SETA > Yorum |
Neden Åžimdi

Neden Åžimdi?

Türkiye'nin siyasi geçmişinde istikrar ve huzurla gelen yükseliş dönemleri, ne yazık ki her daim kesintiye uğratılmaya çalışılmıştır. Ülke ne zaman pozitif bir ivme yakalayarak bölgesinde güçlü bir konuma gelse iç ve dış olaylarla bu süreç sabote edilmeye çalışılıyor. Bu yüzden, ülkede gerilim oluşturma adına uğraşanların neden bu zamanı seçtiklerinin cevabı da çok açıktır. Bu ülkede ne yazık ki gelişimi ve ilerlemeyi durdurmaya ayarlı bir zamanlama mekanizmasını yönetenler var. Tıpkı 1980'li yıllarda ülkede başlayan ekonomik değişimi engellemek isteyenlerin, bu ülkeye 1990'lı yılların karanlık zamanlarını yaşattığı gibi. Bu şekilde, siyasi ve sosyal çatışmalar kullanılarak, başta ekonomi olmak üzere ülkenin tüm alanlarında istikrarsızlığın ve kaosun gölgesini hâkim kılmışlardır. Öyle ki, 1990'lı yılları herkes karanlık ve kriz yılları olarak hatırlamaktadır.

Türkiye'nin siyasi geçmiÅŸinde istikrar ve huzurla gelen yükseliÅŸ dönemleri, ne yazık ki her daim kesintiye uÄŸratılmaya çalışılmıştır. Ülke ne zaman pozitif bir ivme yakalayarak bölgesinde güçlü bir konuma gelse iç ve dış olaylarla bu süreç sabote edilmeye çalışılıyor. Bu yüzden, ülkede gerilim oluÅŸturma adına uÄŸraÅŸanların neden bu zamanı seçtiklerinin cevabı da çok açıktır.

Bu ülkede ne yazık ki geliÅŸimi ve ilerlemeyi durdurmaya ayarlı bir zamanlama mekanizmasını yönetenler var. Tıpkı 1980'li yıllarda ülkede baÅŸlayan ekonomik deÄŸiÅŸimi engellemek isteyenlerin, bu ülkeye 1990'lı yılların karanlık zamanlarını yaÅŸattığı gibi.

Bu ÅŸekilde, siyasi ve sosyal çatışmalar kullanılarak, baÅŸta ekonomi olmak üzere ülkenin tüm alanlarında istikrarsızlığın ve kaosun gölgesini hâkim kılmışlardır. Öyle ki, 1990'lı yılları herkes karanlık ve kriz yılları olarak hatırlamaktadır.

Bu karanlık dönem 2000'li yıllarda AK Parti ile baÅŸlayan bir dönüÅŸüm hareketiyle geride kaldı. Özellikle ekonomideki köklü deÄŸiÅŸim, beraberinde toplumun tüm katmanlarında yeni bir yapı oluÅŸmasına öncülük etti. Eski Türkiye'nin vesayet odaklarında tüm taÅŸları yerinden oynatan bu deÄŸiÅŸim sürecinin sancılı olması da kaçınılmazdı.

Defalarca siyasi ve ekonomik kriz çıkarma adına yapılan giriÅŸimlere raÄŸmen, Türkiye'de baÅŸta ekonomide olmak üzere birçok alanda yıllarca yapılamayan, hatta konuÅŸulması bile imkânsız olan reformlar gerçekleÅŸti.

Halen sürmekte olan bu sürecin birilerine neden ciddi rahatsızlık verdiÄŸini, sadece Türkiye ekonomisinde son yıllarda gerçekleÅŸenlere baktığımızda açıkça görebiliriz.

Peki bu dönemde Türkiye ekonomisinde neler oldu? Hatırlamakta fayda var.

BU DÖNEMDE EKONOMÄ°DE NELER OLDU?

KiÅŸi başına düÅŸen gelir 3 katına çıktı.

Türkiye orta gelir kısmının üst basamağına geçti.

Kamu borcu ve bütçe açığı Maastricht kriterinin altına indi.

