ABD'nin kamuoyu Donald Trump'ın baÅŸkan adaylığına alışmaya çalışırken Obama Yönetimi son aylarında DAÄ°Åž ile mücadelede bir fark yaratma çabası içinde. Suriye'de Rakka ve Irak'ta Felluce DAÄ°Åž'e karşı eÅŸzamanlı olarak operasyonların baÅŸladığı ÅŸehirler oldu.
DAÄ°Åž'in Suriye'deki baÅŸkenti konumundaki Rakka, savaşın gidiÅŸatı açısından büyük bir stratejik öneme sahip.
Rakka düÅŸerse DAÄ°Åž'in Halep ile her türlü lojistik baÄŸlantısı kopacak. Bu cephede Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ÅŸemsiyesi altındaki YPG militanları doÄŸrudan ABD özel birliklerinin komutası altında saldırıyor. Nitekim Rakka operasyonu 21-22 Mayıs'ta ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General J. Votel'in YPG karargâhını ziyareti sonrasında baÅŸladı.
Aynı günlerde de Obama Yönetimi Rakka için 250 kiÅŸilik ek özel kuvvet göndereceÄŸini açıkladı. Ve ABD özel operasyon birliklerinden bazı askerlerin YPG armalı cephe görüntüleri medyada yer aldı. Felluce'de ise Ä°ran devrim muhafızları komutanı Kasım Süleymani'nin yönettiÄŸi HaÅŸdi Åžabi milisleri DAÄ°Åž'e karşı bir hareketlilik halinde.
DAÄ°Åž ile mücadeleyi "belirli" yerel aktörlere yaptırmakta kararlı olan Obama Yönetimi böylece Suriye'de doÄŸrudan YPG milislerini, Irak'ta dolaylı olarak Åžii milisleri destekliyor. Suriye'de ılımlı muhaliflere hiçbir zaman vermediÄŸi desteÄŸi PKK'nın kolu YPG'ye veriyor.
Halbuki "hangi gruplar" olduÄŸu küçümsenerek sorulan muhalifler 5 yıldır büyük bir koalisyona karşı savaşıyor: Esed, Ä°ran, Rusya, Hizbullah, DAÄ°Åž ve YPG güçleri. Türkiye'nin ve birkaç Körfez ülkesinin desteÄŸi ile hâlâ varlıklarını koruyabilmeleri bile büyük bir sürpriz.
BaÅŸkan Obama'nın Suriye halkını temsil eden grupların tasfiyesine bu ÅŸekilde göz yumması tarihin sayfaları arasında unutulmayacak. Zira Kürt milliyetçisi ve Åžii milisleri destekleme stratejisi Suriye ve Irak'taki etnik- mezhebi kompozisyonu darmadağın ediyor. Hem YPG hem HaÅŸdi Åžabi güçleri Sünnileri "DAÄ°Åž'çi" suçlaması ile ele geçirdikleri ÅŸehirlerden sürüyorlar. Her ikisinin de savaÅŸ suçları iÅŸlediÄŸi uluslararası kuruluÅŸların raporlarıyla tescilli. SDG içinde Sünni Arap aÅŸiretlerini daha etkin hale getirme çabası da oldukça yavaÅŸ ilerliyor.
Aslında bu gidiÅŸat çok tehlikeli iki olguyu besliyor. Ä°lki, ABD'nin stratejisi DAÄ°Åž'i "devletyapısı" olmaktan çıkarmayı baÅŸarsa bile Suriye ve Irak'ın ÅŸehirlerini aşırı selefi örgütlerin terör alanı olmaktan koruyamayacak. El- Kaide'nin de Suriye'de daha etkin olma kararı alması ile bölge mikro terör eylemlerinin bataklığı haline gelecek.
Bu örgütler Kürt milliyetçisi ve Åžii milislerin yaptığı "demografik temizlik" yüzünden radikalleÅŸtirecek Sünni bulmakta hiç zorlanmayacaklar.
Ä°kincisi, ABD'nin YPG'ye verdiÄŸi aşırı destek kontrol edilemez sonuçlar üretecek. Rakka'yı ele geçirdiÄŸinde "Rojova federasyonunun" bir parçası haline getirme amacı güden YPG güçleri Rakka'dan sonra Mümbic'e yönelme arzusunda. Böylesi bir güçlenme sadece Kürtler ve Araplar arasındaki husumeti büyütmeyecek. Aynı zamanda Türkiye ile çatışması kaçınılmaz bir Kuzey Suriye PKK- YPG yapılanmasını ortaya çıkaracak.
GüneydoÄŸu'nun ilçelerindeki "ÅŸehir savaşı" politikası tümüyle çöken PKK bir süreliÄŸine Suriye ve Irak'a odaklanacak gibi görünüyor. Ancak PKK'nın Türkiye içindeki "baÅŸarısızlığı" ile Suriye-Irak'taki "zaferini" bir arada kabullenmesi eÅŸyanın tabiatına aykırı. Ne Türkiye ne PKK, Kuzey Suriye'deki oluÅŸumu Kuzey Irak Kürt bölgesi gibi deÄŸerlendirecektir.
Seküler- etnik milliyetçi olması PKK- YPG'den "rasyonel bir milis" üretilebileceÄŸi anlamına gelmez. Bir terörist grubunu milis gücüne dönüÅŸtüren "dâhi" Amerikan zihninin önceki milis projesi olan El -Kaide tecrübesinin kaderi de biliniyor.
Türkiye'de silahları bırakması karşılığında PKK'ya ne önerilebilir ki? "Müttefikinin" başına bela ettiÄŸi "milisin" verdiÄŸi zarar için yeni ABD baÅŸkanının özrü yeterli olacak mı?
Elbette hayır.
[Sabah, 28 Mayıs 2016]
.
