturduÄŸu öz yönetim modelini uygulamaya baÅŸlamış,  baÅŸta muhalif Kürtler olmak üzere mutlak otorite tesis etmeye çalışarak kendisi dışında hiçbir unsura yaÅŸam hakkı vermeyen bir siyaset yürütmüÅŸtür. DAEÅž’in Suriye’deki varlığından istifa ederek ABD’nin DAEÅž’e karşı verdiÄŸi mücadelede kendisini kullanışlı bir aktör olarak sunmuÅŸ, bu sayede sahip olduÄŸu kantonları birleÅŸtirme çabası içerisine girmiÅŸtir. Rusya’nın savaÅŸa dâhil olmasından sonra ABD ile kurduÄŸu iliÅŸkinin bir benzerini Rusya ile de tesis etmeye yönelik makyavelist adımlar atmıştır.

PYD bölgeye dair ihtiraslarımı gerçekleÅŸtirebilmek adına Esed rejimi, ABD ve Rusya ile taktik iliÅŸkiler içerisine girerek Kuzey Suriye’de Arap ve Türkmenler’in yaÅŸadığı bölgeleri de kontrol altına almaya çalışmakta ve Akdeniz’e kadar inebilecek bir kuÅŸak oluÅŸturma hedefiyle hareket etmektedir. Ele geçirdiÄŸi bölgelerde tehcir siyaseti güderek savaÅŸ suçlarına imza atmaktan çekinmezken, PKK’nın Türkiye’de çatışmazlık ortamına son vermesinin ardından, Türkiye’ye yönelik hasmane bir tutum içerisinde olmuÅŸ, PKK ve iliÅŸkili diÄŸer terör örgütleri için bir üs iÅŸlevi görmeye baÅŸlamıştır.

PYD’nin “Rojava Devrimi” olarak adlandırdığı kuÅŸağın bölgesel ihtiraslarına tezat teÅŸkil edecek ÅŸekilde ciddi kırılganlıkları da vardır. Tüm Kuzey hattı Türkiye’nin kontrolünde olan PYD, merkez üssü olan Cezire ve Haseke’nin bir kısmını Esed güçleriyle paylaÅŸmaya devam etmektedir. Burada Åžammar aÅŸireti baÅŸta olmak üzere yoÄŸun bir Arap nüfus da vardır. Yine Afrin, Ayn-el Arab ve Cezire’de PYD’nin baskıcı siyasetine muhalif Kürtlerin oluÅŸturduÄŸu ciddi siyasi hareketlerde mevcuttur. IKBY’de KDP’nin desteÄŸiyle PYD’ye muhalif Kürtlerden oluÅŸturmuÅŸ bir peÅŸmerge birliÄŸi mevcuttur. PYD açısından diÄŸer bir zayıflık ise askeri yeterliliÄŸidir. PYD’nin oluÅŸturduÄŸu YPG güçlerinin kahir ekseriyeti savaÅŸ tecrübesi olmayan az eÄŸitimli 16-20 yaÅŸ arası gençlerden oluÅŸmaktadır. Ağır silahlara sahip olmayan YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde kontrol ettiÄŸi alan geniÅŸlerken bu bölgelerde konuÅŸlandıracak asker sıkıntısı çekmekte ve zorunlu silah altına alma uygulaması yapmaya çalışmaktadır. Ayn el-Arap kuÅŸatması örneÄŸinde olduÄŸu gibi ABD hava desteÄŸinden mahrum bir YPG’nin askeri açıdan kısıtlara sahip olduÄŸu anlaşılmaktadır. Ayrıca Esed rejimi-ABD ve Rusya’yla tesis edilen ve karşılıklı çıkar iliÅŸkisi üzerinden tesis edilen taktik iliÅŸkilerin de ne kadar sürdürülebileceÄŸine dair ciddi soru iÅŸaretleri bulunmaktadır. Suriye yaÅŸanan kaos ve vekalet savaşında kendini büyük güçlere kullanışlı bir araç olarak sunarak kazanım elde etme stratejisi sürdürülebilir görünmemektedir.

[Star Açık GörüÅŸ, 7 Åžubat 2016]