Uzun yıllar sonra, ilk kez kredi notu yatırım yapılabilir seviye olarak belirlendi.

Türkiye, Kafkaslar, OrtadoÄŸu ve AB arasında enerji merkezi oldu.

IMF ve uluslararası kuruluşlara olan bağımlılık azaldı ve hatta bitti.

Tarihinin en büyük altyapı, köprü, havalimanı ve kanal projeleri baÅŸladı.

Ä°stanbul'un uluslararası finans merkezi olması için 2023 için yüksek hedefler belirlendi.

G20'de önemli bir ülke oldu ve G20 zirvesinin ev sahipliÄŸini yapan ülke konumuna geldi.

Yıllarca devam eden ve ülkenin yalnızca siyasi ve sosyal dengelerini deÄŸil ekonomisini de etkileyen Kürt meselesini çözmek için 'Çözüm Süreci' baÅŸlatıldı.

Burada sayamadığımız daha birçok deÄŸiÅŸimin ve iyileÅŸmenin gerçekleÅŸtiÄŸi Türkiye ekonomisinde, hem kangrene dönüÅŸmüÅŸ yapısal problemler çözüldü, hem de kökleÅŸmiÅŸ ve çözülemez olarak nitelendirilen sorunların çözülmesi için kararlı bir irade ortaya konuldu. Böylelikle Türkiye, dünya ekonomisinde yükselen bir güç olarak tanımlanırken, vazgeçilmez ülke konumuna da yükselmiÅŸ oldu.

AMAÇ ÇÖZÜM SÜRECÄ°NÄ° BÄ°TÄ°RMEK

Yeni bir perspektifle 2023 Türkiye'sinin inÅŸası konuÅŸulduÄŸu bir dönemde, geçmiÅŸte olduÄŸu gibi sıkça baÅŸvurulan kaos planları ile hükümetin, ekonominin ve siyasetin hedefe konulduÄŸu birçok giriÅŸime tanıklık ettik. Bu giriÅŸimlerden olan AK Parti'nin kapatılma davası ve Gezi olaylarıyla kaos oluÅŸturulması, 17-25 Aralık giriÅŸimleriyle siyasi istikrarın bozulması ve son olarak da Kobani olaylarıyla Çözüm Süreci'nin bitirilmesi amaçlanmıştı.

Özellikle Çözüm Süreci, ülke aleyhine hareket edenler için en önemli tehlike olarak görülmektedir. Çünkü biliyoruz ki, Kürt meselesini çözen bir Türkiye'nin, bölgede ekonomik güç dengelerini deÄŸiÅŸtirmesi muhtemeldir. Ayrıca, Türkiye bütün gücünü ve dinamizmini ekonomik geliÅŸmeye aktarma imkânına kavuÅŸacaktır. Bu yüzden, belirli güç odaklarının Türkiye'nin gerçekleÅŸtirdiÄŸi reformları kesintiye uÄŸratma çabalarına raÄŸmen, siyasi irade çözümden yana tavır almıştır.

DiÄŸer yandan, Türkiye, bölgede ekonomik ve siyasi olarak güçlü olmanın yanında bölgenin en istikrarlı ülkesidir. Bölge ülkeleri, kendi geleceklerini dizayn ederken önerecekleri çözümde, Türkiye'nin dışarıda kalması mümkün deÄŸildir. Özellikle bölgenin enerji kaynaklarına yönelik planları olan odaklar, Türkiye gerçeÄŸinin de farkındadırlar. Çünkü Türkiye'nin Çözüm Süreci'ni baÅŸarıyla sonuçlandırması, güç odaklarının gelecek hayalleri için tehlike oluÅŸturmaktadır.

Bu nedenle, tüm yaÅŸananların 'neden ÅŸimdi' olduÄŸunun cevabı, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi olarak geldiÄŸi noktayı ve hedeflerine ulaÅŸmak için yürüdüÄŸü yolu deÄŸerlendirmede saklıdır.

[YeniÅŸafak, 30 Ekim 2014]